Bölüm 4

158 14 0
                                    

İş bittiğinde artık ben de bitmiştim. Saatlerce bilgisayar başında durmuştum ve artık gözlerim isyan ediyordu. Yüklü miktarda bir para almıştım fakat buna bile sevinecek halde değildim. Ne kadar uykuyla aram kötü olursa olsun o kadar yorgundum ki uyumak çok bir zamanımı almamıştı.

*

Alarmın sesiyle kabusumdan sıçrayarak kalkmış ve birkaç dakika kendime gelmeye çalışmıştım. Ben kendime gelene kadar alarm durmuştu ben de tekrar çalmasın diye kapattıktan sonra okul için hazırlanmaya başladım. Tüm gün bilgisayar başında durduğum ve doğru düzgün uyuyamadığım için gözlerim şişmişti ve ölü gibi duruyordum. Peki aldığım paraya değer mi? KESİNLİKLE!

O kadar kötü durumdaydım ki otobüsteki insanlar sürekli dönüp bana bakıyordu. Son zamanlarda okulda da çok fazla ilgi çektiğim için biraz da olsa alışmıştım bu duruma. Ama yine de bu sinir bozucu bir durum olduğunu değiştirmezdi.

Gerçekten insanlar kendi işleriyle uğraşamazlar mı!?

Kapşonumu kafama geçirip yüzümü sakladım ve az da olsa meraklı gözlerden uzaklaşmış oldum.
Sınıfa geçer geçmez direkt sırama geçtim ve uyuyamayacağımı bilsem de en azından gözlerim dinlensin diye uyuyormuş gibi yattım. İlk ders zaten kimyaydı ve ne kadar nefret edersem edeyim çalışmam gerekiyordu. Ben de çalışıp bugün öğreneceğimiz konuyu çoktan öğrenmiştim. Konun başlarında da herkesin anlayabilmesi için temeli ve kolay örnekleri anlatacağı için bir şey kaçırmazdım bu yüzden uyumamda bir sakınca olacağını sanmıyordum.

Kafamı kaldırmasam da sesleri duyuyordum ve baya çoğalmışlardı. Üstümde bir ağırlık hissetmemle kalktım ve pislik arkadaşım seungminin üstüme çıktığını gördüm. Ardından yan tarafımdaki sıraya oturdu. Önceden orada oturmuyordu ama galiba oradaki çocukla anlaşıp yer değiştirmişlerdi. Bana dehşete düşmüş bir halde bakıp

"Sana ne oldu böyle berbat görünüyorsun!?" dedi

"Yine bana olan sevgin gözlerimi yaşartıyor doğrusu! Dün bilgisayarda çok işim vardı ve çok da uyuyamadım."

"Dostum gerçekten ölü gibisin. Yaşıyorsun değil mi?"dedi Felix.

"Emin değilim."

Hocanın sınıfa girmesiyle çok da muhabbet sayılmayan muhabbetimiz kesilmiş oldu ve ben de kafamı tekrar sırama koyup gözlerimi dinlendirmeye devam ettim. Ders başlayalı çok olmamıştı ki kimyacı galiba beni fark etti

"Minho neden dersi dinlemek yerine  yatıyorsun?"demesiyle kafamı kaldırdım ve şişmiş gözlerimi gören hoca

"Minho sen iyi misin?" diye başka bşr soru daha yönlendirdi.

"Dün bilgisayarda yapmam gereken bir iş vardı ve baya uzun sürdü, ayrıca çok fazla uyuyamadım da." dedim.

"Kötü olmuş fakat bugün yeni konuya geçiyoruz ve eğer başlarını öğrenmezsen sonradan öğrenmen zorlaşır."

"Bu konuya çalışmıştım zaten ayrıca yeni geçeceğimizden temel ve kolay şeyleri anlatacaksınız yani bir şey kaçıracağımı sanmıyorum." dedim hala gözlerimi kapatmamak için büyük bir savaş vererek. Etkilenmiş görünüyordu.

"Madem bu konuya çalıştın şu tahtadaki soruyu çözebilirsin ve eğer çözersen de yatmana izir veririm." dedi. Kafamı soruya çevirdiğimde henüz temel olduğu için kolay bir soru olduğunu gördüm ve kalkıp soruyu çözmek için tahtaya yöneldim. Cevabı yazdıktan sonra doğruluğunu onaylaması için hocaya baktım o da tatmin olmuş bir şekilde kafasını salladıktan sonra sırama dönebileceğimi söyledi.

