Şu an,bir kızın olabileceği en savunmasız haldeydim.Bütün tehlikelere ve kötülüklere açık;kendini koruyamayacak kadar güçsüz.
Ellerime ve ayaklarıma,yeni oje sürmüştüm ve henüz kurumamışlardı.
Odamın kapısı sakince çalınca,üflediğim ellerimi havada tuttum."Gelebilirsin."
Üstündeki kısa kollu,lacivert gömleğinin düğmelerinin hepsi kapanmış ve altında kot olan Cenk içeri girdi.
Karışmış saçları ve sol kulağında küçük halka küpesiyle,çok yakışıklı ve havalı görünüyordu.Eli kapının kolunu tutarken,tereddüt ederek bana gülümsedi."Rahatsız etmiyorum,değil mi?"
"Gelsene."İkilem içinde kapıyı tutan kolu gevşedi ve gülümseyerek odaya girdi.Odamı ilk kez görüyormuş gibi etrafa bakınmaya başlayınca,havada tuttuğum ellerimi indirerek yanına gittim.
"Çok şık olmuşsun."
Utangaç bir gülümseme dudaklarıyla buluşurken,eli ensesine gitti.Dilinin ucuna takılı kalmış bir şeyler tarafından rahatsız ediliyormuş gibi bir ifade ile bakıyordu.
"Kumsala gideceğiz ya."
"Unutmuşum." diyebildim sadece.Anlayışla gülümseyerek,elini cebinden çıkardı ve çenesini kaşıdı.Üstündeki gerginlikten kurtulmak istiyormuş ama başaramıyormuş gibi duruyordu."Gidiyoruz,değil mi?"
"Tabi ki." dedim gülümseyerek."Selim ve Mehmet ile orada mı buluşacağız?"Biraz daha rahatlayarak,yatağımın ucuna oturup elleriyle oynamaya başladı.
"Selim'in işi varmış,Mehmet de Merve'yi evinden alıp gelecek."
"Merve kim?"Merakımı belli etmemek için olağan konulardan bahsediyormuş gibi bir tonla konuşmaya özen göstermiştim.Buna rağmen Cenk halimi anlamış ve utanmamam için anlamamış gibi davranmayı seçmişti.
"Mehmet'in kız arkadaşı."
Şaşırdığımı belli etmemeye çalışsam da başarılı olamadım.Mehmet'in bir kız arkadaşının olmasını düşünmek bile garip gelirken,bunun gerçek olduğunu bilmek daha da şaşırtıcı geliyordu.
Evet,Mehmet oldukça yakışıklı ve bir sürü kızın nefesini kesebilecek türde biriydi.
Birisiyle çıkmasının beni şaşırtmasının asıl sebebi,insanlara karşı soğuk ve huysuz olmasıydı.Bilinçli olarak,sakınıyordu kendini insanlardan çoğu zaman.
Cenk'in gülümseyerek bana baktığını fark edince,mahçup olarak başımı eğdim."Ben çıkayım o zaman,sen de hazırlanırsın." dedi ayağa kalkarak.
"Olur."Kibarca,başıyla selam verdikten sonra odadan çıktı.
Kapı kapanınca,çoğu kadının hayatı boyunca karşılaştığı sorunum ile baş başa kalmış oldum.Dolabımın önüne geçip,uzunca bir süre ne giyeceğimi düşündükten sonra şort tulumda karar kaldım.Beyaz tişört ve spor ayakkabılarım ile de kombini tamamlayıp,ayrıntılarla ilgilenmeye başladım.*
Ateşin etrafında,yaklaşık on kişilik bir grup vardı.Cenk'in yönlendirmesiyle gruba doğru ilerlemeye başlayınca aralarında oturan Selim'i de fark ettim.Siyah tişört ve pantolonuyla dikkat çekici görünüyordu.
Yüzüne ise bir solgunluk hakimdi.Uykusuz gibi bir hali vardı.Bizi görünce hemen ayağa kalktı ve yanımıza geldi."Hoşgeldiniz."
Birkaç kişiyle selamlaştıktan sonra,Selim beni yanına oturtunca;Cenk de ateşin diğer tarafına,karşımıza iki tane güzel kızın ortasına oturdu.
Selim iki kızı ve Cenk'i işaret ederek iç çekmeye başladı."Behlül'e bak sen,hemen kızların yanına gitmiş."
Cenk'in iki yanında oturan kızlara kaydı gözüm.Cenk,kumral ve beline kadar saçları olan kıza dönmüş bir şeyler söylüyordu.Diğer tarafında oturan sapsarı saçlı,mavi gözlü kız ise elini Cenk'in dizine koymuş onu dinliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İzmir Çetesi
HumorEvet, annemin evlenmesiyle babamın yanına, İzmir'e taşındım. Evet, hayatımın en güzel günlerini burada geçireceğimden habersizdim. Evet, hikaye çok klasik. En azından benim için, üç kafadarla tanışana kadar. Suratsız ve huysuz 'Buzlar Prensi' Mehmet...