Sabahın erken saatlerinde uyanmış, banyonun yoku tutmuştum.
Banyodaki işlerimi hallettikten sonra dolabımın karşısına geçip bu gün giyeceğim kıyafetleri içinden seçmeye giriştim.
Okulda iki günlük bir kaybım vardı. Notları bir şekilde birilerinden bulmam gerekiyordu. Gerçi okulda pek arkadaşım olduğu söylenemezdi. Konuştuğum kişi sayısı bile bir elin parmağını geçmezdi. Bunların arasındanda gerçekten samimi olduğum tek kişi vardı o da Özge.En azından Özge'nin not tuttuğunu umarak dolaptan aldığım siyah yüksek bel bir pantolanla krem rengi triko kazağımı alıp üzerime geçirdim.
Kıyafetlerimi giydikten sonra saçlarımı tarayıp sıkı bir at kuyruğu yaptım. Yüzümü hafif bir makyajla aydınlatıp aynanın önündeki gold saatimi bileğime geçirdim.
halka küpeleri de alıp kulağıma geçirdikten sonra son kez aynada kendime bakıp dolabıma yöneldim ve içinden siyah kaşe kabanımla bileğimde biten kahverengi topuklu botlarımı çıkarttım. Kabanı üzerime geçirdikten sonra botlarımı da giyip kenarda duran büyük kol çantamı da yanıma aldıktan sonra odadan çıktım.Merdivenlerden aşağı indikten sonra salonun ilerisinde donatılmış masayı es geçip direkt mutfağa doğru ilerledim. Bu gün o aileden birinin bile yüzünü görmek istemiyordum. O yüzden mümkün olduğu kadar çabuk bir şekilde bu evden çıkmak istiyordum
Mutfakta ayak üstü bir şeyler atıştırdıktan sonra evden çıkıp doğruca kapıda iki korumayla birlikte beni bekleyen araca kuruldum.
Kısa bir yolculuğun ardından sonunda üniversitenin kapısına vardığımızda hiç beklemeden arabadan inip girişe doğru ilerledim.
İlerlediğim yolda karşılaştığım insanlar önce bana sonra arkamdaki korumalara bakıyorlardı.Tam dört yıldır okula hep korumalarla gelmeme rağmen hala bu duruma alışamayanlar vardı demek ki. Ama ben kendimi bildim bileli dışarı adımımı attığım o nadir zamanlarda bile hep yanımda gardiyanlarım olurdu. Ben bu duruma alışmıştım eminim onlar da beni bu halde görmeye alışacaklardı.
Korumaları girişte bıraktıktan sonra hızla amfiye doğru ilerleyip arkalardan bir yer seçip oturdum.Dersin başlamasına daha on dakika vardı ve insanlar yavaş yavaş amfiyi doldurmaya başlamıştı.
Yanımdaki çantaya uzanıp içinden defterimi ve kalemlerimi çıkardıktan sonra en son aldığım notları incelemeye başladım.
Ben notlara dalmışken birinin hızla kendini hemen yanıma bırakmasıyla kafamı kaldırıp yan tarafıma baktım. Özge yüzündeki kocaman gülümsemeyle bana bakıp elindeki kitapları sıranın üzerine bıraktı."N'aber güzellik?"
Gözlerimi kısa bir an yüzünde gezdirdim.
"İyidir. Senden?"
Derin bir nefes alıp kolunu omzuma attıktan sonra sırtını sıraya yaslayıp efkârlı efkârlı konuşmaya başladı.
"Ne olsun be gülüm. Yuvarlanıp gidiyoruz işte."
Ona yandan bir bakış atıp omzumdaki kolunu aşağı indirdim.
"Ne o pek bi efkârlısın?"
Derin bir "ah" çektikten sonra masadaki kalemlerden birine uzanıp elinde çevirmeye başladı.
"Ne olsun ya benimkiyle dün ayrıldık."
"Kim? Sedat'la mı?"
"Iıh"
"Furkan?"
"Cık"
Dudaklarımı büzüp düşünmeye çalıştım.
"Buğra'yla mı yoksa?"
"Yok o geçen aydı."
"Emre?"
![](https://img.wattpad.com/cover/273693749-288-k243099.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Kırmızı
RomanceKitapta; küfür, şiddet ve yer yer +18 sahneler mevcuttur. Ona göre başlayın. * Bu hikaye deniz gözlü adamla ay tenli kadının hikayesi. * Kolumu tutan eline b...