Oturduğum koltukta bakışlarım önümde, kucağımdaki parmaklarımla oynarken ortamdaki sohbete kulaklarımı tıkamıştım.
Can sıkıntısından artık patlacak raddedeydim fakat bakışlarımı bir an olsun ellerimden çekmemiştim. Çünkü çekersem eğer o delici bakışlara rastlayacağımı biliyordum.
Tam karşıma oturmuş geldiğimizden beri gözlerini bir an olsun benden çekmemişti. O sinir bozucu suratı gözümün önüne geldikçe aklıma o gece geliyordu ve bu bende kusma isteği uyandırıyordu.Stresten avuç içlerim terlemişti. Titrek bir nefes alıp kimseye fark ettirmemeye çalışarak avuç içlerimi diz kapağımın bir karış yukarısında biten kıyafetime sildim. Parmaklarım sağ bileğimdeki gümüş kelebeklerde dolanırken adımın seslenilmesiyle zoraki başımı kaldırdım.
"Güneş'ciğim geldiğinden beri sesin çıkmıyor. Bir sorun mu var tatlım."
Şermin'in merakla sorduğu soruya karşın dudaklarımı sahte bir tebessüme zorlayıp kendimin bile zor duyacağı şekilde cevap verdim.
"Yok. Bir sorun yok."
Aldığı cevap onu pek tatmin etmemiş gibi yüzüme bir kaç saniye daha baktıktan sonra başını sallayıp tekrar önüne döndü.
"Bakıyorum da bu gün morelin pek yerinde değil sevgili kardeşim."
Oturduğu koltuktan bana doğru yanaşan Okan'ın muzip sesiyle bakışlarımı ona çevirdim.
"Bu gün benimle pek ilgilenmedin ya ondan."
İfadesiz sesimle yüzünde çarpık gülümseme iyice genişlemiş düzgün dişleri gözler önüne serilmişti.
"Derdin bu muydu? Sen yeter ki iste ben seninle özel olarak ilgilenirim sevgili kardeşim."
Gözlerim bir kaç saniye çarpık gülüşünde dolandıktan sonra gözlerimi devirip önüme dönecekken bakışlarım Alper'e değdi. Arkasındaki koltuğa iyice yaslanmış bir eli çenesini saran sakallarında dolanırken bakışları ise kıyafetimin açıkta bıraktığı bacaklarımdaydı. Yüzüm sinirden cayır cayır yanarken hemen kendimi toparlayıp bacaklarımı saklamaya çalıştım.
Ne diye bu lanet elbiseyi giydiysem!Benim bacaklarımı saklama çabamla birlikte gözlerini yüzüme kaldırdı. Şeytani parıltıların oynaştığı gözleri öfkeden kızaran yüzümü arşınlarken dudağının kenarı alayla yukarı doğru kıvrıldı.
Kaşlarımı çatıp öfkeyle yüzüne baktığımda hiç istifini bozmadan beni süzmeye devam etti. Bu esaretten bir an önce kurtulmak için demindem beri Fulya'yla koyu bir sohbette olan Şermin'e döndüm."Şey tuvaleti kullanabilir miyim acaba"
İstemsizce fazla yüksek çıkan sesimle birlikte salondaki bütün yüzler bana dönmüştü. Rezilliğimi pek kaale almamaya çalıştım. Şermin birkaç saniye duraksadıktan sonra,
"Ah tabi tatlım. Aysun sana yerini göstersin."
Diyip eliyle biraz ötemizde duran ufak tefek kıza beni işarer etti. Yerimden kalkıp onlardan biraz uzaklaşırken kız yanıma geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Can Kırmızı
RomanceKitapta; küfür, şiddet ve yer yer +18 sahneler mevcuttur. Ona göre başlayın. * Bu hikaye deniz gözlü adamla ay tenli kadının hikayesi. * Kolumu tutan eline b...