Kendimi karanlığın kollarına teslim etmiştim.
Tok bir ses yayıldı odaya
Adımı duyuyordum. Gözlerimi yavaşça araladım. "Eliz" Kapım çalıyordu. Yorganı üzerimde atıp kapıya yöneldim. Kapıyı açınca Atlas ile göz göze geldik. Üzerinde gri bol bir eşofman takımı vardı. Saçları yine dağınıktı. "hazırlan gidiyoruz."
Gözleri üzerimde gezindi. Dudaklarının hafif kıvrıldığını gördüm. Sonra hemen eski halini aldı."Nereye"dedim. "Bugün uzun bir gün Eliz. Yapmam gereken bir kaç iş var" dedi ciddiyetle. "Banyoya sana kıyafet bıraktım. Giyin hemen çıkalım."
Arkasını dönüp merdivenlere ilerlerken bende banyoya yöneldim. İçeriye girip kapıyı kilitledim. Aynanın önünde duran siyah hafif kısa bir kazak ve siyah dar bir kottu. Üzerime geçirdim. Tam olmuştu. Etiketlerini kopardım. Saçlarımı tepeden topladım ve Siyah botları ayağıma geçirerek aşağıya indim.
Atlas'ta siyah bir kot ve siyah bir kazak giymişti. Kesinlikle ona siyah çok yakışıyordu. "Kahvaltıyı dışarıda yapacağız"dedi açıklama yapmadan. "Tamam"dedim. Gözüm salondaki saate kaydı. 10:11 di.
Soru sormadım.Koltuğun üzerine siyah kısa şişme bir mont bıraktı. "Verdiğim ceketler seni çok ısıtmıyor" dedi ciddi bir şekilde. " montu giy"
Şaşırdım ve cevap vermeden montu alıp üzerime geçirdim. Evden çıkıp siyah passata doğru yürüdük Cebinden telefonu çıkarıp kulağına götürdü. Bende o sırada kemerimi taktım. Yaşamak için kaçıp kemersizlikten dolayı ölsem çok komik olurdu.
"Mekan hazır mı Okan" Karşıyı dinleyip "güzel"dedi. "Tamam "Herşey hazır yani"deyip bana döndü. Gözlerimin içine baktı. Hafifçe gülümsemeyi ihmal etmedi.
" İyi uyudun sanırım" derken gözü yoldaydı.
" evet" dedim. Gördüğüm kabusları saymassak iyi bir geceydi. Gece 5 kere su içmeye kalktığımı hiç saymıyordum." Odana bir damacana taktırmaya karar verdim" dedi ciddi bir ses tonuyla. "5 kere su içmeye kalktın." Sağ dudağı hafifçe kıvrıldı. Benimle dalga geçiyordu. Tabi geçer Eliz allahtan üşendin de 6 ve 7.Bardak için kalkmadın. Sudan bahsedilince bile susamıştım.
" lokmalarımı saydığını bilmiyordum" dedim şaşkın gözlerle ona bakarken.
"Uyku tutmadı. Bende koyun sayacağıma senin kalkmalarını saydım"dedi bu sefer gülümsemesi yüzüne iyice yayıldı. Yanağındaki gamze kendini gösterdi. Gülünce ne kadar çekici göründüğünün farkında mıydı? Sen şu an ne düşündüğünün farkında mısın Eliz?
" uyuyabildin mi bari" dedim yapmacık bir sitemle.
"Bu kadar çok sayınca uyumuşum. Kim olsa uyurdu" dedi alayla. Hala dalga geçiyordu.
"Damacana taktırırsan iyi edersin. Sende rahatsız olmazsın. " derken kollarımı göğsümde bağlamıştım. " çünkü ben çok su içerim." Daha senin 6 ve 7. ye kalkacağını bilse yatağını mutfak tezgahına serer valla Eliz. Bence sus.
Bir ara sokağa döndük ve araba kenara yanaşıp durdu. Saatler 11:33'ü gösteriyordu. Geldiğimiz yer dağ evinden 22 dakika sürmüştü.
Sokağın zemini kilit taşı ile özensizce döşenmişti. Bir kaç clup tabelası yan yana asılıydı. Sokağın sonunda büyük bir çöp kovası vardı. Çöplerden bazıları yere dökülüp saçılmıştı. Etrafında 2 tane gri kedi vardı.
Sokağı incelemeyi bırakıp Atlas'a döndüm. Bişeyleri anlamaya çalışıyordum. Zihnim
ne yapıyorsun dedi. Ne yaptığını biliyor musun?Bilmiyorum dedim içimden.
Ama bütün bildiğim şeylerden belki de daha iyidir diye savundum. Şu anda bulunduğum durumu kendi içimde normalleştirmem lazımdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAH İZLER+18
Romantizm" Bu odada olan herşeyi sana unutturmak isterdim demeyeceğim." dedi bir fısıltı şeklinde. " keşke bu odada olan şeyleri sen yaşamadan önce bulabilseydim seni." Sanki büyük bir pişmanlığını dile getiriyor gibiydi. Bu Sözü bana yetmişti. Geç bile...