Pazar günü, saat on sularında iken Yang Jeongin zil sesinin odasında yankılanmasıyla uyanmıştı. Gözlerini aralamanın ardından geçen kısa sürede telefonunu almış ve arayan yabancı numaraya bir göz atmış, telefonu açmıştı.
Aylardır uğraştığı proje ile yarışmayı kazandığını ve ertesi gün ise ödül töreni yapılacağını öğrendiğinde heyecanla yataktan sıçradı. Telefonu kapatmanın ardındansa koşa koşa salona gidip heyecanla annesine yarışmayı kazandığını söyledi.
Küçük bir sevinç gösterisinin ardından Jeongin Hyunjin'i aramıştı. Hem haber vermek hem de ödül töreninde giyecek bir takım elbise alışverişi için müsait olup olmadığını öğrenmesi gerekiyordu.
En sonunda ise Changbin ve Yongbok ile birlikte alışveriş merkezinde buluşmaya karar verdiler.
Saatler sonra nihayet bir araya geldiklerinde selamlaştılar. Hyunjin ve Jeongin'in ilişkisinden haberi yoktu karşılarındaki ikilinin. Ancak Hyunjin ve Jeongin onların ilişkilerinden haberdar olduklarını sanıyordu, her ikisi de unutmuştu.
Anlaşabilmenin ardından Hyunjin Jeongin'in eline parmaklarını doladı ve ilk mağazaya yol aldılar. Changbin ve Felix ise iki adım gerilerinde, bu aptalların neden el ele tutuştuğunu çözmeye çalışıyor, birbirlerini dürtükleyip duruyorlardı.
"Changbin bunlar neden el ele tutuşuyorlar?"
"İnan bilmiyorum Bokkie."
"Biz de tutuşalım mı?"
"Olur."
•
Girdikleri mağazada beğendikleri her takımı Jeongin'in önüne diziyorlardı. Hyunjin kendisi için de bir takım beğenmişti, ikisi de ayrı kabinlerde denemeye başlamışlardı.
Adeta birer jüri edasıyla kabinlerin önündeki koltuklarda oturan Changbin ve Felix beğendikleri pembe kovboy şapkalarını takmış bekliyorlardı. Kabinlerden aynı anda çıkan iki takım elbiseli yakışıklı Felix'in fangirl modunu açmaya yetmişti, elini kalbine getirerek bastırdı.
"Buradan nikah dairesine gitmezsek oturur zırlarım Changbin." Changbin'in koluna aniden yapışıp yalvaran gözlerle yüzüne bakıyordu. Changbin ise Felix'in sevimli yüzü karşısında adeta hipnoz olmuştu.
"G-gideriz." ne dediği hakkında en ufak fikri yoktu.
Jeongin ve Hyunjin yan yana durarak aynaya bakarken arkalarında geçen diyalogtan habersizlerdi.
Jeongin kolunu Hyunjin'in koluna doladığında gerçek bir çift gibi gözüktükleri için gülümsedi. Hyunjin ise "Jeongin çok güzeliz ağlayacağım şimdi, bize bakar mısın?" diyerek ağlamaklı ses tonuyla söyleniyordu, telefonunu çıkardı ve aniden ondan fazla fotoğraf çekti.
Kolunu Jeongin'den çekip ellerini sevgilisinin yanaklarına yerleştirdi ve birkaç saniye bir şey demeden baktı öylece, Jeongin yüzüne boş boş bakıyordu.
"O törendeki en yakışıklı kişi sen olacaksın sevgilim!" diyerek yükseldi, motivasyon konuşmacısına evrilmesi üç saniye sürmüştü. Jeongin gelen kahkahayı tutmak için güçlükle çabalarken Hyunjin'in son derece ciddi olması işini zorlaştırıyordu.
"Beğendiyseniz alalım mı?"
Changbin'in sesini duymaları ile başlarıyla onaylamışlardı ardından kasaya doğru yol aldılar.
•
Alışveriş işleri bittiğinde en üst kata gidip yemeklerini almışlar, bir masada oturup karınlarını doyuruyorlardı. Felix'in yalvaran bakışlarına dayanamayan Changbin pembe kovboy şapkasını satın almış, üstüne tüm gün birlikte takacağına söz vermişti. Jeongin ise telefonunu çıkarıp gizlice bu görüntüyü çekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
happier than ever
Fanfiction[ hwang hyunjin × yang jeongin ] herkes tarafından örnek öğrenci olarak anılan yang jeongin, insanları şantajları ile bir köle gibi kullanan hwang hyunjin'e +18 webtoon yazarı kimliğiyle yakalanır. devam ediyor. #1 hyunjeong #2 hyunin