yenilgi

84 7 7
                                    

Salondaki tüm bakışlar bana dönerken benim ise gözlerim sadece bir kişinin üzerindeydi.
Ellerim yine  sinirle titrerken adımın seslenilmesiyle bakışlarımı güç bela ondan çektim.

"Ah Güneş'ciğim de sonunda geldi."

Diyen Fulya'nın gereksiz neşesiyle kaşlarım istemsizce çatıldı. İçimdeki öfkeyi sesime yansıtmaktan geri durmadım.

"Ne oluyor burada?"

Sorduğum soruyla birlikte yüzünde eriti duran bir gülümsemeyle bana bakan Fulya eliyle karşısındaki koltuklardan birini gösterdi.

"Tatlım önce otur istersen."

Dediklerini umursamadım.

"Size burda ne oluyor dedim!"

"Otur!"

Benim öfkeli sesimi bastıran tok sesle bakışlarım salondaki tekli koltuğa kurulmuş Demir Ilgaz'a kaydı. Kaşlarım hâlâ çatıkken manasızca yüzüne bakmaya devam ettim.

Ardından bakışlarımı deminden beri oturduğu yerde koyu gözlerini üzerime dikmiş beni izleyen Alpler'e çeviridim. Öfkeden koyulaşan gözlerim onun üzerindeyken herkese hitaben konuştum.

"Ben bu adamla değil aynı ortamda bulunmak, mümkün olsa aynı gezegende nefes bile almam."

Dedim tükürür gibi. Sözlerimle birlikte dudağının kenarı alayla yukarı doğru kıvrıldı.
Bu görüntüye daha fazla katlanamazken kimsenin yüzüne bakmadan arkamı dönüp hızla merdivenlere doğru ilerlemeye başladım.

"Anlaşılan nişan tarihimize sensiz karar vermek zorunda kalacağım sevgilim."

Kulağıma ulaşıp beynimde bir darbe etkisi yaratan sözlerle elimdeki çanta tok bir sesle parkeye düştü. Şaşkınlıktan bütün uzuvlarım uyuşmuşken görmeyen gözlerle karşımdaki duvarı izlemeye başladım.
Birkaç saniye öylece durduktan sonra omzumun üzerinden dehşete düşmüş suratımla arkama baktım.

"Ne?"

Kimseden ses çıkmadı. Demir Ilgaz'a baktım.

"Ne saçmalıyor bu?"

Öfkeden ve yaşadığım dehşetten ötürü vücudum zangır zangır titriyordu.
Zor bela sarf ettiğim sözlerle Demir Ilgaz hışımla yerinden kalktı.

"Güneş!"

Yüksek volümlü sesi kulaklarıma ilişse de bu pek umrumda olmadı.

"Ne saçmalıyor bu!"

Dedim tıpkı onun gibi sesimi yükselterek. Bakışlarımı salondakilerin üzerinde tek tek gezdirdim. En son Okan'ın üzerinde duraksadım. Grilerinin tam içine bakarken bir cevap bekledim. Aldığım tek şey boş bakışlardı.

Boğazıma bir yumru otururken cayır cayır yana gözlerimi tekrar Demir Ilgaz'a çevirdim.

"Yapmadım de."

Boğuk çıkan sesim umrunda bile olmadı. Dolu dolu olmuş gözlerle yüzünü izledim.

"Yapmadım de. Yapmadım de!"

Yüzüne doğru boğazımı acıtırcasına bağırmamla çenesi kasıldı.

"Alper'le evleneceksin." Dedi tek düze sesiyle. Yüzüm acıyla buruşurken kafamı hafif yana doğru eğdim. Benden bu kadar nefret etmesini sağlayacak ne yapmıştım ben? Ne yapmış olabilirdim ki bütün varlığını hayatımı mahvetmeye adamıştı. Ben doğmaktan başka ne suç işlemiştim?

"O bana zorla dokundu. O beni zorla öptü ve sen bunları bile bile..."

Boğazıma takılan yumru yüzünden sözlerimi devam ettirememiştim.

Can KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin