Annemin bağırışları beni uyandırdığında hiç istemeyerek yatağımdan kalkıp ne olduğuna bakmaya gittim. Muhtemelen yine farkında olmadan yanlış bir şey yapmıştım. Annemin beni azarlamasını beklerken Angela'ya kızdığını görmem bir hayli şaşırmama neden oldu.
"Neler oluyor?" diye sordum uykulu sesimle.
"Sen karışma." dedi annem sinirle ama bu beni durdurmadı.
Onun siniri beni ayıltacak şeydi, çünkü beni de sinirlendiriyordu. "Ne yaptın Angela?"
"Hiçbir şey." derken ağlamak üzere gibiydi.
"Hiçbir şey mi?" diye bas bas bağırdı annem, Angela'ya vurmamak için kendini zor tutuyor gibiydi. "Sana kaç kere diktiğim elbiselere dokunma demiştim!"
Ne olduğunu tahmin etmeye başlamıştım. Masanın üzerinde duran beyaz elbisenin yırtılmış olduğunu görebiliyordum. "O yapmadı." dedim birden ve annem bana her zamanki tiksinti ifadesiyle baktı. "Ben üstümde nasıl duracağını merak etmiştim."
"Sen beni aptal mı sanıyorsun? Seni tanıyan herkes pantolon dışında bir şeyi asla giymeyeceğini bilir." Angela'ya döndü ve hüngür hüngür ağladığını gördüğünde yumuşar gibi olsa da katı tavrı değişmedi. "Son kez söylüyorum, Angela. Bir daha dikiş makinemin yanına bile yaklaşmayacaksın, duydun mu beni?" Angela kafasını aşağı yukarı sallarken yanaklarındaki gözyaşları yere düştü. "Ben şimdi o kadına ne diyeceğim, nasıl tamir edeceğim bunu?" Annem kendi kendine homurdanıp söylenmeye başladığında işim çok zor bir hale gelmişti.
"Anne," dedim çekinerek ve cevabı sert bir, "Ne var?" oldu.
"Bugün Angela'yla Karnaval'a gideceğiz, biliyorum bugün ev işlerini halletmem gerekiyordu..." Bana ters ters baktığında sesim incelerek devam ettim. "Ama söz geldiğimde temizleyeceğim."
"Ben burada gece gündüz dikiş dikip para kazanmaya çalışayım, siz gidip eğlenin, öyle mi?"
"Biletleri çoktan aldım." Sesim çok güçsüz çıkıyordu ve bundan nefret ediyordum.
Annem asla izin vermeyecekti, onu tanıyorsam biletleri alıp paramparça edecekti. Hayatım boyunca onun yanında kendimi mutlu hissettiğimi hiç hatırlamıyordum, zaten genelde beni görmezlikten gelirdi. Ama o an düşündüğümden çok farklı bir şey oldu. "Ne haliniz varsa görün." Elbiseyi kucağında toplayıp dikiş odasına girdi ve kapıyı gürültülü bir şekilde çarptı. Angela ve ben şaşkınlıkla birbirimize baktık.
"Sabah sabah bu bağırışların sebebi ne?" Babam çoktan işe gitmek için giyinmişti.
"Annem yine ters tarafından kalkmış, o kadar." dedim düz bir sesle, babam yüzündeki somurtmayla bana baktı. Bir şey söylemeden evden çıkıp gittiğinde omuzlarımın çöktüğünü hissettim. İkisi birbirleri için yaratılmışlardı. Güldüklerini neredeyse hiç görmüyordum, özellikle de bana karşı.
Gitme vakti geldiğinde Angela artık yerinde duramıyordu. Yediği yemekleri istifra etmesinden korksam da böyle bir şey olmadı. Annem sabahtan beri odasındaydı ve hiç sesi çıkmıyordu, bunu çok kafama takmadım çünkü o olsa beni umursamazdı.
Evden çıkarken yoldaki kalabalıkla aynı yönde ilerliyorduk. Karnavalın girişine vardığımızda benim de heyecanım artmıştı. Biletlerimizi verip karnaval kuponlarımızı aldık ve bu büyük eğlencenin içinde daldık. Angela ile birkaç oyuncağı denediğimizde ben çoktan yorulmaya başlamıştım. Angela atlıkarıncaya tekrar binmek istediğinde onu kırmayarak peşinden gittim. Biraz bekledikten sonra Angela'nın sırası geldi, biletini görevliye verip tek boynuzlu ata bindi ve bana gülümseyerek el salladı. Ona karşılık verdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Kanatlar Serisi
FantasyDışlanmış Bölge'de yaşayan Vita karnavalda kardeşinin kaçırılmasına şahit olur ama tek kaçırılan kardeşi değildir. Sarı saçlı ve mavi gözlü tüm kız çocukları kayıptır. Vita hayatını kardeşini bulmaya adar ama bu sırada çözmesi gereken bir bilmece va...