10. "BEYAZ ÜNİFORMALILAR"

1.9K 77 0
                                    

Feris ve Clara karşımda oturmuş beni izlerlerken savunma hareketlerini yapmak çok daha zordu. Odaklanamıyordum çünkü gözüm sürekli onlara kayıyordu.

Clara oturduğu yerde dalgınca kanatlarını açıp kapatırken kanadı yanlışlıkla Feris'in yüzüne çarptı. "Biraz kayar mısın?" dedi Feris yüzündeki tozu silmeye çalışarak ama eskisinden daha beter olmuş, toz her tarafına yayılmıştı.

Clara oflayıp yana kaydı ve bu sayede Felix'e yaklaşmış oldu. Felix ise halinden oldukça memnun görünüyordu.

"Vita yumruğu o şekilde vurmaya çalışırsan bileğin burkulur." Feris yaptığım yanlış hareketin doğrusunu göstermek için yanıma geldi, Clara da eski yerine geri kaydı ve bacak bacak üstüne attı. Felix gözlerini ondan alamıyordu.

"Elime vurmaya çalış." dedi Feris. Açık avucuna söylediği şekilde birkaç kere vurdum. Yapabildiğimi gördüğünde tekrar oturmak için döndü ama rahat rahat oturmuş bizi izleyen Clara ile Felix'i görünce ellerini beline koyarak, "Sizin yapacak başka bir işiniz yok mu?" diye sordu.

"Burada eğlenceli hiçbir şey yok," dedi Clara kendine özgü küçümser sesiyle. "Hep kavga dövüş."

"İstersen seni havuza götürebilirim," dedi Felix. "Orada genelde pek kimse olmaz, hem çok büyük ve..."

Clara onun sözünü keserek, "Ben yüzemem." dedi gayet bariz olan bir şeyi dile getirir gibi.

"Şey...peki o zaman. Sana etrafı gezdireyim? Eminim ilginç bir şeyler bulabiliriz."

Ben Clara'ya her yeri göstermiştim zaten. Poligon odasına gitmiştik ve buranın gerçekten silah eğitimi verip vermediğini sorgulamıştı çünkü çok az silah vardı. Modern Şehir'den buraya ancak bu kadarını getirebilmişlerdi. Yemekhaneyi görmüştü zaten; odasını ise hiç beğenmemişti çünkü çok küçükmüş. İç avlu, bekleme salonu gibiydi ve enteresan hiçbir şey yoktu. İlgisini çeken tek şey dış avluydu ama şimdi de buradan sıkılmıştı.

"Gerek yok." dedi Clara. Kollarını göğsünde kavuşturup oturmaya devam etti. Felix'in yüzü düşse de yerinden kalkmadı.

Savunma hareketlerinde arkadan saldıran birinden nasıl kurtulmam gerektiğine sıra gelmişti ve Felix bana bu konuda yardımcı oldu. Hiçbir şeyi dalgaya almadan onu nasıl engelleyeceğimi gösterdi. Uzun bir uğraş versem de onu nakavt etmeyi beceremedim.

"Yarın tekrar deneriz." dedi Felix omzuma desteklercesine vurarak.

Yemekhaneye giderken Felix ve Clara önde, ben ve Feris arkada ilerliyorduk. Clara, Felix'e asla yüz vermiyordu. Etrafındaki insanların ona duyduğu ilgi hoşuna gitse de kimseyle yakınlık kurmuyordu, sadece bana karşı biraz daha yumuşaktı. Feris onun kendini beğenmiş, gıcık bir peri olduğunu düşünüyordu ve fırsatını her bulduğunda ona laf sokmaktan çekinmiyordu.

Yemek tepsilerimizi alıp masaya oturduğumuzda önümdeki salata çekilip yerini bir yemek dolu bir tabak aldığında anlamayarak Feris'e baktım. "Sadece seni ayağa kaldıracak kadar yemek yiyorsun, karnını doyurmuyorsun bile." dedi. "Biraz normal yemekler ye ve karnını tamamen doyur."

"İştahım yok," dedim. "Bunların hepsini bitiremem."

"Bitireceksin."

Ona itiraz etmeye kalkacakken yemekhaneye Emıco girdi. "Herkes sussun!" dedi cırtlak sesiyle. "Size bir duyurum var." Kimse onu ciddiye almayınca köpürmeye başlayarak, "Sussanıza!" diye bağırdı. "Yoksa Nix'i çağırırım!" Nix'in adını duyan herkes susarak Emıco'ya dikkat kesildi. "Yarın dış avluda bir toplantı yapılacak, herkesin orada olması lazım. Plan üzerine konuşacağız." Yüzünde bilmiş bir sırıtış belirdi. "Gelmeyen olursa Nix'e bildireceğim."

Kayıp Kanatlar SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin