16. BÖLÜM

95 3 0
                                    


Kırmızı mavi ve sarı renkteki alevler odayı yavaş yavaş ele geçiriyordu. Yanan ateşten mi yoksa Atlas'ın benim için yaptığı şeyden dolayı mı bilemiyorum ama sıcakladığımı hissediyordum.

Yatağımın üstündeki nevresimler yavaş yavaş yanmaya başlamıştı. Yükselen gri dumanlar önce tavana çarpıyor sonra odaya yayılıyordu.

Bir yangın nasıl olurdu da içimi soğuturdu.

Atlas bir kaç dakika izlememe müsade ettikten sonra " gidiyoruz" dedi. Birazdan dumandan yangın alarmının öteceğini biliyordum.

Artık bana ait olmayan odaya son kez dönüp baktım. Kapıyı kapattım. Hızlıca merdivenlerden inerken yangın alarmı ötmeye başlamıştı. Melih ve Emine teyze korku dolu gözler ile bana bakıyordu. Gülümsedim. Bunca şey içinde gülümsedim.

Hızlı adımlarla Melih'e doğru yürüdüm. Kollarım boynunu sıkıca sardı. " Her şey geçecek"diye fısıldadı kulağıma.
Dayımın adamları sandığım ama aslında Atlas'ın adamları olan kapıdaki korumalar ellerinde yangın tüpler ile hızla üst kata doğru çıktılar.

" Seni de alacağım bu cehennemden" dedim Melih'e. Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım. "Sen mutlu ol" dedi.
Gözümden akan bir damla yaşı elimin tersi ile sildim. Melih Atlas'a dönerek "ona bir zarar verir yada onu üzersen  bunu sana ödetirim" dedi tehditkar bir sesle.

Atlas başını eyvallah der gibi hafifçe indirip kaldırdı. Emine teyzeyede sarıldım. Elime bir kutu tutuşturdu. " sırası değil biliyorum kızım ama içim el vermedi seni eli boş göndermek."

Kutuyu hızla aldım. Atlas bir elini belimin arkasına koyarak beni yönlendirdi. Hızlıca girdiğimiz kapıdan geri çıktık ve kapının önünde bekleyen araca bindik. Gözlerim odamın penceresine çevrildi. Gri dumanlar pencereden süzülerek gökyüzüne doğru çıkıyordu.

Atlas gaza bastı ve her şey geride kaldı.
Cebinden çıkardığı telefonda rehberine girdi ve bir arama yaptı. "Şeyda" dedi hoparlöre aldığı telefonda " görüntüleri hallettin mi?"
" evet" dedi Şeyda'nın sesi. " Melih ve Emine hanımın salondaki kayıtlarını,sizin giriş çıkışınızı hepsini sildim. Eklememiz gerekenleri de ekledim. "
" güzel" dedi Atlas.

" merkeze mi geçiyoruz?"

" evet" dedi Atlas tereddüt etmeden. " orada görüşürüz."
" tamam" diyen Şeyda'nın sesinden sonra telefonu kapatıp radyonun altı kısmındaki boşluğa koydu.

" Eliz" dedi bana dönerek. Sesi endişeli çıkıyordu. Yüzümü ona doğru çevirdim.

" neler oluyor" dedim. Ses tonundaki endişe beni korkutuyordu.
" bugün dayına açık bir savaş açtım. Şu an çok öfkeli ve bu öfkesiyle hareket edecektir.
Artık seni yanımdan ayıramam."

" evden ne aldın?" Diye sordum onlarca sorunun içinden. Çünkü Atlas tek ben Melih'le görüşeyim diye o eve gitmemişti. Hatta Melih'le dışarda görüşmemiz çok daha iyi olurdu ama o bu yolu seçmişti.

" Bu seni ilgilendirmez" dedi net bir sesle.
" ilgilendirir" diye bastırdım. " Sonuçta o eve girmek için beni de araç olarak kullandın. Gayette ilgilendirir."

" Seni araç olarak felan kullanmadım. Sen olmasan da o eve rahatça girebilirdim."
Sanki bir cümle daha kuracaktı ama sustu.
Kurduğum cümleler onu kızdırmıştı. Kendisini sakinleştirmeye çalıştığını görüyordum.

" Anlat bana" diye direttim.

" Sana herşeyin açıklamasını yapmamı bekliyorsan çok beklersin" dedi. " Böyle bir beklentiye sakın girme."

SİYAH İZLER+18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin