20

1.2K 157 119
                                    

Hyunjin saat 8'de Jeongin'in kapısına gelip arabadan indi. Üzerindeki takımı düzeltirken telefonunun kamerasından saçlarını düzeltti. Hafif bir makyaj yapmıştı, Jeongin için çok heyecanlıydı. Bir önceki randevu için beklerken böyle hissetmemişti, ancak şimdi geceyi geçireceği adam için çok heyecanlandı.

Kapının aralanması ile Yang Jeongin siyah takımı ile evden dışarı adımını attı. Hyunjin sertçe yutkundu, bu geceyi ölmeden nasıl geçireceğini düşünürken bulmuştu kendini. Jeongin, adımlarını Hyunjin'in karşısında durdurdu. Baştan aşağı süzmüştü hoşlandığı bedeni. Bir adım daha atıp sırıttı ve bir eliyle Hyunjin'in yakasından tutup kendine çekerken diğer eliyle de omzunda gördüğü hayali tozları sildi. Kendine yaklaştırdığı gencin gözlerine çevirdi bakışlarını. Hyunjin yalnızca büyülenmiş gözlerini gözlerine değdirebiliyordu.

"Makyaj çok yakışmış." Hyunjin gülümsemişti, "Sadece senin için." diyerek bir adım geri çekildi. Arabanın kapısını açıp Jeongin'i içeri davet etti. Jeongin de teşekkür etmenin ardından sakince oturdu. Hyunjin de Jeongin'in kapısını kapatmanın ardından hızlıca şoför koltuğuna oturmuş, randevu aldığı restauranta sürmeye başlamıştı.

Araba çok geçmeden vardığında ikili arabadan indi. Hyunjin, Jeongin'in yanına ulaşmanın ardından ellerini birbirine sardı. Jeongin'in bakışları kenetli parmaklara bakarken Hyunjin gülümsemesini durdurmaya çalışıyordu.

Restaurant'a girmelerinin ardından randevulu masalarına geçtiklerinde ellerini ayırdılar ve Hyunjin bir centilmen olarak Jeongin'in sandalyesini çekti. Ardından her ikisi de karşı karşıya oturdular.

Jeongin ilk kez birisiyle ciddi bir randevuya çıktığını fark etti o an. Şık takımlar, geniş bir salon, süslü yemek takımları... Hyunjin'in kendisine bu kadar değer verdiğini hissetmek kendisini mutlu ediyordu. Gülümsedi.

Garson menüyü getirdiğinde birer yemek seçtiler. Hyunjin garsonun gitmesi ile Jeongin'in gözlerine odaklandı. Jeongin ise "Bu mekan çok güzel Hyunjin, beni buraya getirdiğin için teşekkür ederim." demişti. Hyunjin karşısındaki bedenin gergin olduğunu hissetmişti. Kendisi de gergindi, ancak Jeongin'in kendini gergin hissetmesindeki sebebin karşısında kendisi durduğu için olduğunu sanmıyordu.

"Rica ederim Jeongin." demişti, diyecek bir şey bulamadığını hissettiğinde sustu sadece. Restaurantta çalan şarkıya kulak vermesine neden olmuştu bu sessizlik. Pistte birkaç kişi vardı, belki bu Jeongin'in rahatlamasına neden olurdu. Hyunjin ayağa kalktı ve elini öne doğru uzattı, "Bana bu dansı lütfeder misiniz?" diye sordu gülümseyerek. Jeongin'in ürkek bakışlarını gören Hyunjin "Umursama yalnızca kabul et, eminim çok daha rahat olacaksın." demişti. Jeongin de bu sözden biraz da olsa güç alarak Hyunjin'in uzattığı elini tuttu.

Pistin ortasına geçtiklerinde çalan müzik birden değişmişti. Ağır bir müzik çalarken Hyunjin Jeongin'in eline parmaklarını doladı ve elini beline koyarak kendine çekti, Jeongin de omzuna koymuştu boşta kalan elini. Bu pistte dans eden tek eşcinsel çift kendileriydi, bu onu içten içe geriyorken Hyunjin bunu çok net hissetmişti.

"Gözlerime bak Jeongin." dedi Hyunjin, Jeongin ise onun dediğini yaparak bakışlarını gülümseyen yüze değdirdi. "Daha güvende hissediyor musun?" diye sordu ardından. Jeongin kendine yeni yeni geldiğini hissetti, kalbini ferahlatan harelerden gözlerini ayırmadan baktı uzunca. Sanki midesindeki bulantı son bulmuştu, artık o kadar gergin değildi.

Hyunjin, Jeongin'in daha sakin olduğundan emin olmasının ardından elini belinden çekti ve diger eliyle parmaklarının ucunda döndürdü. Ardından hızlı hareketleri takip edemeyen Jeongin'in elini yakaladı ve koluna sarılmasını sağladi. Yere doğru eğerken kendisi de yüzünü ona doğru eğdi, "Bu salonda sadece sen ve ben varız Jeongin." ardından onu doğrultup tek elini bıraktı ve koluna sarılan bedenin çözülmesine yardım etti. Jeongin gülümsüyordu, yeniden elini Hyunjin'in omzuna koyduğunda Hyunjin de beline yerleştirmişti.

happier than everHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin