11. BÖLÜM

114 9 0
                                    







İnsan bazı duyguları hiç tatmak istemiyor. Huzursuzluk benim için bunlardan biri.
Ve şu an bütün hücrelerimi sarmış durumdaydı. Atlas'ında huzursuz olduğunu görebiliyorum. "Sen arabada bekle" Cevap vermemi beklemeden arabadan inip kapıya yöneldi. Belindeki silahını çıkarıp karşıya doğrulttu.

Atlas Yaşar'ın  başı beladaydı. Yada Atlas  Yaşar her zaman belaydı. Bilmiyorum. Zarfı aldı üzerini inceledi . Etrafın güvenli olduğundan emin olduktan sonra bana başıyla işaret yaptı. Arabadan inip ona doğru yöneldim. Evin etrafını bir tur atarak gezdi. Zarfı alıp ceketinin iç cebine yerleştirdi. İçeriye girip montlarımızı astık.

Atlas tek kelime etmedi. Neler oluyordu? Sormadım. Beni ilgilendiren bişey olsaydı zaten bana açıklama yapardı.

"Duş alabilir miyim"dedim. "Bişeyler için izin alma Eliz"dedi ters bir sesle."Bişeyler için izin almandan nefret ediyorum"diye mırıldandı. Cevap vermeden yukarıya çıktım. Banyoya girip sıcak bir duş aldım.
Morluklarım geçtiği için kendimi iyi hissediyordum. Vücudumda kalan izler için yapılacak bişey yoktu.

Küçükken, belki 5 6 yaşlarındayken dayım yine bir gece erken gelmişti. Melih' le salonda saklambaç oynuyorduk. Salonda beni Melih'le oynarken gördüğü için çok sinirlenmişti. O gözleri hala zihnimde geziniyordu. Unutamamıştım. Bir çocuk nasıl unuturdu o bakışı.

O zaman yine nefretle bana bağırmıştı. Korkudan Koltuğun arkasına saklanmıştım. Sanki saklanırsam ,
o koltuk beni onun nefretinden koruyacak sanmıştım.

Olmadı. Kurtulamadım. Kolumdan tuttuğu gibi bir tokat indirmişti yüzüme. O zamanlar canım çok acıyordu. Bu anıyı hatırlayınca bile o tokatın acısını hissediyordum.
Sonra bir defa daha vurmuştu. Neden dayak yediğimi bilmediğim gecelerden biriydi.
Sonra kolumdan tutup beni kapının önüne atmıştı. İlk kapıya atılmam işte böyle olmuştu. Kıştı. Dışarısı bembeyaz kardı.
Ayaklarımda çorap bile yoktu. O karın soğukluğu küçük bedenimi titretiyordu. Hatırlayınca ruhumda titremeye başladı.

"Dayı" dedim ağlayarak. "Dışarısı çok soğuk."Kapıyı yumruklayan küçük ellerimi hatırlıyorum. Soğuktan kırmızı olmuştu. Kapıya vurduğum yerler sızlıyordu.
Havlayan köpekleri duyduğumu hatırlıyorum. Korkum ikiye katlanmıştı. Kapıyı daha sert yumrukladım. "Dayı" dedim bir çocuğun umutsuz fısıldaması ile. "Korkuyorum. Lütfen."

Açılmadı. O kapı bana hiç açılmadı. Yüzüme kapanan binlerce kapıdan biriydi. Ayaklarıma bıçaklar saplanıyor gibi olmaya başlamıştı. Melih camdan bana bir çorap ve ceket atmıştı. Çaresiz bakışlarını hatırlıyorum. Benim için elinden gelen tek şey buydu. Çorabı ve ceketi üzerime geçirdim. Melih de korkuyordu. Gülümsedim. O geceden sonra çorapsız uyuyamadım.

Bahçede o zamanlar depo yoktu. Arka bahçede bir köpek kulübesi olduğu aklıma geldi. Titreyerek kulübeye ilerlemiştim. Titremem soğuktan mı yoksa ağlamaktan mıydı ayırt edemiyordum.

İçi boştu. İçine girip ısınmaya çalışmıştım. 5-6 yaşlarındaki bir çocuk ,köpek kulübesine sığınmıştı. Ağlamaktan gözlerim ağrıyordu. Kulübeye girip sessizce ağlamaya devam ettim. Evet , o geceyi bir köpek kulübesinde geçirdim.

6 yaşımın ruhu ,o gece öyle derin acılar aldı ki bir daha 6 yaşımı yaşayamadım. İçerisi köpekler için sıcak bir şekilde ayarlanmıştı. Zor sığmıştım. Köpekler için bile ayrılan sıcak yer varken, dayım hangi vicdanla o yaştaki çocuğu kara atmıştı.

Oradaydım. 6 yaşımı izliyordum. "Ağlama"dedim ona titreyen sesimle. Beni duymadı. Sesim ona ulaşmadı. Geçecek diye fısıldadım.
Söylediğime ben bile inanmıyordum.

SİYAH İZLER+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin