3. Bölüm: Tanışmalar

54 8 37
                                    

(Başlamadan Mrs Pines' ın adı Maria Pines ve Mikel' in annesinin adını Pamela Evans yaptım çünkü bir isim gerekliydi.) 

"Kendine inekliğinden kurtulmanı sağlayacak bir dost edinmiş gibisin Dipistik! Ben Mabel." dedi Mabel elini Mikel' e uzatarak.

Will' in peşinden ikisi de evin geniş salonuna gitmişlerdi. Yanan mavi ateşli bir şöminenin önünde iki tekli koltuk vardı. Koltuklardan birinde Stan Gleeful, Mason' un büyük amcası oturuyordu. Karşısındaki koltuğa da Will oturmuştu ayaklarını birbiri üstüne atarken, elvdivenini tekrar eline geçirmemiş, aksine diğer elindeki eldiveni de çıkartıp cebine koymuştu, yüzüklerini de direk parmaklarına geçirmişti. Tekli koltukların yanında da iki çift, üçlü koltuk vardı. O koltuklardan birinde Mabel Gleeful, Mason' un kız kardeşi oturmuştu. Mason ayakta kalmayı tercih ederken Mikel tanışmak için Mabel' ın yanına gitmişti.

Mabel ikizinden daha canlı mavi gözleri ve çok daha canlı teniyle keyifle gülümsüyordu. Mavinin tonlarıyla yapılmış hoş ve hiç yüzünden eksik olmayan bir makyajı vardı yüzünde. Masmavi gözleri saç tokasındaki masmavi tılsım gibi parıldıyordu keyfiyle. Üstünde siyah ve koyu mavi ağırlıklı, iki parça sportif bir kıyafet vardı. Kıyafetinin üst parçasının karnının çok az üstünde olan bitişini kıyafetin ipleriyle sıkmıştı. Karnını açık bırakan kısmın altında da bir eşofman vardı. Kahverengi saçlarını omuzlarında bitiyordu (EVET! MABEL KISA SAÇLI! KISA SAÇLI MABEL' A BAYILIYORUM!) ve aralarında fazlaca beyaz tutamlar vardı.

"Mabel demek, bana daha çok yaşlı, şişman bir bunağın ismi gibi geldi. Ben Mikel bücür." dedi Mikel Mabel' ın elini sıkmak yerine saçlarını sertçe karıştırarak.

Mabel yüzünü buruşturarak bu sert selamlamayı eliyle itmişti. Kabarmış saçlarını düzeltmeye çalışırken Mason arkadan keyifle gülüyordu. Will' de çok daha hafif bir şekilde gülmüştü, Stan ise memnuniyetsizce kaşlarını çatmıştı.

"Ne!" dedi Mabel öfkeyle saçlarını düzelterek. "Seni öldürürüm Evans!" dedi Mabel tehdit dolu  sesiyle.

Mikel Evans ise onu umursamadan Mason' un ona uzattığı eline çakmıştı.

"Kızma prenses, Mason seninle alay etmemi istemişti sadece." dedi Mikel gülümseyerek. "Ama seninle de beraber onunla zevkle uğraşabiliriz." dedi Mikel göz kırparak. 

Stan bu duruma kaşlarını daha çok çatsa da Mason' un sakinliğinden yola çıkarak sesini çıkartmamıştı. Yanlış bir şey olsa ilk müdahale edenin o olacağına emindi. Mason ise Mikel' in alaylı ve rahat haline çabuk alıştığından bu ufak jesti sorun etmemişti. Mabel ise bunda memnundu zaten. Önemsenmek hep hoşuna gitmişti ve bu gencin neşesi ile hitap şeklini sevmişti. Sözde arkadaşlarının aksine daha enerjik ve samimiydi. Alaycı ve soğuk gözükse de enerjik insanlarla çok iyi anlaşıyordu ve sahte "düşmanı" Pacifica Northweast bunun en önemli kanıtıydı.

"Bak seni tekrar sevmeye başladım." dedi Mabel kocaman gülerek.

"Resmen ihanete uğruyorum." diye sahte bir şekilde homurdandı Mason ve Mikel' e baktı "Sağ ol dostum!"

Mikel ise hep yaptığı gibi yine gülmüştü. Gülmek onun için bir duygu yerine yüzünün normalde olan şekli gibiydi. Hep yapıyordu ama asla sahte olmuyordu ve insanların enerjisini yükseltende buydu. Daha çok çocuklar ve gençlerin. Yetişkinlere karşı olan grevi yüzünden onlara karşı sinir bozucu, suratsız ve asi davranmayı seviyordu. 

Tıpkı onların büyük çoğunluğunun çocuklara davrandığı gibi.

İyi büyüklerde vardı ama tüm çocuklar hemfikir ki bizi anlamıyorlar. Hayır, bu ergenlerin söylediği kalıp bir cümle değil büyükler, bu üzüntüyü belli eden ve sizin en çok yanlış yorumladığınız cümle. Biz keyfimizden asi davranmıyoruz, koyduğunuz kuralları çiğnemiyoruz, sizi sinirlendirmiyor ya da üzmüyoruz. Sizi üzmek istemiyoruz, pek çoğunuzu. Bazılarınızı üzmeyi ya da sinirlendirmeyi seviyoruz çünkü hak edecek bir şey yapmış oluyorsunuz. 

Hayat Dersi -Reverse Falls- *Bitti*Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin