Rosalie ne olduğunu daha kavrayamamıştı bile. Kendine gelince kısa bir süreliğine yumuşamıştı. Kısa bir süreliğineydi tabi. Hemen sonrasında Tom'u var gücüyle itti. Gerçi Tom bundan pek etkilenmemişti ama en azından Rosalie birleşmiş dudaklarını ayırabilmeyi başarmıştı.
"sen ne halt ettiğini sanıyorsun?" diyerek bağırdı Rosalie. Bağırmaktan çok tıslama gibi çıkmıştı sesi. "iyi niyet gösteriyorum Hall. Tekrardan eskisi gibi olabilmek için. Ama sen bunu istemiyorsan" diyerek cümlesinin devamını getirmemeyi tercih etmişti Tom. Cebinden asasını çıkararak kapıyı bir büyüyle açtı ve hızlıca odadan çıkarak gözden kayboldu. Rosalie hala yaşananları düşünüyordu. Eli istemsizce dudağına gitmişti. Draco hızlıca odadan çıkan Tom'u görerek odaya girdi. Rosalie'nin akmakla akmamak arasında kalan göz yaşlarını fark edince kardeşini kendine çekip sarıldı.
"şş tamam. Sakin ol." diyerek moral vermeye çalışıyordu kardeşine mümkünmüş gibi.
Rosalie sakinleştiğinde Draco'ya olanları anlattı. Neden ağladığını da bilmiyordu. Onu öptüğünden dolayı mıydı? Yoksa şuan onu gerçekten kaybettiği için mi?
**
Aradan 1 ay geçmişti. Rosalie yemeklere pek sık inmiyordu. İndiği sıralarda da Tom'u görmüyordu. Balo çoktan olmuştu ama Rosalie gitmek istemediğini söylemişti. Arkadaşları ne kadar ısrar etse bile ikna olmamıştı. Eliza ve Liam'ın dediğine göre Tom derslere bile girmiyormuş. Bu 1 ay içinde onu anca 2 3 defa görmüşlerdi. Rosalie ona değil, kendine kızıyordu. Bir bakıma aslında ona da kızıyordu ama şuan bu pek önemli değildi. Çünkü Tom konusunda çok hassastı. En ufak şeyde bile dünyaları yakabilirdi. Onu hayatı boyunca hiç silememişti. Ona karşı bir takıntısı olduğundan şüpheliydi.
Hemen bir bölüm daha geliyoorr
