Dışarıdaki soğuklar birlikte ellerimi cebime koydum. Öylece Matsuda'yı bekliyordum. Matsuda'yı ile geçirdiğim 5. Yılbaşıydı bu ve her seferinde beni ekiyordu bu aptal çocuk. Halbuki beni ekip iyi bir şey yapsa tamam diyecektim ama tek işi yılbaşı gecelerinde clublarda kız tavlamaktı."Lanet girsin sana Matsuda! Beni sürekli bekletiyorsun" diyerekten Matsudaya içimden sövdüm. Ama hala beklemeye devam ediyordum bir ihtimal gelirdi diye belki.
"Aah kimin umrunda!" dedim ve derin bir nefes çektim içime. Nefesi çekmemle soğuktan dolayı oluşan buharları görmem bir oldu. Shibuya çok soğuktu bu aralar. Evde resmen titriyordum soğuktan ama umursamıyordum.
Sanırım kış insanı olmamın da etkisi biraz vardı.Gitmeye hazırlanırken etrafa göz gezdirdim biraz. Her yer yılbaşı ağacı ve süslerle süslenmiş, sevgililer orada burada el ele tutuşuyor ya da aileler birlikte gülüşüp soğuğa rağmen dışarıda yürüyorlardı.
"Anlaşılan bu yılbaşı da yalnızım.. Her neyse pastamı yiyip yatacağım"
Bulunduğum yerden uzaklaşmıştım ki hızlı hızlı ayak sesleri ve bana uzaktan bağıran birinin.. Hatta birinin değil birkaç kişinin sesini duydum. Hızlıca kafamı çevirdim ve koşarak bana doğru gelen Kirari, Matsuda ve Light ile birlikte havaya kalkmış kaşlarıma engel olamadım.
Neden yanında onları getirmişti? Daha doğrusu ne ara bu kadar samimileşmişlerdi? Üçü de nefes nefese dibimde bitti ve Matsuda soğuktan çatlamış dudaklarını araladı.
"R-Ryuzaki.. Seni beklettiğim için özür dilerim" dedi ve Kirari ve Light'a döndü.
Kirari'yi süzdüm. Kafasında noel şapkası,yeşil atkısı, kırmızı tokatları ve yine şatafatlı elbisesi..
Ha bir de kırmızı rujuyla kaşlarını çatıyordu."Lan pezevenk iki saattir bağırıyoruz sana, koşuyoruz insan bir dönüp bakar!" dedi ve sinirini garip bir şekilde Matsuda'dan çıkararak ona vurdu.
Kirari'yi çok iplemeden Light'ın sakin bir şekilde bana baktığını fark ettim. Ben de kafamı hafifçe çevirdim ve ona baktım.
Tabi en sonunda bakışlarını üzerimden çeken o olmuştu. O, Kirari ve Matsuda'nın aksine her zaman ki gibi giyinmişti. Uzun paltosu, düz açık kahve saçları, atkısı.. Her şey aynıydı.
Şimdilik bunları bir kenara atıp en sonunda konuşmam gerektiğini anladım çünkü her şey çok ani gelişmişti.
"Geldiğinize göre birlikte kutlayacağız sanırım? O zaman ne yapacağız?" diyerekten soru yönelttim.
"Ah.. İçmeye gideceğiz! Eminim çok eğlenceli olacak hem söz veriyorum kızlara da yavşamayacağım, hatta.. Hatta Ryuzaki Watari'den bile izin aldım!" diye heyecanla konuşmaya başladı.
Ben ise kararsızlık içinde üçüne baktım. Doğru resmi olarak ben 18 yaşındaydım ama biraz içmek için erken değil miydi? Yoksa bana mı öyle geliyordu? Evet evet..
"Ah peki olur" dedim ve yine Light'a baktım benden hiç bir onay beklemiyordu hatta bakışları bile üstümde değildi. Neden bu kadar soğuk ve umursamazdı bu? Tanrım çok sinir bozucu! Yemin ederim bazen ondan gereksiz bir şekilde nefret ediyorum. Şuracıkta boğasım geliyor. Kafam o kadar karışıktı ki.
"Hadi o zaman içmeye gidiyoruz sizi veletler!"
------------------------------------------------------
"Neden bana bakmadı ki? Ağğ kendimi atacağım!" diye sarhoş olmuş ağlayan Matsuda'ya gözlerimi devirdim.
"R-Ryuzaki muz kabuğuna basıp ölmek istiyorum! Kafama presle basın yeter artık.. Beni orada rezil etti. Güzelim kızın gözünde düştüm"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~telepathy~ [ lawlight ]
Random"Aramızda bir çeşit telepati var Ryuzaki, ve ben bunun farkındayım" [ Death Note ile bağlantılı değildir, Smut bulunur rahatsız olanlar okumasın.] [tamamlandı.]