-III-

1.4K 125 120
                                    

⚜️
Pusu
⚜️

Yeniden. Ve yeniden.
Teslimat sonrası duyulan övgü ve verilen ödülden daha tatlı bir şey olamazdı bence.

Maddi ve manevi doyum.

Elimdeki tomarları birbirlerine vurdurduktan sonra, yaklaştığım siyah aracın ön camı indiğinde, Jean'in kucağına bıraktım hepsini. Ellerini birbirine sürtüp, bir tanesini eline aldığı sırada, "Böcek kadar minik şeyin bize bu alevleri vereceğini düşünemezdim," diye konuştu.

Arka koltuğa yerleşmemle aracın motorunu çalıştıran Eren, "Doyumsuz hergele," diye alay ederek güldü ona.

"Siktir lan." Hemen geri cevap vererek güldü Jean.

"İlk defa kazanmıyoruz." Yanımda yükselen sesiyle göz devirdi Reiner. Geriye yaslanıp, kollarını bağladığında, camdan dışarıya taşıdı gözlerini.

Ona döndüm usulca. "Doğru," diyerek kıstım gözlerimi. "Biz ilk defa kazanmıyoruz." Yeniden öne döndüğümde, dikiz aynasından bana bakan Eren'in sessiz bir ıslık çaldığını gördüm. Neyi ima ettiğimi ilk önce o anlamıştı belli ki.

Reiner, ağırlığını öne verdi. Gözleriyle birlikte sesini de kıstığında, "Bana laf soktuğunu mu sanıyorsun?" diye konuştu ilk önce. Eren, bir tartışma dinlememek adına bir müzik başlattığında, küfrederek anında kıstı Jean. "Doğru," diye konuştu bu sırada Reiner yeniden. "Şu ana kadar sizin kadar başarılı olamadım, ama hiç değilse başarmak adına düşmanım dudaklarına da yapışmadım."

Kulağıma ulaşan sözleri ruhumu dahi öfkeyle titretti aniden. Ona bakmamak adına kendimle öylesine büyük savaş versem bile bedenime dolan tüm hisleri birkaç dakikalık uykuya aldığımda, olduğum yere yaslandım. "Eren."

"Evet?"

"Durdur arabayı."

"Ne?" Şaşkınca söylendi. Dikiz aynasından yeniden yüzüme baktığında, doğruca gözlerine odaklanınca, "Anladım," diye ekledi sözüne. Sinyal verip, aracı uygun bir köşeye doğru çektiğinde, Jean'in bir şeyler mırıldandığını duydum, ama anlamadım. Buna rağmen neyi ifadeleyeceğini de çok iyi biliyordum.

Araç durduğunda, emniyet kemerini çözerek bana dönen Eren'i, anında havaya kaldırdığım elimle daha konuşmadan susturdum. Reiner'e döndüğümde, hiç oralı bile davranmaması beni daha da germeye yetiyordu. "İn arabadan." Umursamadı bile. Bakışları baygınca bana döndüğünde, tekrar ettim sözlerimi. "Sana arabadan in dedim."

Yine umursamadı.

Artık kendimi sakinleştirmeye çalışmayacaktım bile. Bir hışımla kendi kapımı açtığımda, doğruca karşı tarafa geçerek onun da kapısını açarak tek elimle yakıştım yakasına. Hareketlerime ayak uydurup, çıktığı sırada alelacele hareketlerle Eren de indi.

"Söylediklerini bir daha söylesene." Kıstığım gözlerimi diktim gözlerine.

"İlena, sakin ol," dedi Eren.

"Söylediklerini bir daha söylesene!" İki elimi de yakasına götürdüğümde, sarstım onu. Şu an zaten olabildiğince sakin kalmaya çalışıyordum.

"Ne o?" Ters bir şekilde güldü, öteye beriye yolladığı bakışlarını en sonunda benimkilere diktiğinde, "Beni de mi öpeceksin?" diye mide bulandırıcı bir tınıda mırıldandı.

MY DEAR ENEMY | Levi Ackerman +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin