Kahvaltı için büyük salona gittim. Kendi masama oturmak yerine draco'nun yanına oturmuştum. Diğer yanımda mattheo karşımdaysa tom oturuyodu. Mattheo masada duran elimi tuttu.
"dün için özür dilerim sevgilim." bunu derken toma imalı imalı bakmıştı. Tom sinir bozucu gülümsemesini ona gönderirken elimi mattheo'nun yanağına koyup kendime çevirdim. Yoksa kavga edeceklerdi.
"tamam sorun yok." elimi çekip yemeğime devam ettim.
.
Şuan iksir dersinde profesör slughorn'un iksirlerimizi kontrol edişini izliyorduk. Hazırlayan iki kişiden biri iksiri içiyor diğeri sorular sorarak iksirin doğru yapılıp yapılmadığını kontrol ediyordu.
Aklımda mattheoya içirmek vardı ama bunu ona söyleyince kabul etmeyip benim içmemi istediğini söyleyince biraz gerilmiştim. Sıra bize geldiğinde ne kadar istemesem de şişeden küçük bir yudum aldım. Umarım beni zorlamazdı. Tomla olan şeyi öğrenmesinden korkuyordum.
"unutmayın çocuklar, kişisel sorular yok." profesör slughorn bi kere daha hatırlatma yapınca mattheo kafasını salladı. Birkaç soruyla iksiri test ettik. Başarılıydı. Şuandaki tek korkumsa ilerideki 2 saat olacaklar. Ahh bunu neden yapmıştım ki.
-dersin bitişinde-
Hızlıca eşyalarımı toplayarak sınıftan çıktım. İksirin süresi geçinceye kadar kimseyle konuşmaya niyetim yoktu. Eşyalarımı gidip odama bıraktığımda yatağa oturdum ve rahatladım. Yatağa uzanacağım sırada kapımın çalınmasıyla dikleştim.
"gel." içeriye elizayla liam girdi. Rahatlayıp gülümsedim. "selam çocuklar." onlarda aynı şekilde gülümsedi. "kaçtın hemen sınıftan." dedi liam. İkisinin de bi planı yoksa bende Rosalie değilim. "evet." Eliza gözlerini kısarak bana baktı. "bizden bişey mi saklıyorsun?" bunu dalga geçmek için söylediği belliydi. Hızlıca ağzımı kapattım.
İkiside bana bakarak gülmeye başladı. Daha fazla dayanamadım."evet!" çok şaşırmış gibi ellerini ağızlarına koydular. "yapmayın." suratımı ekşittim. Sırıtıyolardı. "pekii, bu şey tomla mı ilgili?" her kelimeyi uzata uzata söylemişti liam. Ağzımı olabildiğince sıkı kapatmaya çalıştım ama işe yaramadı. "evet! Tanrım bunu bana yapmayın." ikiside kafasını iki yana salladı.
Eliza bağırdı. "anlat! anlat! anlat!" gözlerimi devirdim. " balodan çıktığım sırada tomda peşimden gelmişti sonra.." liam kafa salladı. "sonra?"
"öpüştük işte!" ikisi de gözlerini açtı. "ne!" aynı anda bağırdılar. "yuh Rosa. Mattheoyu mu aldattın şimdi sen!" bağıran elizanın hızlıca ağzını kapattım. "mal niye bağırıyosun. Biri felan duyucak şimdi off." ellerini hızlı hızlı salladı. "ayy heyecandan." liamla ellerimizi alnımıza vurduk.
--
biraz boş bi bölüm ama olsn
vote ve yoruumm