Tekrar eski pozisyonuma dönüp gözlerimi kapattım ve baş ağrımın az da olsa geçmesi için dua etmeye başladım. Tam kendime gelmeye başlamıştım ki tenefüs zili çaldı ve şu okulda en nefret ettiğim kişinin başımda dikilip cırtlak sesiyle konuşması her şeyi tekrar alt üst etti.
Kafamı kaldırıp bana sinirle bakan iğrenç kişiye kendisinden ne kadar iğrendiğimi belli eden bir bakış attım.

"Senin derdin ne! Senin yüzünden Seoyun ceza aldı!"

"Aptal olması benim suçum değil."

"SEN KİMİN ARKADAŞINA APTAL DİYOSUN!"

"Seoyunun. Ha bşr de senin. Şimdi git başımdan çünkü başım ağrıyo ve senin cırtlak sesin de bana hiç yardımcı olmuyo." diyip elimle git işareti yaptıktan sonra kafamı tekrar sırama koydum.

Ne kadar konuşursa konuşsun onu görmezden geldiğimde sesinden git gide daha sinirlendiği belli oluyordu fakat sınıfta bir sürü kişi olduğundan aşırı bir hamle yapmayacğını da biliyordum. Bu konunun daha kapanmadığına dair bir şeyler zırvalayıp sonunda beni rahat bıraktı ve ben de derin bir nefes aldım.

"Eğer başın çok ağrıyorsa bende ağrı kesici var." diyen bir ses duyunca kafamı kaldırdım. Sınıftaki çok bir muhabbetim olmasa da nefret etmediğim bir kız elindeki ağrı kesiciyle bana bakıyordu. Kabul edip elindekini aldım ve teşekkür edip suyla beraber ağzıma attığım ilacı yuttum. Sonra tekrar teşekkür edip sırama döndüm ve tekrar yatıp ağrı kesicinin etkisini göstermesini beklemeye başladım.

*

Dersler geçmişti ve yemekhanede sıramı bekliyordum. Baş ağrım gitse de gözlerimi hala açmakta zorlanıyordum. yemeğimi aldıktan sonra Seungminle beraber her zamanki masamıza gittik. Ardından Felixin yemeğini alıp başka bşr masaya doğru ilerlediğini görünce yanına gittim ve tepsisini alıp bizim oturduğumuz masaya götürdüm.

"Şey, benim buraya oturmam sizin için sıkıntı olmaz mı. Yani demek istediğim tabi sizinle oturmak isterim ama yani yalnız kaldığımı düşündüğünüz için bunu yapıyorsan gerek yok yani sorunum yok ama-"

"Felix kafamın ağrısı yeni geçti ama sen tekrar ağrımasına sebep olucaksın. Otur işte bşr şey olmaz arkadaşız sonuçta."

"ÖYLE MİYİZ?"

"Tabiki öyleyiz neden bu kadar şaşırdın ki?" dedi Seungmin. Felix de ağzında bir şeyler geveleyerek cevap verdi ardından birbirlerine kolay ısınan ikili gayet samimi bşr şekilde muhabbet etmeye başladılar.

"Yeni bir tteokbokki dükkanı açılmış çıkışta oraya gitmek ister misiniz." dedi Felix.

"Nereye açılmış?" Felix dükkanın yerini tarif etmişti.

"Orası benim evime çok yakın tteokbokkiyi alır benim evime geçeriz." dedi Seungmin. Ben onaylamıştım ama Felix hala biraz çekingendi. Henüz yeni olduğundan belli ki bana hala alışamamıştı ve benim şu anki yorgunluğum da ona yakın arkadaşlarıma davrandığım gibi davranmamı biraz engelliyordu.

Çok yorgunum.

*
Okul çıkışı daha önce de kararlaştırdığımız gibi dükkana gidip tteokbokkiyi alıp Seungminin evine geçtik. Bayan Kim beni samimi bir şekilde selamlayıp hala şiş gözlerimi gördü ve bana bir anne edasıyla davrandı. Bayan Kim gerçekten çok tatlı biriydi ve bana hep sıcak davranıyordu bu yüzden onu çok severdim. Bayan Kimi iyi olduğuma ikna etmeyi başardığımızda beraber Seungminin odasına gittik.  Üçümüzün de ortak oynadığımız bir oyun bulup telefonlarımızdan onu oynamaya başladık. Felix video oyunlarında gerçekten iyiydi ayrıca zaman geçtikçe bana da alışıyordu.

*
Eve döndüğümde kedilerimle ilgilenmiştim. Dün zaten iyi bir para kazandığım ve yine ekran başına geçecek halim olmadığı için bugün herhangi bir iş aramadım. Hatta yorgun olduğum için erkenden yatağa girip uyumaya çalıştım. Yarın haftasonu olduğu için rahattım ve yarını kendim için dinlenme günü ilan ettim.

Forget-me-not (hyunho)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin