19. Bölüm: Baba - Oğul

12 2 0
                                    

"Bence iyi bir başlangıç yaptık."

Mikel çadırın arka tarafına geçtiklerinde diğerleri gibi gösteriden ve sonuçlardan memnundu.

"Resmen kasabalıları kandırmadan kandırdık." dedi Gideon kasaba halkının düşük zekasına bir kez daha hayret ederek.

"Beni neden sevdiler sanıyorsun çocuk, ben bunu daha az bilgi vererek yıllardır yapıyorum." dedi Stan yaptığı ile gurur duyan bir tavırla.

"Babamın onca dümene rağmen bu halde olasına şaşırmamalı o zaman." dedi Gideon keyifli bir sesle.

"Lütfen o p'çe baba deme, o bunu hak etmiyor Gideon." dedi Ford yüzünü iğrenti ile buruşturarak.

"Biliyorum ama ağız alışkanlığı işte." dedi Gideon umursamazca.

Çadırdan çıktıkları sırada kalabalık dağılmış yerinde Buddy, Pacifica, Mabel ve Mason vardı. Bud her zamanki gibi içindeki beyaz tişörtü hariç simsiyah giyinmişti. Siyah bir şapka, kaban, pantolon ve ayakkabı giymişti. Pacifica onun aksin rengarenkti, renkli ve üstünde kalp deseni olan bir kazak, kedi desenli bir tayt, neon mor etek, kahverengi ama renkli ponponlarla süslü botlar, sarı tozluklar ve renkli bir tokayla at kuyruğu yapılmış altın sarısı saçları vardı. Renkli diş tellerini göstererek gülüyordu ve aynı zamanda neon mor ojeler sürmüştü tırnaklarına. Mabel' de Pacifica' nın daha renksiz haliydi. Mavi bir bluzu, uzun koyu mavi bir etek giymişti, ayaklarında siyah hafif topuklu ayakkabılar vardı, mor bir saç bandı; bileklik ve kolye takmıştı. Ufak yuvarlak küpeleri ve parıl parıl parlayan masmavi gözlerini ortaya çıkaran bir makyaj yapmıştı, tırnaklarına da koyu mavi oje sürmüştü. Kısa kahverengi saçlarının şimdi çoğu beyaz renge dönmüştü. Mason ise sıradan ama yıkılmış duruyordu. Sarı tişört, yine sarı bir şort, beline bağladığı ekose desenli bir ceketi ve siyah spor ayakkabıları vardı üstünde. Gözündeki bandajı yenilemişti, saçları şimdi  tamamen beyazdı. Donuk mavi gözleri hep olduğu gibi kısıktı, normalde açık olan teni şimdi daha da açık ve solgundu, göz altlarındaki morluklarda çok belirgin bir hal almıştı, normalden daha zayıf ve yorgun duruyordu. Sanki hiç uyumamış gibi.

"Ölü gibisin Mason." dedi Ford alaylı bir sesle. "Uyumayı denemelisin bence."

"Yapabilsem yaparım zaten." diye homurdandı Mason şeytanın sinsice sırıtan yüzüne gözlerini çevirerek. "Will rüyalarımı rahat bırakmıyor ki uyuyayım." 

"Senden ne istediğimi söylemiştim Mason, ben istediğimi almadan o işin peşini asla bırakmam Bunu biliyorsun." dedi şeytan şimdi masumane bir şekilde gülümseyerek.

"Evet ne kadar takıntılı bir deli olduğunu biliyorum." dedi Mason öfkeli bir homurtuyla. "Ama hatırla, bende sana 'hayır' demiştim. Rüyalarıma istediğin kadar musallat ol, cevabım hep aynı kalacak." dedi Mason öfkeli bir sesle.

"Çocuklar lütfen tartışmayın." dedi Pacifica hemen. "Çok daha önemli bir işimiz var." dedi ve cesaretlendirmek isteyerek Bud' a baktı.

"Gideon, ben senden özür dilemek istiyorum oğlum." dedi Bud bir dizine çöküp Gideon' a yaklaşarak. "Sana yaşattığım her şey için özür dilerim. Söz veriyorum, artık sana zarar vermeyeceğim. Ben sadece iyiliğini istiyordum ama sana asıl kötülüğü yapıyormuşum. Beni affet." dedi Bud pişman ve üzgün gözlerle oğluna bakarak. 

"Hayır seni affetmiyorum, şimdi çekil." dedi Gideon. Babasının üzgün ve acı çeken hali ona sadece zevk verebilirdi, ona acımıyordu.

"Biliyorum hak etmiyorum ama..."

"Hak etmiyorsan neden buradasın Pines?" dedi Stanley kızgınca.

"Bu iş oğlumla beni aramda Stan. Sakın karışma." dedi Buddy ayağa kalkarak.

Hayat Dersi -Reverse Falls- *Bitti*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin