15

1.4K 202 178
                                    

"Changbin agresif hareket etmene gerek yok. Sakin ol, yol zaten akıp gidecek."

Changbin derin bir nefes vermişti. Yongbok'u onaylayarak yavaşça sürmeyi denedi. Sert hareketler yaptığı için çok kez düşmüştü ve artık dizleri acıyordu.

"Yongbok yapıyorum sanırım." yaklaşık yarım saattir kaydıkları alanın dışına çıkmış, Yongbok'un peşinden gelmesine neden olmuştu. Changbin'i hızlı adımlarla takip ediyordu.

"İyi gidiyorsun, ancak şimdi de yavaş gitmek için kendini kasıyor gibisin. Gevşe, hızını biraz artırmanda bir sakınca yok." Changbin başını aşağı yukarı sallamasının ardından kasılan bacaklarını gevşetti. Aynı zamanda tahta üzerindeki koordinasyonunu kaybetmemesi gerekiyordu. Ayaklarını olabildiğince sabitledi, serbestçe tahtada durmak onu geriyordu, henüz bu olaya pek alışamamıştı.

Tahtada güvensiz hissettiğinden bu işi bırakması gerektiğini düşünürken devam ediyordu yoluna. Düşünceleri beynini doldurduğundan, bacaklarına yüklemesi gereken kuvvet tamamen aklından çıkmıştı. Felix bir noktadan sonra Changbin'e yetişmek için koşmaya başlamıştı, ancak çok yorulunca durdu ve nefeslendi. Saniyeler ardından Changbin ortadan kaybolunca tekrar hareketlenerek koştu peşinden ancak gördükleri ile gözleri kocaman açılmıştı. Changbin bir yokuştan aşağı kaymak üzereydi, bu henüz yeni başlayan biri için oldukça tehlikeliydi.

"Changbin, dur!"

Hızını artırarak koşmaya devam etti, Changbin onu duymuyordu. Birkaç saniyenin sonra Changbin kendini bir yokuşun başında bulduğunda düşüncelerinden kurtulmuştu. Tekdüze kayışını korkuyla engellemeye çalıştı.

"AAAAAAAAAAAAA FELIX YARDIM ET AAAAAAAAAAAAAAA!!!"

Böylesine korktuğu için tüm dikkatini kaybetmişti. Yokuşun aşağısından geçen otoban korkusunu katlamaya yetmişti. Kaykayı doksan derecelik bir açıyla kaydırmayı denediğinde dengesini tamamen kaybetmiş ve yere sert bir düşüş gerçekleştirmişti. En azından otobana dalmamıştı, değil mi?

"CHANGBIN!!"

Felix Changbin'in düşmesiyle duraksamıştı. Panikle baktı yerdeki Changbin'e, doğrulmasını görene kadar şokla kaldı. Changbin'in yere oturmasıyla yanına tekrardan koşarak yetişmeyi başardı.

"CHANGBIN İYİ MİSİN?" tam yanına gelmişken korkuyla bağırmaya devam etti, ne yapacağını pek biliyor gibi görünmüyordu.

"İyi miyim? Değilim galiba." Changbin dizindeki kanayan yaraya bakıp başını Felix'e doğru çevirdi. Felix ise Changbin'in kanayan alnına bakarken  şokla elini ağzına kapattı.

"CHANGBIN ÇOK ÖZÜR DİLERİM. HEMEN YARDIM EDECEĞİM BEKLE." Felix yere çöküp çantasından su ve pamuk çıkarttı yarayı temizlemeye koyulmuştu. Changbin acıyan yarasına bakarken sinirlendiğini hissetti. "Bu ne biçim spor amına koyayım?! Ben daha fazla çalışmak istemiyorum." dedi bağırarak. Felix'in yüzü asılmıştı, ancak belli etmedi. Sonuçta Changbin kendisinin isteği üzerine başlamıştı kaykaya. Changbin fark etmişti Felix'in mahcup bakışlarını, bunlar onun yüzünden olmamıştı. Birden önlerine yokuş çıkacağını Felix de bilemezdi.

Felix yaraya çantasından çıkardığı tentürdiyotu dökerken sessizce "Özür dilerim." demişti. Changbin ise yakan ilaca canının yandığını belirten bir sesle karşılık vermişti. Yongbok'un kendini suçlu hissetmesini istemezdi. "Senin bir suçun yok." diyerek karşılık verdi. "Ama senin kaykay kaymanı sağlayan kişi benim." demişti, Yongbok'un hala mahcup çıkan sesi Changbin'i şaşırtırken bir yandan da çok tatlı gelmişti. Yongbok dışarıdan baktığında umursamaz ve kendi zevklerine düşkün biri gibi görünüyordu, ancak Changbin onun son derece insanları sahiplendiğini ve koruyucu bir yapıya sahip olduğunu fark etmişti.

happier than everHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin