Saatin kaç olduğunu veya hangi günde olduğumuzu bilmiyordum. Uyandığımda ne zaman uyuyakalmıştım, onu bile hatırlamıyordum. Her şey allak bullaktı.
Çoğu zaman burada, bu zamanda değilim. Çok başka yerlerdeyim. Bilmediğim yerlerde. Bazen nasıl geri döneceğimi bilmiyorum. Kaybolup gitmekten korkuyorum. Ya bir gün kendimi bulamazsam?
"Uyanmışsın." Gravis bana sıcak olduğunu düşündüğüm bir bardak süt getirmişti. Süt içmeyi hiç sevmezdim, hem benim kaç yaşında olduğumu bilmiyor muydu?
Süte garip garip baktığımı fark ettiğinde, "İyi gelir diye düşündüm." dedi. Sesi ona hiç uymayacak kadar nazik çıkıyordu.
"Süt sevmem."
"Neyi seversin peki?"
"Hiçbir şeyi." Gravis'in sınırlarını zorladığımı biliyordum, yine de kendimi durduramıyordum. "Benimle ilgilenmene gerek yok."
"Biliyorum." dedi usulca. Onunla tanıştığımdan beri onu ilk defa bu kadar uysal görüyordum. Genelde beni azarlamak için her bahaneyi kullanırdı. Ama düşününce ondan hiçbir zaman nefret etmediğimi fark ettim. Aramızdan tatlı sayılabilecek bir ilişki olduğunu bile söyleyebilirdim.
Gravis yıllardır Roman'ın yanında çalışıyordu, onun sağ kolu gibi bir şeyiydi ve bu hayatta en çok zevk aldığı şey Roman'a beni şikayet etmekti. Hiç evlenmemişti ve evlenmeyi de düşünmüyordu, duyduğuma göre nişanlısı onu başka bir kadın için bırakıp gitmiş, o da aşka kendini kapatmıştı. Annesiyle beraber yaşıyordu ve annesi ondan daha huysuz bir kadındı. Belki de Gravis yaşadığı hayattan dolayı böyleydi, ne görüyorsa onu yansıtıyordu.
Kendimi düşündüğümde ben de ailem gibi miyim, diye merak ettim. Onlar kadar mutsuz ve ruhsuz muydum?
Hayır, öyle olduğumu sanmıyordum. En azından o olayın öncesine kadar. Angela'nın bakışları tekrar gözlerimin önüne geldiğinde gözlerimi yumarak bu anının canımı acıtmasına izin verdim.
"Anne ve babam gelip beni sordular mı?" diye sordum yumduğum gözlerimi açıp Gravis'e bakarak.
Bana mutsuz bir bakış attı. "Babanla yolda karşılaştık ve.." Duraksadığında bazı şeyleri değiştirerek anlattığını anladım. "Seni sordu, kötü görünüyordu. Ona bizimle beraber olduğunu söylediğimde rahatladı."
"Neden beni görmeye gelmedi peki?"
Ben cevabı biliyordum ama Gravis'in yalanlarını duymak az da olsa iyi hissettirmişti. Benim için endişelenmiş olmaları, yalandan da olsa güzel bir histi.
"İşi vardır, mutlaka gelir." İşte bu pek inandırıcı değildi.
Gravis, gözlerini kaçırarak bana baktığında, "Şaşırmadım," dedim burukça gülümserken, "Beni hiçbir zaman umursamadılar zaten."
Gravis söylediklerinin doğru olduğunu kanıtlamaya çalışmadı. Onun yerine, "Ben de zaman zaman annemin benden nefret ettiğini düşünüyorum." dedi.
"Ben... ben bunun benim canımı acıtmasına izin vermiyorum."
"Nasıl yapıyorsun bunu?" Gerçek bir ilgiyle bana bakıyorken söylemek daha kolaydı.
"Duygularımı kapatıyorum." Anlamayarak bana baktığında açıklamaya çalıştım. "İçimde bir kutu var, beni üzen şeyleri o kutuya hapsediyorum. Bazı şeylere dayanamadığımdan yapıyorum bunu, bazen kendiliğinden oluyor. Bunu yapıyorum çünkü..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kayıp Kanatlar Serisi
FantasíaDışlanmış Bölge'de yaşayan Vita karnavalda kardeşinin kaçırılmasına şahit olur ama tek kaçırılan kardeşi değildir. Sarı saçlı ve mavi gözlü tüm kız çocukları kayıptır. Vita hayatını kardeşini bulmaya adar ama bu sırada çözmesi gereken bir bilmece va...