02

2.2K 262 138
                                    

Jeongin, sabah erkenden uyanmıştı. Hyunjin evine geleceği için heyecanlı hissediyordu. Ev toplu olmasına rağmen birkaç kez daha kontrol etmişti her köşesini. Onun eline herhangi bir koz vermek istemiyordu, çünkü Hyunjin elindeki her şeyi alabilecek ve eninde sonunda bulduğu konuyu sayfasında patlatabilecek bir insandı.

Hyunjin'in iyi anlayabilmesi için coğrafya notları çıkarmış, en verimli konu anlatım videolarını indirmişti. Belki bu şekilde onun gözüne batmazdı.

Tüm bunları yaparken saatler geçmişti. Şimdi ise Hyunjin'in 'yoldayım' yazdığı mesaja bakıyordu. Mesajı okumanın ardından kalkıp gardırobunun başına geçti. Beyaz tişörtünü ve mavi kot şortunu üzerine geçirmişti. Tişörtünü kotunun içine sokuştururken kapının çalmasıyla aynaya saniyelik bir bakış atarak saçını düzeltti. Kapıya doğru hızlı adımlarla ilerlerken köpeğine Hyunjin buradayken uslu duracağına dair verdirdiği sözleri hatırlatan bir bakış atmıştı. Kapıya ulaştığında deliğinden bakıp Hyunjin'in geldiğinden emin olmuştu. Yavaşça kapıyı araladı.

"Hoş geldin Hyunjin." gergince gülümsedi karşısındaki oldukça rahat duran bedene. Hyunjin "Hoş buldum Jeongin." diyerek karşılık verdi. Kapıyı tamamen açıp Hyunjin'in eve girmesine izin verdiğinde uzun olan hızlıca girdi ve ayakkabılarını çıkartıp önündeki civciv sarısı terlikleri ayaklarına geçirdi.

Jeongin, Hyunjin'in soluklanmasına izin vermesinin ardından onu odasına getirmişti. Elindeki suyu ağır ağır içen kahve saçlı, odada bakışlarını dolaştırıyordu. Oturduğu sandalyede kendini döndürürken Jeongin tepkisizce onu izliyordu. "Eğer dinlendiysen başlayabiliriz." diyerek bozmuştu Hyunjin'in keyfini. Çünkü kendisinin çalışası hiç yoktu.

Nihayet ders çalışmaya başladıklarında Jeongin, Hyunjin'in sıkılmaması için olabildiğince sıradışı anlatmaya çalışıyordu. İşe de yarıyordu, Hyunjin'in anladığının ve eğlendiğinin farkındaydı. Bu onu mutlu ediyor ve çalışmalarını verimli hale getiriyordu. İki saatin ardından bir molayı hak ettiklerini düşünerek ara vermişlerdi.

"Jeongin... beynim."

"Hadi ya, o kadar zor muydu?"

"Yok canım, ne zoru. O yüzden coğrafyadan kalıyorum ya."

Jeongin, Hyunjin'in dediğine kıkırdadığında evin içinden bir şeylerin düşme sesi gelmişti. "Sen bir şey duydun mu?" diye sordu emin olsa da. Köpeği sözünü tutmadığı için ona küseceğini aklının bir köşesine yazmıştı. Hyunjin'in onaylayan baş hareketiyle sandalyeden kalkıp "Ben şuna bir bakayım." diyerek odadan çıktı.

Hyunjin ise Jeongin gittiği için mutlu olmuştu. Sürekli konu anlatım videosunun ardından gelen bildirim sesleri ile merakı gitgide katlanmıştı. Hiç beklemeden bildirimlerin geldiği sekmeye tıkladı.

"O kadar iyi resmetmişsin ki kendimi kontrol edemedim."

Hyunjin gözlerini şaşkınlıkla açarken gelen diğer bildirimlere göz atmaya başladı.

"Çok güzel!"

"Seoho bu kadar kötü olmasaydın sana yavşayabilirdim belki de."

"Son seks sahnesi çok eğlenceliydi. :D"

"Elimdeki beyaz sıvı da neyin nesi?"

Hyunjin, bir webtoon sayfasının içinde olduğunun farkındaydı. Yorumların geldiği webtoona nihayet girebildiğinde hızlı hızlı geçiyordu bölümleri. Aradığı şey ortadaydı, bulmuştu da.

atsam mi atmasam mi diye dusunup atmak

happier than everHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin