-X-

1K 102 162
                                    

⚜️
Temas
⚜️

Üzerimdeki ceketi ilikleyip, hiçbir şekilde açık vermediğime emin olduğumda geldiğim yolu yeniden geri dönerken izlenim yapamadığım kameralarda gezdirdim gözlerimi. Topuklular yüzünden kasılan kasıklarım, geldiğim yolun aksine bu kez daha dirençli durmama yardım ediyor gibiydi.
Birazdan masaya inecek, her şey dört dörtlük gibi davranmaya devam edecektim. Bu yüzden rolümün arkaplanında bozulma yapamazdım.

Burnuma durmadan gelen erkek parfümü, garip bir zevk vermeye başlarken nasıl bu kadar güzel olabildiğini düşünmeden edemedim. Eren'in parfümümü diğerlerinden daha çok severdim. Hafif bir şekerimsi kokusu olmasına rağmen erkeklere özgü olduğu belli olurdu. Jean'inki epey hafif ve mevsimsel hava verirken Reiner'inki en ağır olanıydı.

Ama şu an burnumu okşayıp, duran bu koku, Eren'inkinden bile güzeldi.

Merdivenleri ardımda bıraktığımda, birkaç görevlinin peşinden yolu takip ederek epeyce geniş, bordo rengindeki saten kumaşlı masa çıktı karşıma. Yaklaşık yirmi kişinin oturduğu yerde, tek boşluk planını kurduğum, ama imkan vermediğim ismin yanındaydı. Benim oluşturamadığım planı, onun devraldığına emin gibiydim. Gibi değil, emindim. Yaralı olduğumu biliyordu. Bana yardım ediyorsa yakalanmamı istemiyordu zaten. Kenny'e olan mesafesi de buna artı puan katıyordu.

"Bayan İlena, yeniden hoş geldiniz."

Çektiğim boş sandalyeye tam oturacağım sırada, masanın karşısında sesini duyuran Kenny'e bakındım. Bükülen dizlerimi yeni dikleştirdiğimde, mahçup bir ifade seçtim mimiklerim için. "Hoş buldum," dedim ilk önce. "Beklettim sanırım, herkesten özür dilerim."

Gözümün aldığı birkaç kişi, sorun olmadığına dair birkaç şey mırıldandığında, yeniden oturma girişimine girmiştim ki, Kenny sesini yeniden duyurdu. "Sorun değil, sizin gibi güzel bir kadını beklemek, hiç sorun olmamalı." Durdum yine. Eğdiğim bakışlarıma zoraki bir tebessüm yerleştirerek teşekkür ettikten hemen sonra, "Ceket?" diye konuştu yeniden. İsmini yüzlerce kez duysam da ilk defa karşılaştığım birisi olarak, fazla konuşuyor olduğunu düşünmeden edemedim.

"Ah, evet." Oturdum. Daha fazla ayakta bekletmesine müsade edemezdim zaten. "Üşüdü-"

"Ben verdim," dedi Levi aniden. Yalan söyleyeceğimin farkında olan tek isim ve ceketin sahibi olarak bir şeyleri eksik bırakmamak istediğini, saniyelik olarak yolladığı tek bakışta anlatacak kadar usta bir öğretmendi. "Lüks lokantan, en az senin kadar soğuk."

"Ha-ha-ha-ha!" Elindeki sarı sıvılı bardağı tutup havaya kaldırarak, abartı bir kahkaha bıraktı dışarıya. "Yeğenim'in bir kadına böyle yakınlık göstereceğini tahmin etmezdim."

"Duvarlarını yıkan birisi çıkmıştır sonunda, heh?" Hiç tanımadığım bir başka adam, Levi'nin çehresini gerdirmeye devam ederken ilk kez böyle bir olaydan zevk almıyordum şu anda. Ackerman'a bu şakaları bizzat ben yaptığımda eğlenceliydi. Bir başka isimler devraldığında, can sıkılı hal alabiliyordu.

"Boştan beleş sözleriniz bittiyse bizi buraya ansızın toplama amacından bahset Kenny."  Dirseklerini masanın üzerine koyarak hafifçe eğildiğinde, şakaklarından ileriye doğru yol aldı saç telleri. Gözlerinin üzerine gölge düşmüştü. Öylesine ciddi bakıyordu ki, biraz önceki sohbete gülümseyen çoğu isim de anında onun gibi ciddileşmişti.

Tebessüm edip, tek kaşımı kaldırarak döndüm önüme. Benden başkasına gösterdiği sert davranışının bu kadar çok hoşuma gideceğini tahmin edemezdim.

"Tabii..." dedi Kenny. "Sevgili yeğenim..." Eline aldığı çatal ve bıçağı önündeki tabağa götürdüğünde, "Kulağıma bazı haberler geldi," diyerek başladı sözlerine. "Oldukça büyük bir bölgenin varisi ortadan kaldırılmış."

MY DEAR ENEMY | Levi Ackerman +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin