ıslak

115 8 7
                                    

Medya:Yaman Korer

Sonunda üç günün ardından bir nebze iyileşmiş görüntümle artık yatağımda yatmaktan vazgeçip okula gitmek için hazırlanmıştım. Tabii hazırlığımın büyük bir kısmı görünen yaralarıma kapatıcı boca etmekti.

Dışarı çıktığımda günler sonra kapının önünde gördüğüm Audi marka siyah araçla derin bir nefes alıp araca doğru ilerledim. Kapıyı açıp yine her zamanki yerime oturduğumda gözlerim direkt sürücü koltuğundaki bedene değdi.

İfadesiz yüzü karşıya dönükken az sonra mavileri dikiz aynasından birkaç saniyeliğine beni buldu. Ardından hemen onları üzerimden çekip arabayı çalıştırdı.

Bütün yol boyunca sesiz geçen yolculuğumuz esnasında dikiz aynasından gördüğüm yansımamdan rujumun hafif taştığını gördüm.
Yan tarımdaki çantama uzanıp içinde peçete aramaya başladım. Bulamayınca keskin bir soluk verip çekingen bakışlarımı öndeki bedene çevirdim.

Yapacak başka bir şey yoktu.

Boğazımı hafifçe temizledim.

" Şey peçete alabilir miyim?"

Arabadaki derin sessizliği bozan sesimle bakışlarını yoldan hiç çekmeden torpido gözünden çıkardığı peçete kutusunu arkadan bana uzattı. Hiç beklemeden elindeki kutuyu aldım.

İçinden çıkardığım bir peçeteyle işimi hallettikten sonra hafifçe öne doğru kayıp kutuyu ona uzattım.

"Teşekkür ederim."

Bu sefer yakından gelen sesimden olsa gerek önce bana sonra elimdeki kutuya baktı. Elini uzatıp kutuyu tuttu fakat kutuyu almak yerine kaşlarını çatıp öylece elime baktı.

Bakışlarını takip edip baktığı yeri gördüğümde panikle elimi geri çekip koltuğa yaslandım.

Bu sefer tek kaşı havadayken kafasını çevirip benim paniklemiş halimi izledikten sonra tekrar önüne döndü.

Sağ bileğime sardığım parmaklarımı gevşetip bileğimdeki günler öncesinden kalma morarmış parmak izlerine baktım.

Bu koca izi nasıl olur da unuturum?

İçimden kendime kızarken siyah kazağımın kolunu çekiştirip yarayı sakladım.

Okula vardığımızda hiç beklemeden arabadan inip girişe doğru ilerledim. Dersten önce kahve içsem iyi olacaktı. Yönümü kafeterya ya çevirdim. Bahçede ilerlerken bir grup kızın bana bakıp fısıldaştıklarını gördüm. Kaşlarım istemsizce çatılırken üzerinde pek durmayıp yoluma devam ettim.

Fakat yol boyunca birkaç yüzün dönüp bana garip garip bakmasıyla artık gerçekten garip hissetmeye başlamıştım.

Başımda bunca dert varken birde şu insanların garip bakışları beni germişti.

Sonunda kafeteryaya geldiğimde bir kahve alıp birkaç çift bakışın altında köşedeki masaya geçip oturdum. Kahvemi yudumlarken dışarıda hafif çiseleyen yağmuru izlemeye koyulmuştum.

Az sonra karşımdaki sandalyenin sesli bir şekilde çekilmesiyle bakışlarımı karşıma çevirdim. Özge gözlerini kaçırarak çekingen bir şekilde karşıma oturdu.

Hâlâ ifadesiz bakışlarım üzerindeyken sonunda yeşillerini bana çevirdi. Gergin bir şekilde yutkunup yine ne zaman strese girse yaptığı gibi yüzündeki birkaç kızıl tutamı kulağının arkasına sıkıştırdı.

"Selam."

Dedi kısık bir şekilde. Kafamı hafifçe salladım.

"Selam."

Can KırmızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin