-VIII-

1K 106 100
                                    

⚜️
Davet
⚜️

Ekip eve gelene kadar, omuzlarımdan yükün kalktığını hissederken bundan sonraki planlarda yaşanılacak büyük değişimi düşündüm.

An itibari ile büyük miktarda zengindik.

Hırsızlıkla olsa bile...

Fakat, bunu başka bir hırsızdan çalmak bizi suçlu yapmazdı.

Sadece çok daha tedbirli olmak zorundaydık. Tapuyu kasa da bile olsa evde bulundurmamalıydık.

Uzun bir zaman aralığından sonra evde duyduğum seslere hemen kulak kabartırken Jean'in küfürlü ve komik sevinciyle son stres damlasını da bıraktım alnımdan. Hepsi sapasağlam şekilde evdeydi artık.

Birazdan yanımda olacaklarının bilinciyle olduğum yerde toparlandığım anda tahminimden de hızlı şekilde odaya gelen Eren, kocaman açılmış gözlerini yavaşça kısıp, bir tebessüm yolladı bana.

Ona onun gibi gülümsediğimde cebinden çıkardığı minik, siyah bir tokayı dev parmakları arasına alıp, yanıma kadar vardığında, müsait bir ortam açıp sırtı bana gelecek şekilde oturdu.

"Ne o, koca bebek?" Ellerimi saçlarına daldırdığımda sessizliği bozmak istedim. "Onca yolu aştın geldin de saçını bağlayamadın mı?"

Geniş omuzlarını, kulak hizasına kadar kaldırıp, düşürdü. "Uğraşmadım ki." Kahverengi telleri yumuşacıktı. Ondan daha fazla bakım yapmama rağmen benimkinden bile güzel duruyorlardı. Bu, hem canımı sıkıyor hem de onlarla oynama isteğimi arttırıyordu. Tokayı sağ, sol yapara minik bir topuzu ortaya serdiğimde, hiç beklemden döndü bana. "Nasılsın?"

"İyiyim."

"İyi olacak tabii ki!" Sessiz ortamı profesyonelce bölecek isim içeriye damladığında, esner gibi kaldırdığı kollarıyla göbeği açılınca Reiner tarafından açık teninden tokat yedi. "Artık yeraltı dünyasının en zenginlerindeniz."

"Tuhaf hissediyorum aslında," diyerek konuşmaya katıldığımda, ellerini indirip beline koydu Jean. Eren, bana doğru yeniden döndüğünde, önce karnıma sonra yüzüme bakındı. "Çok basit bir şekilde aldık..."

"Basit mi?" Reiner, çattığı kaşları altından sakince söylendi. "Bu plana kadar gelebilmek adına ne zorluklar çektiğimden haberin bile yok."

Anında kızaran kaş çevresi, onu öfkelendirdiğimi belli etse de herhangi bir özür dileme ihtiyacı hissetmiyordum bile. Dilime şu an için sürmeyeceğim ama aklımı karıştıran bir diğer şeyi söylemişti biraz evvel. Bu bilgilere yoktan yere nasıl ulaşmış ve hazırlıkla karşımıza gelmişti, koca bir soru işaretiydi. Ve onu tanıyorsam anlatsa bile bir bardaktaki damladan bahsederdi. Bize mükemmel bir kazanç sağlamış olsa da bundan sonra çok daha farklı olacaktı her şey.

"Haklısın." Sözlerimi sineye çekip, şu an için sadece mutlu olmalarını diledim. "Bundan sonra güç bizde. Artık herkes kolay lokma olmayacağımızı anlar."

"Ama lokmayı gagalayan yırtıcı kuşlar da olacak," dedi Eren. "Bu yüzden sağlam yerde durmalı."

"O iş bende," diyerek karşılık verdim. "Sağlamlığından emin olabilirsiniz."

MY DEAR ENEMY | Levi Ackerman +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin