Yine başka bir kabustan uyanmıştım ve saate baktığımda sadece 5 saat uyuduğumu gördüm. Normalde de çok fazla uyuyabilen biri olmadığım için bu benim için yeterliydi. Vücudum da yıllar boyunca az uykuya alışmıştı.
Banyodaki günlük rutinlerimi tamamladıktan sonra kedilerimin ihtiyaçlarıyla ilgilendim ve ardından kendime kahvaltı hazırlayıp yedim. Çantamı hazırladıktan sonra tamamen hazırdım ve kanepedeki doonginin kafasını biraz okşayıp okula gitmek için evden çıktım.
Okula yine erkenden geldiğim için sırama geçip telefonumla ilgilenmeye başladım. Biraz sosyal medyaya girip önce Hyunjin bir şey paylaşmış diye kontrol ettim. Paylaşmamıştı, ben de diğerlerinin attığı şeylere bakmaya başladım. Seungmin ve Felix parkta otururken benden habersiz bir şekilde çektikleri üçümüzün olduğu bir fotoğrafı paylaşmışlardı. Tam beğenme tuşuna basacakken Hyunjinin fotoğrafı beğendiğini gördüm. Büyük ihtimalle sadece aynı sınıfta olduğumuz için kibarlık olsun diye beğenmişti ama bu bile kalbimi hızlandırıp heyecanlanmama sebep olmuştu.
Beni bu kadar etkiliyor olman gerçekten çok korkunç.
Bir süre salak salak sırıtarak Hyunjinin kullanıcı adını izledim. Ne kadar saçma bir şey yaptığımı fark ettiğimde ise ben de fotoğrafı beğenip kaydırmaya başladım. Felix bugün Seungminden önce gelmişti ve önümdeki sıra olan yerine oturup direkt arkasına dönmüş ve benle muhabbet etmeye başlamıştı. Haftasonunu beraber geçirmiştik ve bu da onun bana ısınması için yeterli olmuştu. Ben ona ısınmakta hiç güçlük çekmemiştim çünkü zaten civciv gibi temiz kalpli sevimli bir şeydi.
Felixle muhabbet ederken Seungmin de geldi ve muhabbete dahil oldu. Çok geçmeden ise ders başladı. Ders matematikti ve öğretmeni Seoyunla yakaladığım öğretmendi. Kendisinden normalde de pek hoşlanmazdım ama en azından saygım vardı. Ta ki onları o halde görene kadar. O sahneyi hatırlamak midemi bulandırmıştı ben de biraz mutlu olmak için kafamı çevirip Hyunjine baktım. Odaklanmış bir şekilde dersi dinliyordu. Çok çalışkan sayılmazdı ama çok tembel de değildi.
Bu çocuk ne yaparsa yapsın sevimli olmayı nasıl başarıyo?
Tenefüslerde aşağı iniyorduk ve 3. tenefüste garip bir şey oldu. Chan ve Felix birbirlerine selam verdi! Bunu gerçekten ben de Seungmin de beklemiyorduk. Chan. Hani şu Hyunjinin yan sınıftan arkadaşı olan.
Felixin Avusturalyalı olduğunu zaten biliyordum. Haftasonu buluştuğumuzda birbirimizi daha iyi tanımıştık ve o zaman öğrenmiştim. Zaten adından yabancı olduğu belli oluyordu. Chan Hyunjinin arkadaşı olduğu için onu da biraz stalklamıştım ve onun da Avustralyalı olduğunu biliyordum ama birbirlerinin bunu öğrendiğini bilmiyordum. Ve anlaşılan sadece öğrenmekle de kalmamış arkadaş da olmuşlardı. Felix bize nasıl tanıştıklarını anlatıp bizim neden şaşırdığımızı sordu.
"Benim yanımda çok çekingen davranıyordun o yüzden bu kadar sosyal olduğunu bilmiyordum, ayrıca Chan Hyunjinin yakın arkadaşı."
"Şey, sen biraz korkutucu duruyosun o yüzden çekiniyordum ama Hyunjin ne alaka." ağzımdan kaçırdığım şeyi fark edince Felixe de Hyunjinden hoşlandığımı itiraf etmek zorunda kaldım. Gey olduğumu duymak onu şaşırtmışa benziyodu.
"Nasıl yani sen gey misin?"
Hazır olun birazdan yaptığım şeyin ne kadar yanlış olduğunu ve psikoloğa gitmem gerektiği gibi salak saçma şeyler dinlicem. Yine
"Ben de biseksüelim!"
"Ah gerçekten mi? Bir an homofobiksin sandım."
"Ne! Hayır tabiki de değilim! Peki Seungmin? Senin sevgilin falan var mı?"
![](https://img.wattpad.com/cover/298707645-288-k479162.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forget-me-not (hyunho)
FanfictionMinho uykularından her seferinde kabuslarla kalkan ve bundan bıkmış biridir. Hyunjin ise Minho'nun rüya görebilmesini sağlayabilen tek kişi. Hikaye genel olarak Minhonun bakış açısınından yazılacaktır.