ATEŞKES

1K 52 16
                                    

Ağzımdan dökülen isim Ayhan'ındı.Zihnim en son yaşanan arbedeyi hatırlıyor,en son yanında olduğum kişiyi bana hatırlatıyordu.Zorlukla gözlerimi aralamaya çalıştım.Sanırım hareket halinde olan bir aracın içindeydim.
Bilmem kaçıncı kez Ayhan'ın ismi dudaklarıma döküldü.O telaşla inceleyememiştim halini,acaba kavga ederken bir yara almış mıydı?

Son bulduğum derman ile gözlerimi bu sefer aralayabildim.Yanımda birisi sessizce içini çekiyordu.

Sonrasında yüzünü nemlendiren yaşları gördüm.Ayhan ağlıyordu...

Onu yere göğe sığdıramayan içimdeki çocuk telaş ile bir oyanıya bir buyanıya koşmaya başladı.Asfalt altımızda su gibi akıp gidiyor arada sessizliği Ayhan'ın direksiyona attığı darbelerin sesi bölüyordu.
Doğrulmaya çalıştım oturduğum yerden.

İçimdeki çocuk süper kahramanını ağlarken görünce dayanamamış,bende onunla beraber akıtmaya başlamıştım gözyaşlarımı.

"Ayhan nereye gidiyoruz."

Benim uyandığımı fark eder etmez yüzünü bana göstermek istemedi.Kafasını diğer yana çevirip son damlayan iki yaşı silmeye çalıştı.Gözyaşlarımın içinde acı bir tebessüm ettim bu haline.

Elimi bana dönük olan yanağına uzatıp şefkatle sildim onun silmesinin üzerine dayanamayıp yol oluşturan damlayı.

"Hastaneye benim yüzümden oldu tüm bunlar.Sana bir şey olduysa dayanamam hareket etme hastaneye kadar." çatallı sesini ne kadar bastırmaya çalışsa da becerememişti.Etrafıma baktım en fazla beş dakikadır baygın olmalıydım.

Yandaki park ilçede en sevdiğim parktı.
"Parka gir Ayhan."

Yol ayrımına gelmediğimizden daha arabayı döndüremedi ama karşı gelmekten de kendini alı koyamadı.
"Hayır hastaneye gidiyoruz."

"Sana parka gir dedim Ayhan iyiyim ben,sadece yeterince nefes alamadığımdan bayıldım,şuan iyiyim hava almaya ihtiyacım var sadece çek sağa."

"Hayır,hayır hastaneye gidiyoruz."

Sert bir sesle konuştum bu sefer.
"Sana dön dedim Ayhan şurdan."

En son ki uyarımın üstüne lafımı ikiletmeden parka girmişti.Arabanın kapısını hışımla çarparak indim.Üstümde hala olayın gerginliği vardı.

Bu parkın bir özelliği vardı,çocukları pek getirmek istemezdi aileler buraya.Uçurumdu sonu,ne kadar çitlerle engel olmaya çalışılırsa çalışsın bir kaç gencin intihar etmesine engel olamamışlardı.Allaha şükürler olsun ki gençlerden ölen olmamıştı,ama anılarından korkar olmuşlardı.

Uçurumun dibindeki banka geçip oturdum.Hava açık ay tüm ihtişamı ile parlıyordu.Yıldızlar ise bulutların yokluğuna olan minnettarlığını daha da çok parıldayarak belli ediyorlardı.

Açık hava ile açılan vücudum,baygınken çoktan düzelmiş olan nefeslerimle şuan daha iyiydim.

Yanıma oturduğunda hızlıca beni kendine çekti.Vücuduna savrulan vucudum da kolları belime yerleşti.Bana öyle sıkı sarıldı ki.Ruhum ruhunu solumaya başladı.

"Çok korktum Halide,panik atağının olduğunu çocukluğundan beri biliyorum ama bayıldığına hiç şahit olmadım.Çok korktum sana bir şey olacak diye çok korktum seni daha yeni bulmuşken kaybetmekten çok korktum."

Yaptığı itirafıyla sarsıldım.Bazen kaybetme duygusu bize neyin değerli olduğunu hatırlatırdı.
"Seni öyle boğuluyormuş gibi görmek,keşke ben çekseydim o an çektiğin acıyı.Benim yüzünden çektiğin acıları alabilseydim keşke omuzlarından."

Sera EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin