8. "MUTSUZ SONLAR"

1.9K 80 20
                                    

Birilerinin kulağına fısıldadığını duyduğunda gözleri aralandı ve çok parlak bir ışık yüzüne vurdu. Cennette miydi? Yoksa rüya mı görüyordu? Gözleri tekrar kapanıverdi ve karanlığın içinde yolunu bulmaya çalıştı. Orada bir yol olmadığının farkında değildi.


........


"Carpi! Carpi, aç gözlerini." Kendimi göremiyorum fakat ağladığımı hissedebiliyorum. Biri bana sesleniyor, söylediklerine anlam veremiyorum. Sadece kan görüyorum, sadece bir kan gölü. "Vita!" diye sesleniyor biri. "Vita git yardım çağır." Olduğum yerde kalıyorum. Kaskatı kesildiğim için hareket edemiyor, sadece gözyaşı dökebiliyorum ve nedenini anlayamıyorum. Etrafım kapkaranlık, bu yüzden korkup ağlıyor olmalıyım. Ama peki ya bu kan ne? Sonra tekrar bağırıyor. "Vita!"

Bu sabah kendimi yataktan çıkartmak için büyük bir çaba sarf etmem gerekti. Nix'le çalışma fikri beni dehşete düşürüyordu. Siyah kıyafetlerimi giyip saçımı salaş bir şekilde topladığımda uzun bir süre aynadaki gözlerimle bakıştım. Gözlerimin altı kararmaya başlamış, yüzüm solmuştu. Yorgun görünüyordum. Normalde de canlı ve hiperaktif biri sayılmazdım fakat kendimi hiç böyle görmemiştim. Kaşlarımı çattım. Yoksa görmüş müydüm? Hatırlamaya çalıştım. Alnımda bir damar atana kadar kendimi zorladım. Kafamın içinde, kırmızılıkların arasında sadece tek bir kelime duydum. "Carpi."

Carpi.

Kapım sertçe vurulduğunda irkilerek olduğum yerde zıpladım. "Kim o?" dedim titreyen sesimle.

"Benim Felix. Nix seni çağırmamı söyledi. Geç kalınmasından hoşlanmaz."

Aynaya döndüm. Derin bir nefes alıp yavaşça üflediğimde göğsüm inip kalktı. Gözlerimdeki ruhsuz bakışları kısa sürede normale çevirdim ve az da olsa kendime gülümsedim. Ben zavallı değilim, dedim kendime. Değilim. Bir şeyi gerçekten istersem yapabilirim. Çünkü basit biri değilim. Hiç olmadım.

Odamın kapısını açıp çıktım ve Felix de benimle beraber geldi.

"İlk defa Nix'in biriyle özel olarak ilgilendiğini görüyorum." Felix pis pis sırıtıyordu ve tepkimi ölçercesine bana bakıyordu.

"Emico'yla anlaşamadığım için," dedim normal davranmaya çalışarak. "Özel bir durum yok."

"Emıco'yla kimse anlaşamıyor." Felix, üstüme gitmekte kararlı gibiydi. İma ettiği şeyin aksini kanıtlamak için ilgisiz bir tavır takındım. "Hızlı öğrenmem lazım." dedim omuz silkerek. "Buradaki en tecrübeli insan o ve beni çalıştırması niye bu kadar şaşırtıcı olsun ki?"

Felix yol boyunca kısılmış gözleriyle beni izleyip durdu. İdman yaptığımız yere geldiğimizde Nix ortalıkta yoktu ve gözlerim yeni bir şey görmenin heyecanıyla birden parladı. Biraz ileride birkaç kişi tahtaya boyanmış olan çembere ok atmayı deniyordu. Felix'i kolundan tutup benimle beraber o tarafa sürükledim. Sıraya girdiğimizde nasıl yaptıklarını anlamaya çalışıyordum. Ok ve yayı nasıl kullanmamız gerektiğini bize Forex gösteriyordu ve Felix ona gidip bizi ön sıralara koyması için resmen yalvarsa da kardeşi onu kışkışladı. Felix kardeşine öfkeyle bakıp yanıma geri döndüğünde oflayıp kendi kendine homurdanıyordu.

Sıra bana yaklaştığı sırada Nix bir anda ortaya çıktı ve onunla gitmek zorunda kaldım. Gergin görünüyordu ve ben de onu sinirlendirebilecek herhangi bir şey yapmak istemiyordum. Beni önce test etti. Yapabildiğim basit hareketleri ona gösterirken beni baştan aşağıya süzmesi her tarafımın cayır cayır yanmasına neden oluyordu ve bu da beni normalden daha fazla terletmişti. Pek konuşmuyordu, ben de sohbet etme çabasına girmiyordum. İyi bir öğretmendi, konsantre olmuş bir suratı ve kendinden emin bir duruşu vardı. Onu herkesten çok göz hapsine tuttuğumu fark ettiğimde bakışlarımı çektim. Farkında mıdır acaba, diye düşündüm. Yüz ifadesinden hiçbir şey okunmuyordu. Beraber oturduğumuz sırada parlayan yoğun gözleri geldi aklıma ve bir an ona soracak gibi oldum.

Kayıp Kanatlar SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin