İçeri girdiklerinde Draco'yu görmüşleri bile ama Thea, Draco'nun yanında onu görmeyi beklemiyordu.
Tom'u... Aslında oda Thea'yı burada görmeyi beklemiyordu. İkisinin de yüzü düşmüştü. Thea'nın aklına son konuşmaları gelince sinirlenmişti. Arkadaşlarını orada bırakarak geldikleri yoldan geriye doğru yürümeye başladı Thea. Okuldan çıktıktan sonra gölün oraya gitti. Göl bu zamana kadar onu hep rahatlatmıştı. Etraftaki sesler suyun şırıltısı ama şuan onlar bile Thea'nın öfkesini dindiremiyordu. Bir taşa oturarak dizlerini kendine çekti ve dolmasına engel olamadığı gözlerinden bir yaş geldi. Öyle ne kadar kaldığını bilmiyordu çok uzun bir zaman geçmemiş olmalıydı ama üşümüştü. Arkasından gelen kişi Thea'nın omuzlarına cüppesini yerleştirmişti. Thea şaşırarak arkasını döndüğünde tanımadığı bir çocuk vardı. Kravatına bakarak bir hufflepuff'lı olduğunu anladı.
"iyi misin?" Thea gözlerini çocuğun gözlerine sabitledi ve konuştu. "evet." çocuk Thea'nın boşta kalan yanına oturduğunda "bir şey olmuş gibi duruyor. Yani tanışmamış olabiliriz daha ama yinede bana güvenebilirsin." diyerek Thea'ya güven vermeye çalışmıştı. Thea nedensizce ona güvenebileceğini hissetmişti. Sadece bir anlık Tom'la ilgili içini yiyip bitiren her şeyi ona anlatabilirdi ama bir anlık bir düşünceydi. Daha hiç tanışmadığı birine derdini anlatacak değildi. Konuyu değiştirmek istemişti. Çocuğu süzerek konuştu.
"sen böyle üşümeyecek misin?" çocuk gülümseyerek cevap verdi. "hayır." Thea kendini suçlu hissetmişti ama üşüdüğü içinde bir şey diyemedi.
Uzunca bir süre ikisi sadece etraftaki sesleri dinlemişti. Saatin geç olduğunu fark eden Thea konuştu. "gidelim mi artık?" çocuk daldığı yerden gözlerini çekerek konuştu. "gidelim." ikisi de kalkıp hogwarts'a doğru yürümeye başladı. "tanışamadık. Ben Cedric Diggory. Ya sen?" Thea gülümsedi. " bende Thea Rosalie Malfoy." Cedric, "tanıştığıma memnun oldum Rose." Thea aynı samimiyetle yanıt verdi. "bende tanıştığıma memnun oldum Ced." hogwarts'ın önüne gelmişlerdi. "o zaman daha sonra görüşürüz Rose."
"görüşürüz Cedric." o giderken Thea aklına gelen şey ile seslendi. "cüppeni unuttun." Cedric durarak arkasını döndü. "buda bizim bir sonraki sefer görüşmemiz için bir bahane olur." diyerek göz kırptı ve yürümeye devam etti. Thea utanmıştı. Arkasından Liam ve Eliza'nın sesini duydu. "Thea!" yanına gelmişlerdi. Epeyce merak etmişlerdi Thea'yı. "kaç saattir nerdesin?" diye sordu Eliza. "takılıyodum öyle." Eliza ona Draco'dan aldığı asasını verdi. Liam onu süzerek konuştu. "bu cüppe?" Thea onların Cedric'i görmemiş olmasına sevinmişti yoksa farklı anlamlar çıkarıcaklarını biliyordu. Omuz silkti Thea. "hiç." ikiside ofladı ve bu seferlik kurcalamamayı seçmişlerdi. "neden birden gittin?" Thea bu sorularından bıkmıştı. Bir şey demeden onların yanından uzaklaştı odasına çıktı ve kısa bir duş alarak yatağına yattı.
Tavanı izlerken bir yandan da Tom'u düşünüyordu. Tam aklından çıkarabilmişken bir daha karşısına çıkıyordu. Thea ona aşıkken Tom'un onu onca zaman kullandığını öğrenmesi, idrak etmesi zor bir şeydi. Bu olayı kimse bilmiyordu. Ne Draco, ne yakın arkadaşları, hiç kimse.
Yanlışlarım varsa aldırış etmeyin. Vote vermeyi unutmayın.
