Yirmi Dört

252 27 21
                                    


Medya: Devrim

No 1-Bu benim hayatım

Duman - Kolay değildir.

"HERKES UYAAANSSSSSSSIIN! UYANIN, UYANIN, UYANIIIN!" 

Yanıma zorla Asil'i de almış bağıra bağıra evin içinde dolaşıyordum.

BUGÜN BİZİM DOĞUM GÜNÜMÜZDÜ!

"HAYDİ FAMİLİA DE KARACA HAYDİİİİİ!" 

Aşağıya inip merdivenin başında durdum ve elimdeki tahta kaşığı tencereye vurarak ses çıkartmaya devam ettim.

"BUGÜN DÜNYANIN EN MÜKEMMEL VARLIKLARI DOĞDU ARKADAŞLAR NASIL UYURSUNUZ?!" 

Şu kadar ses çıkartmama rağmen hâlâ uyanmamaları gerçekten çok garipti.

Tam merdivenlerden çıkıp tüm odaları gezmeyi planlıyordum ki birinin beni kolumdan çekmesiyle kocaman bir çığlık attım.

Elimdeki tahta kaşığı var gücümle karnına geçirdiğimde beni çeken kişi resmen böğürdü.

"AH! Asal, napıyorsun?" 

Serdar abinin sesini duymamla kapalı olan gözlerimden tekini açıp ona baktım.

"Abi sen miydin? Çok özür dilerim ben çok korktum bir an."

"Tamam tamam bir şey olmaz, hadi gidiyoruz." dediğinde kaşlarımı çattım.

Kaşlarımı çatarak "Nere gidiyoruz abi?" diye sorduğumda elini ensesine attı.

"Şey, Asal," deyip duraksaksağında şüpheyle ona baktım.

"Serdar abi?"

"Alaz vurulmuş, sabah hastaneye kaldırıldı." dediğinde bir anlığına gözümün kararmasıyla geriye doğru tökezledim.

"Ne diyorsun abi sen? Öyle bir şey olsa bana haber verirlerdi herhalde, verirlerdi değil mi?" diye sorduğumda ellerim titremeye başlamıştı.

Yanımdaki Asil'in ise benden aşağı kalır yanı yoktu.

"Sizin panik yapacağını bildikleri için uyandırmak istememişler." dediğinde sinirle bağırdım.

"Başlatmasınlar paniğine! Ne saçmalıyor bunlar? Neden herkes benim için benden bir şeyler gizleyip duruyor lan! Yeter artık!" 

"Asal, sakin ol." diyen Asil'i umursamadım.

"Hadi yürü gidiyoruz, onlara anlat derdini." dediğinde elimdekileri sinirle yere fırlattım.

Kıyafetlerimi umursamadan dış kapıya geldim ve ayakkabılarımı giyerek, evden çıkan Serdar abinin peşine takıldım.

Arabaya binmem için kapıyı açtığında oyalanmadan bindim ve kemerimi taktım. Asil ise arka koltuğa binmişti.

Serdar abi de sürücü koltuğuna binip hemen arabayı çalıştırdığında evden ayrılmıştık.

"Hayır yani ben gerçekten anlamıyorum herkes neden benden bir şey saklama peşinde, beynimde bir sıkıntı var da ölmeyeyim diye ki yapıyorlar anasını satayım. Kafayı yiyeceğim ya!" diye kendi kendime konuşurken Serdar abi beni çok da umursamıyordu. "Abi, durumu neymiş haberin var mı?" diye sorduğumda kafasını çevirmeden "Yok, bilmiyorum." dediğinde sesli bir şekilde nefesimi dışarı verdim.

Değiştirilen GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin