Altı

2.3K 146 47
                                    

"Devrim?!" ağzımdan çıkan tek kelime bu olmuştu, karşımda gördüğüm yüz hiç olmadığı kadar tanıdıktı. Gördüğüm bu mavi bakışlar tıpkı bıraktığım gibiydi.

Bu nasıl gerçek olabilir? Devrim şuan baya baya kanlı canlı karşımda duruyor.

Karşımdakini hazmedebilmek için gözlerimi kapattım. Ne kadar öyle kaldım bilmiyorum ama en azından bir dakika boyunca sakinleşmeye kendimi kontrol altına almaya çalıştım.

Korkuyla gözlerimi geri açtığımda karşımda kimse yoktu.

Hızla kendi etrafımda dönüp çevreme bakmaya başladım. Olamaz gitmiş olamaz. Az önce gördüğüm yüz yanılma olamaz. Karşımdaydı, gördüm. Hiç emin olmadığım kadar eminim ki karşımdaydı. Nereye gitti?

"Devrim!" diye bağırmaya başladım çevreme doğru.

Ne kendisi geldi, ne sesi geldi.

Hemen elimi cebime atıp telefonumu çıkarttım, bana mesaj atan o numaraya bakacaktım ki mesajlarımda öyle bir numara yoktu.

Her şeyi kafamda mı oluşturmuştum?

Deliriyor muyum amına koyayım ben?

Başıma giren keskin ağrıyla kendimi yere bıraktım.

Daha fazla dayanamayacaktım, bunca gelen şey çok ağır olmuştu artık.

Bana kimse mesaj falan atmamıştı, ben kafamda kendi kendime yazmış sonrasında da uygulamaya koymuş bir anlığına da olsa karşımda görüp kendimi tatmin etmiş sonrasında gerçeğe dönmüştüm.

Telefonun rehberine girip Aras'ı aradım. Şuan bana yardımcı olabilecek tek kişi oydu sanırım.

Aradığınız kişiye şuan ulaşılamıyor, kutfen daha sonra tekrar deneyiniz...

Amına koyayım, kırk yılın başı birisinden yardım alacaktım onun da telefonu kapalı.

Tamam o zaman, eskisi gibi yine kendi başıma kendim bakacağım.

Yerden destek alarak yavaşça ayağa kalktım. Başımın dönmesini umursamamaya çalışarak ilerideki otobüs durağına yürüdüm. Şuan gidebileceğim tek yer onun yanıydı.

Telefonumdan otobüsün kaç dakikası kaldığına baktığımda altı dakikası kalmış olduğunu gördüm.

Duraktaki boş oturaklardan birisine oturup otobusun gelmesini beklemeye başladım.

⭐⭐⭐

Şuan mezarının önünde duruyordum.

Yediremiyordu insan, gencecik yaşta gitmesini.

Çok küçüktü o daha, bizim birlikte yaşayacak çok günümüz vardı daha.

Mezarın soğuk mermerine oturup yavaşça yanına uzanıp göz pınarlarımda birikmiş olan yaşların akmasına izin verdim. Bir yandan toprağı okşuyor, bir yandan ağlıyordum.

"Devrim'im, sevgilim. Hani söz vermiştin bana? Hani biz birbirimizi bırakmayacaktık? Niye bıraktın sen beni, nasıl kıydın bize?"

Biliyordum cevap gelmeyeceğini, konuşuyordum işte öyle.

Bekledim yine de bir umutla belki gelir diye.

Gelmedi, buna karşın daha da çok ağlamaya başladım.

Değiştirilen GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin