8 saat önce..Rüyalar bize zihnimizde yüze çıkmayanları gösterirmiş. Orada saklı kalanları. Düşünmekten kaçtığımız yada gerçekleşmesine inancımız olmayan şeyleri karşımızda bir film gibi oynatırmış.
Bilinç altım düşünmekten kaçtığım şeyler ile doluydu. Annem ile ilgili sürekli kabuslar görmemin sebebi buydu. Biliyordum.Gözlerimi açtığımda Melih yanımdaydı."Sakin ol Eliz"dedi. Kabustu. Sanki az önce gerçekten koşmuş gibi nefes alıyordum. Melih kardeşim değildi. Dayımın oğluydu. Ama ona hep ablalık yapmıştım.Aramızda bir yaş bile olsa.
Yavaşça yatağımdan doğrulup oturdum. Elimi saçlarıma geçirdim. Saç diplerim terden ıslanmıştı."Kötü bir kabustu" dedim.
"Hep görüyorsun değil mi?"Başımı yavaşça aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. " gözümü açar açmaz karşımda seni görmek daha korkutucuydu." Dedim samimi bir sesle. Onu gıcık etmeye bayılıyordum.
"Bence sen rüyanda beni fazla görüyorsun. E tabi bu yakışıklılığı kim görse fenalaşır. Sanada hak veriyorum. Birde anca beni rüyanda görürsün." dedi kendini beğenmiş bir sesle.
"Aynen aynen. Seni görmeden olmuyor. Ne yapalım anca rüyamda görüyorum. Acaba sen benim odama mı taşınsan?" derken yüzüne gülümsemesi iyice yayıldı.
" biliyordum be" derken acayip gururlanıyordu. " sonunda bensiz yapamadığını kabul ettin"
İşleri ciddiye almaya başladığında bende gülmeye başlamıştım. "Ne var" derken yüzünü ekşitti.
" yok bişey" derken hala gülüyordum sessizce. " az daha konuyu uzatsam yastık yorganını kapıp geleceksin."
" ne var yaaa kankamın odasında kalamaz mıyım?" Dedi hala ekşittiği suratıyla. Aferin Gıcık etmeyi başardın Eliz. Eheheh.
" yoo tabi kalabilirsin." derken gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Beraber makyaj felan yaparız. Kız dedikodusu döndürürüz.Ayrıca ben senin ne ara kankan oldum?"
"Kız dedikodusu mu? en sevdiğim" derken yüzü gülmeye başlamıştı. Kendimi tutamayarak gülmeye devam ettim. Alay ettiğimi anlatarak " mızıkçı" dedi. Dudaklarını öne doğru uzatıp büzmüştü.
Gözlerim saate kaydı. Öğleden sonra 3'ü gösteriyordu. Gece uyuyamadığımın acısını kahvaltıdan sonra uyuyarak çıkarmıştım. Eh nihayetinde biraz dinlenmiş hissetmek iyi geliyordu.
"Sahi niye burdasın" derken komidinimin üzerindeki suya uzandım ve kuruyan dudaklarıma götürerek büyük bir kaç yudumda içtim.
"Babam seni yemeğe çağırıyor" dedi Melih. Alaycı tavrının dağılması onunda bu konudan hoşlanmadığını belli ediyordu.
İçim yavaşça titredi. Önemli bir mevzu olduğunu anlamıştım. Korku kırıntıları vücuduma ulaştı.Az önceki neşeli ortam dağılmış ,yerine huzursuzluk yayılmıştı. Melih'te bu durumu fark etmiş olacak ki saçlarımı karıştırdı. "Ya sana bir şey söyleyeyim mi" dedi hevesle. "Söyle" dedim gülümsemeye çalışarak.
"Gerçekten sabahları da çirkin oluyorsun ama hele öğlen uykusuna yatan bir koala olduğun zaman......" deyip gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"çok çirkin oluyorsun ,yani normalden daha çok."Sanırım onu öldürmemi istiyordu. Yada gerçekten ona çirkin bir makyaj yapmalı ve instagram hesabıma atıp onu etiketlemeliydim. Kesinlikle bunu o uyurken yapıp resmini çekmeliydim. En azından elimde bir koz olurdu. Kafamda yapılacaklar listesine ekledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH İZLER+18
Romance" Bu odada olan herşeyi sana unutturmak isterdim demeyeceğim." dedi bir fısıltı şeklinde. " keşke bu odada olan şeyleri sen yaşamadan önce bulabilseydim seni." Sanki büyük bir pişmanlığını dile getiriyor gibiydi. Bu Sözü bana yetmişti. Geç bile...