10

1.7K 209 147
                                    

"Merhaba Youngbok."

Changbin, sadece adını bildiği gencin yanına gelmişti. Olanları anlatıp yanlış anlamaları ortadan kaldırmak istiyordu. Youngbok metreler ardından Changbin'i duyduğunda kaykayıyla yavaşça kayarak yanına ulaştı, ağzından lolipopunu çıkarıp karşılık vermişti.

"Merhaba?"

Youngbok karşısındaki gencin adını hatırlayamamıştı. Ondan bir cevap beklentisi ile yüzüne aptal bir bakış fırlatıyordu.

"Bilirsin, Hyunjin sayfasında ikimizi paylaşıp birlikte göründüğümüze dair bir açıklama yapmıştı. Yanlış anlaşılmaları düzeltmeye geldim."

Hyunjin? İfşacı çocuk? Adını bilmemesine rağmen birliktelikleri hakkında iddia atılan karşısındaki okul arkadaşı?

Neden hiçbir şeyden haberi olmadığını sorguluyordu. Sonrasında her gün okuldan kaykay kaymak için kaçtığı aklına geldi. Tabii hiçbir şeyden haberi olmazdı.

"Ne yanlış anlaşılması, anlat." tabii ki belli etmeyecekti. götürebildiği yere kadar her şeyi anlıyormuş gibi yapmaya devam etmeliydi.

"Paylaşımları Hyunjin yapmadı Youngbok. Kimin yaptığını bilmiyoruz ancak Hyunjin'in hesabı sanırım birinin elinde. Bu yüzden sevgilim benden ayrıldı, eğer senin de sevgilin varsa ona söylemelisin."

Youngbok başını aşağı yukarı salladı. Sevgilisi yoktu, endişelenecek bir şey de yoktu. "Peki." dedi, "Benim için bir sorun yok, senin adına üzüldüm. Kötü hissettirmiş olmalı."

Changbin'in aklına geldiğinde üzerine bir hüzün çökmüştü. Jisu'yu severdi. Anlayışlı ve tatlı biri olduğunu düşünürdü. Şimdi ise birden gittiğinde kendini çok kötü hissetmişti. Gitmesinden çok Jisu'nun kendisine olan güveninin ne kadar kırılgan olduğunu fark etmek canını yakmıştı.

"Bu konu hakkında konuşmak istemiyorum." demişti Changbin. Felix öylece ağzındaki lolipopu iki parmağı ile döndürürken gözleri Changbin'in yere eğdiği başında sabitlenmişti. Kaykayı ise hafif eğimli yolda ayağını bir anlık boşluğa getirdiği için Changbin'e doğru kaymıştı.

Changbin ayağıyla sertçe kaykayın önüne bastığında kaykayın arkası hafifçe kalkıp geri inmiş, Felix öne doğru savrulmuştu. Kaykaydan inerek gereksiz gördüğü yakınlık adına bir adım geri çekilmişti.

"Deneyebilir miyim?" kaykayın üzerine adım atarken izin istemişti Changbin. Felix bu konuya pek sıcak bakmasa da Changbin'in kaykay üzerinde hemen dengede durabilmesine çok şaşırmıştı.

"A-aslında Dorothea'me binilmesinden hiç hoşlanmam. Ona sadece ben binebilirim."

Changbin kahkaha atarak "Dorothea mi? Ona bir de bir kız adı mı verdin? Dostum senin değişik fantezilerin olmalı." dediğinde Felix'in yanakları pembeleşmişti. Bu tür sözlerden nefret ederdi, sadece çok değer verdiğinden onu özel kılmak istemiş olamaz mıydı?

Changbin'i bileğinden yakalayacaktı ki refleksif bir hareketle Changbin yana attı kendini. Kaykaydan inmemişti, üstelik her zaman yaptığı bir şeymiş gibi kendi etrafında dönüp Felix'e döndü.

"İlk kez yapmıyorsun değil mi? Sadece beni kandırıyorsun."

Changbin soru işareti dolu bakışlarla bakıyordu Felix'e. "Neyden bahsediyorsun?"

Felix'in ağzı açık kalmıştı. Changbin'in yaptığı iki hareket için en az iki hafta harcamıştı. Sadece tahta üzerinde durmak bile dört gününü almıştı. Dalga mı geçiyordu bu?

"Dalga geçme benimle, bir tahtayı ilk kez eline almış olamazsın." Felix sinirli hissediyordu, emek harcayıp şu anlara gelmiş birisiydi ve bu çocuk sadece iki saniyede tüm o ağırlık merkezi kuramlarını çözmüş olamazdı.

happier than everHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin