1 sene sonra
Hareketli merdivenlerde elimde boyumu aşan kitaplarla zar zor ilerliyordum. Merdivenin hareket etmesiyse işimi kolaylaştırmıyordu. Biraz daha ilerlersem herhalde düşecektim bu yüzden durmayı tercih ettim. Önümden gelen gülme seslerini elimdeki kitaplardan göremesen bile kimlerin olduğunu anlamıştım. İkizler gelmişti.
"selam rosalie!" tam dengemi kaybedecektim ki fred'in beni tutmasıyla tekrardan toparladım. İkisi de elimdeki kitapları yarı yarıya bölüşerek aldı. "sağolun çocuklar. Sizede merhaba." dedim kıkırdayarak. "bu kitaplar da ne." dedi george. Üstteki kitabı açıcaktı ki eline vurarak tekrardan kapanmasını sağladım. "profesör snape ceza verdi. Neymiş derste bi kızın toma baktığını gördüğüm için kıza büyü yapmışım. Lanetlemediğime dua etsin."
İkiside gülmeye başlayınca kafalarına vurdum. Merdiven sonunda durduğunda aşağı doğru inmeye başladık. "tom nerede?" dedi fred. Omuz silktim. Sabah ilk dersten sonra hiç görmemiştim. Aslında son zamanlarda bi garipti. Sürekli ortadan kayboluyordu. Yazın ise çok görüşmemiştik. "bilmiyorum." ravenclaw binasına geldiğimizde kitapları elime bıraktılar. "görüşürüz." el sallayarak yanımdan ayrıldılar. Tabloya şifreyi söyleyerek içeri girdim. Ortak salon boştu. Önümü göremediğim için başımı biraz yana yatırıp öyle bakıyordum.
Merdivenden çıkarken bir anda karşıma çıkan çocukla afallayıp ayağımın ayağıma takılmasıyla geriye doğru yuvarlanmaya başladım. Başım çok acımıştı. Elimle başımı ovdum. Çocuk önümde eğilerek elini uzattı. "özür dilerim. Görmedim. İyimisin?" çocuğun suratına baktım. Gözlerinin içine. Çok güzeldi. Yeşildi gözleri ama çok başkaydı.
Tek kaşını kaldırarak baktığında kendime geldim. Elini tuttum ve beraber kalktık. "iyimisin?" diyerek tekrarladı sorusunu. Kafamı salladım. Elimi tekrardan acıyan başıma götürdüm. "biraz başım acıyor." elini yüzüme yaklaştırarak alnıma dokundu. Elini çektiğinde kan olduğunu gördüm. Elimi onun koyduğu yere koydum. Alnım kanıyordu.
"Pansuman yapabilirim istersen." kafamı iki yana salladım. "hiç gerek yok." eğilip kitaplarımı toparlamaya başladım. Elimin üstüne gelen el ile duraksadım ve yeşillerimi tekrardan yeşillerine çıkardım. "ısrar ediyorum." gülümsedi. Bende gülümsedim. "pekala." benimle beraber kitapları toparlayıp yarısını alarak ilerlemeye başladı. Bende kalan kitapları alıp peşinden gittim.
Bu sene çok şey değişmişti. Eliza ve Liam gitmişti. Neredeyse hiç arkadaşım kalmamıştı. Dracoyla yazın büyük bir kavga etmiştik. Yaklaşık 2 aydır konuşmuyorduk bile. Eve sadece geceden geceye geliyordum. Onun dışında evde durmak beni boğuyordu. Tom zaten bu yaz çok mesafeliydi. Her buluşalım dediğimde bir bahane üretiyordu. Hiç yazmıyordu. Harry, hermione ve ron'la da yazın 1, 2 mektup hariç hiçbir şey konuşmamıştık ve gönderdiğim mektuplarıma da hiç geri dönmemişleri. Onlara da kızgındım. Yazın çoğunluğunu da fred ve george'un Diagon Ally'de açtıkları şaka dükkanında geçirmiştim.
Önümdeki bedene çarpmamla düşüncelerimden ayrılarak kafamı kaldırdım. "ne düşünüyordun bu kadar derin?" gülümsedim. "hiç." odasına gelmiştik. Odalarımız karşılıklıydı bu gülümsememi daha çok genişletmişti. "odalarımız karşılıklı." kapısını açtığında bana döndü. Oda aynı şekilde gülümsedi.
"o zaman seni sürekli rahatsız edebilirim." kıkırdadı. İçeri geçmem için kapının önünden çekildi. İçeriye geçtiğimde de arkamdan gelerek kapıyı kapattı.çook uzunn zaman sonra yeni bölüm 🤭🤭
normalde atmicaktim ama herkes isteyince atiyim bare dedim 🥱😃
