Bölüm 9 : Takıntılar

3.8K 246 143
                                    

Tabağımdaki cipsten bir tane daha aldım ve ayaklarımı sehpaya uzatıp,keyif yapmaya devam
ettim.
Evde kimse yoktu,ben de fırsat bu fırsat kafamı dinliyordum.
Babam ve Sezin abla,arkadaşlarıyla buluşmaya gitmişlerdi,Cenk'i ise sabahtan beri görmemiştim.
Anahtar sesiyle,gözüm kapıya kaydı.Cenk içeri girip,ayakkabılarını çıkarmaya çalışıyordu.
Üstündeki gömleğinin düğmelerinin çoğu açılmıştı ve saçları dağınıktı.

"Selam Cenk."

Sesimi duymayı beklemiyor olmalıydı ki,şaşkınlıkla bana baktı.Hala ayakkabısının tekini çıkaramamıştı.

"Selam kız,ışıkları kapatmışsın ev boş sandım."
"Yok,televizyon izliyorum."

Ayağından çıkmamaya direnen ayakkabısını,çekerek çıkarmaya çalışıyordu.Bacığını çözmeyi denese,belki bu kadar uğraşmazdı.Bazen Selim'e çok benziyordu.

"Sonunda çıktı."

Ayakkabısını sinirle kenara fırlattı ve omuzlarını düşürerek,salona girdi.

"Yoruldum valla."
"Sabahtan beri sokaklardasın,tabi yorulursun."

Cümlemi bitirdiğimde,Sezin abla gibi konuştuğumu fark ettim.Annem bunu duysa,beni İstanbul'a kadar kulağımdan çekip sürüklerdi herhalde.
Gülerek,yanıma oturdu ve uzun bacaklarını sehpaya uzattı.Bunalmış gibi duruyordu yüzü.

"Gumball ha?"

Başımı sallayıp,cips attım ağzıma.Gumball izlemekten sıkılmayacağım nadir şeylerden biriydi.Eli tabağımdaki cipslere giderken,gülümsedi.

"Richard'ı ne zaman görsem,aklıma Selim gelir."

Birbirlerine ne kadar benzediklerini düşününce,yüzümün buruşmasına mani olamadım.İkisi de olmasa,sıkıcı bir yer olacağı aşikardı şu uçsuz bucaksız dünyanın.

"Sabahtan beri,telefonun ırzına geçti.Sevgilim olsa,bu kadar mesaj atmazdı herhalde.Annem bile bu kadar aramıyor beni.Düşün yani."
"Ne oldu ki?"

Bir şey söylemeden,eli pantolonunun cebine gitti.Telefonunu açıp,mesajlar kısmına girdi ve bana Selim'in bugün attığı mesajları gösterdi.

'Kanka,Azra ile buluşmuyorsun değil mi?'

'Cenko,biri seni Azra ile görmüş.Hemen ayrıl onun yanından.Ne konuştuk biz seninle?'

'Oğlum bak beni dinle.O kız sana yaramaz.Hadi,evine git.Annene yazık.'

'Kardeşim,can dostum,biricik kankam,Azra sana göre değil.Kızın boyu sana göre çok kısa bir kere.Hem kenafir gözlü.Gözü göz değil o kızın.'

'Kanka,Azra'yı burnunu karıştırırken görenler olmuş.'

Selim yazdıkları işe yaramayınca,çirkefleşmeye başlamıştı.Azra'yı karalamaktan çekinmiyordu.Cenk telefonda aşağıya inip,mesajları göstermeye devam etti.Çoğu birkaç dakika önce atılmıştı.

'Kanka,hala Azra ile misin?Bak,o kız aslında Azrail.Oha,Azra-il.Hemen o kızın yanından ayrıl.'

'Ne biçim herifsin lan sen?Gurursuz musun?Bırak diyorum o kızı.'

'Valla fena yapacağım seni.Azra-il diyorum.Kızın isminde gizli mesaj var.Daha ne diyeyim?'

'Kız pisliğin teki çıktı,Cenk baba.Kırkbeş kırk,kırkbeş kırk merkez.Azra'nın yanından uzaklaşsın herkes (Özellikle sen,Cenko).'

'Kanka kesin öldün,değil mi?Ölmediysen mesaj at.'

'Oğlum,o kız dış mihrakların bize kurduğu bir tuzak.Ajan o kız.Bırak onu,ben sana başka bulurum.'

İzmir ÇetesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin