"Bu Stark'ın yaptıkları artık yetti," Strange sinirle iki ileri bir geri adımlıyordu küçük masanın etrafında, masanın diğer köşesinde oturan Charles ise sessizce Black Bolt'u izliyordu, Strange'in tavırları umrunda bile değildi, "Adam hepimize karşı bir düzenek kurmuş, gücümü kullanmadım!" Strange olanları hatırlarken sinirleniyor, sinirlendikçe adımlarını hızlandırıp daha da hırslanıyordu, "Hata yaptık! O sorumsuz, sorunlu, kendini beğenmiş adamı bu gruba almakla hata yaptık!"
"Yeter," Charles daha fazla dayanamayarak elini kaldırdı, iki saattir Stephen'ın kendini nasıl doldurduğunu dinlemekten sıkılmıştı, "Onu bu gruba almamız gerektiğini söylesen sensin, Stark'ı bize sen önderdin doktor. Şimdi senin sızlanmanı dinlemekle kafamı dolduramam," Charles birkaç saniye sessiz kaldı, en sonunda gözlerini kısarak Bolt'a çevirdi yüzünü, "Sen Tony'ye karşı bir şey yapamaz mısın?"
Bolt sessizdi, her zamanki gibi, siyah gözlerini hala sinirinden hiçbir nebze geçmemiş olan Stephen'a çevirdi, kendisine sabırsızca baktığını görünce sankinliğini koruyarak Charles'a döndü. İyice siyahlaşan gözbebeklerinden anlışılıyordu bir şeyler düşündüğü, sessizce birkaç dakika boyunca Charles'ın yüzüne bakmaya devam etti, en sonunda cebinden bir kağıt ve kalem çıkartıp bir şeyler yazdı ve onu Charles'a uzattı.
Kumral adam kendisine uzatılan kağıdı aldıktan sonra Bolt'un sessizce ayağa kalkıp uzaklaştığını izledi, bu sırada da Stephen gelmişti Charles'ın yanına, boş sandalyeyi ona yaklaştırıp yanına oturdu ve Charles'in elindeki bir defa katlanmış olan kağıdı açıp masanın üzerine koydu. İkisi de aynı anda kağıdın üzerinde yazan tek cümleyi okuduklarında birbirlerine bakıp nasıl bu kadar çaresiz duruma düştüklerini düşünmeye başladılar.
♦
"Natasha, güvendesin," Steve arkadaşının omuzuna koydu elini, bir şeylerden korktuğu koyulaşan yeşilliklerinden belli olurken sarışın adam Tony'nin bunu nasıl yapabildiğini anlamaya çalışıyordu, "Burada Tony yok, seni alamaz. Hadi söyle bana, seni nasıl tehdit etti."
"Ben efendimden başka kimseye hesap vermem." Natasha inatla hep aynı cümleyi tekrarlarken Steve hüzünle ona baktı, aynı durumda kendisi de olabilirdi, eğer Erik tam zamanında gelmeseydi, o gün Natasha'yla Tony'nin yanına gerçekten de gitseydi belki de şu an Tony'ye bağlı olacak kişi kendisi olacaktı, hür olmayan iradesiyle. Onun üzerine daha fazla gitmemek için eğilip Natasha'nın saçlarına küçük bir öpücük bıraktı, "Bana ne zaman ihtiyacın olursa buradayım, Nat. Sen benim tek dostumsun ve seni kaybetmemek için savaşacağım, ne pahasına olursa olsun."
Natasha'nın gözlerini kaçırdığını görünce bir şey demedi, sessiz adımlarla odadan çıkıp kapıyı kapattı. Bahçeye çıkmak ve odasına gitmek arasında kararsız kaldı bir süre. Son saniye ikisinden de vazgeçip Wanda ve Pietro'nun kapalı kaldığı özel odaya adımlamaya başladı. Şifreyi girdikten sonra uzun koridorlarda ilerlemeye başladı, ilk oda Wanda'nın odasıydı. Kapıyı iki kez tıklattıktan sonra dikkatlice girdi içeriye, genç kızın boş gözlerle dışarıyı izlediğini görünce içi acıdı, "Wanda, gelebilir miyim?"
Kızın ilk birkaç saniye sesi çıkmadı, sonunda yeşil gözlerini Steve'e çevirip kafasını salladı, "Evet, gelebilirsin," Sakin bir şekilde pencerenin önünden kalkıp yatağa adımlamaya başladı, ilk Steve'in oturmasına izin verdi, hemen ardından ise kendisi oturdu, "Buraya seni babam mı gönderdi?"
"Hayır, sadece sizi görmek istedim," Steve bu ürkek olan kızı daha fazla ürkütmemek için yumuşakça gülümsedi, Wanda'nın stres içinde olduğunu anlayabiliyordu, "Güçlerini her gün daha güzel bir şekilde kontrol altına alıyorsun, bu çok güzel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Parazit ꙳ ˢᵗᵒᶰʸ
Hayran Kurgu"Yeni bir tarikata katıldı ve biz-biz onu oradan alamıyoruz. Üstün olmaya çalışıyor; insanlardan,insanlıktan,kainatta yaşayan tüm canlılardan daha üstün olmak istiyor. O artık eski Tony değil, Steve." "Ve ben de Kaptan Amerika değilim, Romanoff." ˢᵘ...