Dokuz

1.4K 80 38
                                    

Akşam kendimi kötü hissettiğim için odama çıkıp uyumuştum direkt. Yarın Hakan, Haktan, ben ve Asil dışarı çıkmaya karar vermiştik, bu akşam çok da tanışamadığımız için. Şimdi ise saat sabah 03.18'di ve ben balkona çıkmış simsiyah gökyüzünü süsleyen yıldızları izliyordum.

Akşam çok erken yatınca şimdi uyuyamamıştım, boş boş dışarıyı izliyordum. Hayatımda her şey yolundaydı şuan. Bir ailem vardı -beni seven bir ailem- sevgilim yanımdaydı, bir müzik grubum vardı. Mutsuz olmamı gerektiren hiçbir şey yoktu.

İşte sen o kadar doyumsuzsun ki hâlâ mutlu değilsin.

Gözlerimin dolduğunu hissettiğimde ağlamamak için gözlerimi iyice yukarı diktim. Ağlamak istemiyordum. Hızla ayağa kalktım ve odaya döndüm. Yastığımı elime alıp odadan da çıktım.

Koridorda sessiz adımlarla yürüyüp Ayaz abimin odasının önüne geldim. Uykusu en ağır olan oydu, yanına gitsem de uyanmazdı. Yavaşça kapısını açtığımda çalışma masasının başında, kısıp masa lambası ışığında bir şeyler yaptığını fark ettim. Bu saatte uyanık olmasını beklemiyordum.

Kapının açıldığını duymasıyla başı bana döndü ve beni gördüğünde kaşları çatıldı. Hemen masasının başından kalkıp elinde bir yastıkla alık alık duran benim yanıma geldi ve sırtımdan ittirerek yatağa doğru götürüp yatağa oturmamı sağladı.

"Meleğim iyi misin? Neden uyanıksın bu saatte?" dediğinde gözlerimi kaçırdım. "Uyandım, geri uyuyamadım bir türlü. Sen de derin uyuyorsun, gelirsem uyanmazsın diye düşündüm. Çalıştığını bilmiyordum, gideyim ben." dediğimde ellerimi tutup kalkmamı engelledi. "Güzelim o nasıl söz öyle? Senden önemli işim mi var benim? Gel hadi yatalım beraber." dediğinde gözlerim dolmuş, burnum sızlamış, dudağım titremişti. 

Bunu fark eden abim panikledi. "Abim kurban olurum sana, noldu güzelim?" dediğinde kollarımı boynuna dolayıp başımı boyun girintisine gömdüm. O da bir an ne yapacağını şaşırsa da hemen bir kolunu belime sardı, diğer elini de saçlarıma koyup okşamaya başladı.

"Abi, biz neden birlikte büyümedik?" dediğimde sesim titremişti. "Yavrum..." dedi, cümlesinin devamını getiremedi. Burnumu çekip geri çekildim.Göz yaşlarımı silip gülümsedim, az önce hiçbir şey olmamış gibi. Buydum ben.

"Hadi abi yatalım çok uykum geldi benim." dediğimde endişeyle bana bakıyordu ama hiçbir şey demedi. Başını sallayıp yorganı kaldırıp içine girmem için bekledi. Yastığı yatağa fırlatıp uzandım. Abim de yanıma uzandığında başımı göğsüne koydum. O da elini saçlarıma atıp saçlarımı okşarken ara ara saçlarıma minik öpücükler bırakıyordu.

"Meleğim, ben her zaman yanındayım bunu hiç unutma olur mu?" dediğinde benim bilincim çoktan kapanmıştı bile...

                                                             🌜🌜  

"Balım, uyan artık. Hadi güzelim, kahvaltı hazır." başımda birisi mırıldanıyordu. "Beş hafta daha!" deyip kafamı yastığa iyice gömdüm. Arkadan gelen kahkaha sesiyle başımı kaldırdım. Tek gözüm açık bir şekilde baktığımda Ayaz abi başımda gülüyordu.

"Siz yiyin, ben sonra yaparım." dediğimde başını iki yana sallayıp hiç beklemediği bir çeviklikle bir elini bacaklarımın bir elini belimin altından geçirip beni kucağına aldı. Hemen kollarımı boynuna doladım düşme korkusuyla. "Sizde bu zorla alıkoyma genetik mi ya?!" diye yakındığımda gülmüştü. 

Aşağı, yemek odasına indiğimizde beni yavaşça yere indirdi. Masaya göz attığımda sadece bizim kaldığımızı gördüm. Hemen Asil'in yanına geçtim. Tabağım doldurulmuştu zaten.

Değiştirilen GerçeklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin