21

822 46 17
                                    

-2 hafta sonra-

"Lie, selam." kütüphanede ödevlerimle uğraşırken mattheo yanıma geldi. "selam." dedim başımı kitaplardan kaldırmadan. Yanıma oturdu. Bir süre sessizce durdu. Beni izlediğini hissedebiliyordum.

2 haftadır aramız pek iyi değildi. Daha doğrusu ben onunla konuşmuyordum. O her bulduğu fırsatta yanıma gelip konuşmaya çalışıyordu. Ama ben sürekli bir bahane bularak yanından ayrılıyordum. Buna sebep olan şey ise tomla öpüşmemizdi. Kendimi suçlu hissediyordum ve mattheoyla her konuşmamızda bu suçluluk daha da geriyordu beni. Bu süre zarfında tomla da konuşmamıştım. Onunda pek yanıma geldiği söylenemez. Kafam gerçekten karışıktı ve bu 2 haftayı kendimi herkese kapatarak geçirmiştim. Kimseyle doğru düzgün konuşmamıştım. Bir süre sonra onlar da bunu anlayıp çabalamayı kesmişlerdi.

"biraz konuşsak?" önümdeki kitapları kapattım ve mattheoya döndüm. "tabi." elini saçlarına götürdü ve karıştırdı. "aslında ne diyeceğimi bende bilmiyorum. Sadece aramızda bir sorun var. Bunu merak ediyordum." bunu çok düşünmüştüm. Söylemezsem içimde büyüyecekti. Derin bir nefes alarak cümlemi son kez kafamda toparladım.

"bak matt. Seninle bir sorunum yok. Asla da olamaz. Sorun benim." elimi tuttu ve kafasını iki yana salladı. "hayır. Böyle olmadığına eminim." ellerimi çektim. "seni kırmak istemiyorum." bişey olduğunu anlamıştı. Kaşları çatıldı.

"sorun ne Rosalie?" beni fazlasıyla geriyordu şuan. Üstümdeki bakışları bile buna yetiyordu. Yavaş yavaş söyleyemeyeceğimi anladığımda direkt söylemeye karar verdim. "biz tomla öpüştük!" sesimin biraz fazla çıkmasıyla bikaç kişi bize dönmüştü. Hızlıca kitaplarımı çantama attım ve ordan kalkarak kütüphaneden çıktım. Mattheo'nun peşimden geldiğini anlamıştım hemen ardımdaki ayak sesleriyle. Koridorların birindeyken mattheo bana yetişerek kolumdan tuttu ve durmamı sağladı.

"ne demek Tom'la öpüştük?! Ne saçmalıyorsun Rosalie!" dişlerini sıkıyordu. "bişey saçmaladığım yok." beni omuzlarımdan iterek duvarla birleşmemi sağladı. "naptığını sanıyorsun mattheo" bişey demedi. Üzerime doğru geliyordu. Ve daha ne olduğunu anlamadan elini boğazıma getirerek sıkmaya başladı. Gözü dönmüştü resmen. Zar zor nefes alıyordum. "bırak beni!" elini ne kadar ittirmeye çalışsamda bir milim bile oynamıyordu. Var gücümle bağırmaya çalıştım.

Draco'nun ağzından
Tomla beraber slytherin ortak salonundan çıkıp bahçeye doğru ilerliyorduk. Geçtiğimiz koridordan birinin bağırışını duyduk. Tomla birbirimize baktık. "buda ne böyle?" diye sordu tom. Omuz silktim. Sesin geldiği tarafa gitmeye başladık. Köşeye geldiğimizde sesler daha da netleşmişti. "siktir! Bu Rosa" diye bağırdım. Köşeyi döndük ve mattheoyu rosalienin boynuna dayanmış bir şekilde gördük.

Hiçbişeyi düşünmeden mattheonun yanına gittim ve yumruğumu suratına geçirdim.

Rosalie'nin ağzından
Bir anda boğazımdaki kuvvetin gitmesiyle yere çömeldim. Daha neler olduğunu tam olarak kavrayamamıştım. Bana sarılan kollarla kendime geldim. Yüzümü kaldırdığımda yeşillerle birleşti gözlerim. Elini yanağıma sürdüğünde anladım gözümden yaşların aktığını.

--
finale yaklaşıyoz gibi
vote ve yorum unutmayınn😽😽

𝑬𝒏𝒄𝒐𝒖𝒏𝒕𝒆𝒓 ◈𝑻𝒐𝒎 𝑹𝒊𝒅𝒅𝒍𝒆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin