Hermione'nin beni dürtmesiyle irkildim. "siz tom'la ayrıldınız mı?" kafamı iki yana salladım. "hayır. Neden?" kafasıyla arkamı işaret etti. Arkamı döndüm ve slytherin masasına baktım. Gördüğüm şeyle kaşlarım çatılmıştı. Bana çarpan kız grubu şuan tom'un yanında oturuyordu ve bana laf atan kız şuan resmen tom'un ağzının içine düşecekti. Yemeği tom'a yedirmeye çalışıyordu. Tom ilgilenmiyordu onunla ama yinede bu çok sinirimi bozmuştu.
Önüme döndüm. "boşverin yemeğimizi yiyelim." hepsi omuz silkip yemeğine döndüğünde asamı elime aldım ve kimseye fark ettirmeden fısıldadım "*confundo" kız bir anda yerinden sıçrayarak çığlıklar atmaya başladı. Herkes kıza çevirdi başını. Zaferle sırıtırken asamı cebime koydum. Yemeğime devam ettim. "ölüm yiyenler! Kimse görmüyor mu? Kaçsanıza!" kız yerinde cebelleşirken bende sırıtmamı engellemeye çalışıyordum. Gözüm tom'a kaydığında bana baktığını fark ettim ve hemen yüzümdeki sırıtışı silip önüme döndüm.
"bence kalkalım." diyerek kalktım. Diğerleri de peşimden kalkınca çoğu kişi gibi bizde yemek salonundan çıktık.
"sorunları var o kızın." dedi ron elinde götürdüğü tavuğu yerken. Omuz silktim. Elimi cebime attım refleks olarak. Siktir. Asam yoktu. Belki diğer ceplerimden birine koymuşumdur diye diğerlerine de bakmıştım. "çocuklar galiba asamı yemek salonunda unuttum. Siz gidin ben asamı alıp geleceğim." Hepsi onaylayarak ilerlemeye devam etti. Bende yemek salonuna dönüyordum. Herkes çıkıyordu. Galiba kızı sakinleştirmişlerdi.
Yemek salonuna geldiğimde kimse yoktu etrafta. İşime gelirdi. Hızlıca gryffindor masasında oturduğumuz yere gittim ve yere eğilip aramaya başladım. Yan masaya da bakıyordum ama hiçbir yerde yoktu. "naptım ben bunu ya." bir anda gelen sesle yerimden sıçradım. "bunu mu arıyordun?" bu draco'ydu. Ayağa kalktım ve üstümü silkeledim. "evet." elinden asayı alıcaktım ki kolunu geriye çekti. Kaşlarım çatıldı. "versene." arkasındaki masaya yaslandı.
"niye bu kadar soğuksun?" alaycı bir şekilde güldüm. "beni bu ailede istemediğini geldiğim yere geri dönmemi söyleyen sen değilmiydin?" gözlerine baktım. Pişmandı. Ama beni kırmıştı. "ne söylediğimin farkında değildim ross, sana kendimi kaç kere açıklamaya çalıştım." şuan gelip bir anda benimle konuşması kafamı karıştırmıştı. Ama fikrim değişmemişti. "umrumda değil." elimi uzatıp asamı vermesini bekledim. Bir süre sadece bakıştık. Pes edip asamı uzattı.
"Rosalie, Dumbledore'un odasına." bir anda gelen ses ikimizi de korkutmuştu. Profesör Snape. Gözlerimi devirerek asamı draco'dan aldım ve dumbledore'un odasına ilerlemeye başladım. Profesör snape de arkamdaydı. "slytherinlerden daha kurnazsın. Bence binan seçilirken bir yanlışlık oldu." azarlamak dışında hiç konuşmayan snape'in bana bunu söylemesi komik gelmişti. Kıkırdadım. Onun da alttan alttan sırıttığının farkındaydım.
*confundo:
büyünün yapıldığı kişinin aklını karıştırır. Yapılan kişiye hiç olmamış bir şeyi olmuş gibi gösterir.Anlamadik sanki snapee 😉