Hyunjinin sözleri kalbimin göğüs kafesimi delip masaya düşecek gibi atmasına sebep olmuştu. Haesoonun omzumu okşayan eli durmuş ve yüzündeki gülümseme de donmuştu ve yavaş yavaş da sönüyordu.
Hyunjine baktığımda Haesooya gerçekten çok sinirli bir şekilde bakıyordu. Yüzündeki sinir o kadar gerçekçiydi ki kendisini tanımasam benden hoşlandığını ve bu yüzden de kıskandığını sanardım ama onu tanıyordum. Belki de onun bile kendisini tanıdığından fazla ve bu yüzden bana karşı öyle bir şey hissetmediğini biliyordum.
Keşke.
Hareketleri ve siniri tamamen Haesooya karşıydı ama kıskançlıktan dolayı değildi. Şu anda göstermiş olduğu sinir gerçekti ama tek sebebi Haesooyu sevmemesiydi ve onun beni bu kadar rahatsız etmesi de sinir katsayısını arttırıyordu ama bunu gösterişi sanki beni kıskanıyormuş gibi davranmasına sebep olmuştu.
"Uzun zamandır bu hareketlerine karşı bir şey demiyorum çünkü Minhoya güveniyorum ve elbet bir gün aptallığı bırakıp ellerini ondan çekeceğini düşünmüştüm ama hayır, bırakmıyosun! Yeter artık bırak 'sevgilimin' omzunu çünkü bunu izlemek dayanılmaz olmaya başladı!"
Önce Hyunjine bakarak gülümsememi durdurmaya çalıştım ama o da bakışlarını arkamdakinden çekip bana doğrulttuğunda bunu başaramayıp gülümsemeye başladım. Bu onun da gülümsemesine sebeo olmuştu.
Birtanem keşke şu anki durumumuz rol amaçlı olmasaydı
Gülümsememi yüzümde tutarak arkamı döndüm ve Haesooya baktım. Benim dönmemle omzumdaki gücünü kaybetmiş eli düştü ve Hyunjinin üzerinde olan şaşkın bakışlarını bana çevirdi. 'Ne oldu çok mu şaşırdın pis kaltak!' ifademi takınıp onu iğneleyeci bir şekilde baktım ve kollarımı göğsümde birleştirdim. Haesoonun şaşkınlığı yerini hafiften inanmadığını belli eden bir bakışa çevirdi ve tek kaşını kaldırıp Hyunjine döndü, ardından tekrar bana dönüp o da benimle aynı şekilde durup konuşmaya başladı.
"Yalan söylüyosunuz." Hyunjine bakarak devam etti. "Sen daha düne kadar benimle çıkıyordun ve seni aldattım diye beni kıskandırmaya çalışıyorsun, şimdi Minhoyu elde etmeye çalıştığımı bildiğinden dolayı böyle davranıyosun. Çünkü istediğim şeyleri elde edemeyince sinirlendiğimi biliyosun. Sana gelirsek." bu sefer de bana dönüp devam etti. " Sen Haneul ile çıkıyodun geçen kavga mı ettiniz ne yaptıysanız bir şey oldu ve Haneul seninle ilişkisini bitirdi, tüm gün yüzüne bile bakmamıştı sen ise peşinden koşup durmuştun. Yakalayıp konuştuğunuzda ise ikiniz de çok üzgündünüz yani sen de kesin Haneulün kıskanıp sana geri dönmesini istediğin için bu oyuna katıldın değil mi? Size inanmıyorum sadece yalan söylüyosunuz!"
Vay canına! Haneul ile yaşadıklarımızın bunlar olduğunu mu düşüyorlar gerçekten?
Hafif gülerek önce bizimkilere baktım ardından da Haesooya döndüm. Sinirlenmişti. Baya sinirlenmişti. Yüzünün kızarmaya başlamasından belliydi. Gözleriyse zehirli ok gibi bir bende bir de Hyunjinde dolanıyordu, arada bir de Seungmine falan kayıyordu.
"Öncelikle çok güzel senaryo kurdun, cidden bak çok takdir ettim yazar falan olsana sen. Neyse devam edeyim. Haneul ile ben sevgili değildik sadece yakın arkadaşlarız ve geçen gün kavga etmemizin sebebi de ayrılmak falan değil, projeyi yaptıktan sonra konuşuyorduk ve ona sevgilim olduğunu söyledim. O da bana neden daha önce söylemediğimi sordu ben ise aptal gibi ona o kadar yakın arkadaşlar olmadığımızı falan söyleyip kalbini kırdım. Neden o kadar kırıcı konuştum bilmiyorum ama ben de söylediklerim sonradan farkına vardım ondan özür dilemeye çalıştım. O olay buydu. Ayrıca sen kendini çok mu değerli sanıyosun. Neden sırf seni kızdırmak için böyle bir şey yapalım ki. Neyse işte, Hyunjin ve ben sevgiliyiz ve inanmıyorsan bunu gidip Haneule de sorabilirsin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Forget-me-not (hyunho)
FanfictionMinho uykularından her seferinde kabuslarla kalkan ve bundan bıkmış biridir. Hyunjin ise Minho'nun rüya görebilmesini sağlayabilen tek kişi. Hikaye genel olarak Minhonun bakış açısınından yazılacaktır.