UNUTAMA BENİ...

1.7K 61 16
                                    

Rüzgarın etkisiyle savrulan yağmur bulutuydum ben.İçimdeki sıkıntıları bastırdıkça dolmuş,gözyaşlarım her an damlamaya hazırken ağlamama izin vermeyen rüzgara dargındım.Belki ağlasam geçer derdim.

Şuan ki gibi hıçkıra hıçkıra,sahi en son yine Ayhan için ağlamıştım.Aramızdaki iletişimin kesildiğinin birinci yıl dönümünde,köyden ayrılalı bir yıl sonra.Gözyaşlarıma dolaylı yoldan vesile olmuştu yine yeni yeniden...

Ellerim gömleğini sımsıkı tutmuş kaybolacak gibi her an ,o da benden hallice belimdeki ellerinin bir adım daha sıkısı yoktu.Kendi sorduğum soruya kendim cevap verdim,unutma beni unutama beni.Sen benim çocukluğum unutmuş olma beni...

Bu da gelir bu da geçer ağlama dedi en son dudakları kulağıma,bende ona ağlama şiddetimi arttırarak vermiştim cevabımı şimdi bana kaybolan yıllarımı verseler demek istercesine.Dakikalar olmuştu sanırım.Ne kadar süredir bu haldeydik bilmiyordum.Ne o bırakıyordu ne de ben.Sanki bıraksak ikimizden birisi uçurumdan düşecekmiş gibi.

Kapı sesiyle irkilerek kendime geldim.Zorda olsa Ayhan'ı kendimden iteleyerek uzaklaştırdım.Ellerimi burnuma götürüp zaten düzene girmiş iç çekişlerimi iyice sessizleştirmeye çalıştım.Babam elinde tesbihiyle kapıya çıktı.Dalgındı,çektiği neydi tesbihiyle bilmiyordum ama,sanki susuz kalmış her tesbih çekişini hararetle yerine getiriyordu.Yaşlanmıştı canım babam saçlarına düşen akları saymayı vazgeçmişti çünkü çoktan.

Ayhan'la çoktan bir köşeye savrulmamıza rağmen sanki bir şey yaparken yakalanacakmış hissiyle bir iki adım daha uzaklaştım.

Bir kapı sesi daha duyuldu bu seferde Remzi amca çıkmıştı.Ahiretliği yan komşusuyla yine sabah yürüyüşüne çıkacaklardı.Köyün hasbihalini kendilerine özel biçimde dedikodu yapmamaya çalışarak konuşur bazen öyle dalarlardı ki ilçeye kadar bile vardıkları olurdu bazen.Dertliyken nereye vardıklarına bakmazlardı.Öyle çok dalarlardı ki konuşmaya bazen ikindi vakti dönerlerdi.Yüzümde oluşan tebessümle valizimi ve Ayhan'ı geride bırakıp babama koştum.Girdiği düşünce girdabından benim ona doğru koşmamla sıyrılan babam kollarını açmıştı hemen.Babamın kollarına kavuştum.Sıkı sıkı sardım ihtiyar hacı babamı.

"Kızım annen Esin kızımın yanına gittiğini söyledi,ne yaptınız bir sıkıntı çıkmadı inşallah?"

Babamın sorusuna yanıt vermek için babamın kollarından hafif uzaklaşıp yüzüne baktım.

"Bir sıkıntı çıkmadı şükürler olsun peşimize düşen olmadı."

O an arkamızda kalan Remzi amcanın oğlum diye seslenişini duydum.Hızlı adımlarla oğluna sarıldı.Babamla beraber yanlarına adımladık.Remzi amcada sıkıntıyla oğlundaki yaralara bakıyordu.Kaşı dudağı patlamış,sağ gözü hafif kanlanmıştı.Bu haliyle yüzüne dağılmış saçlarıyla arkadaşlarıyla kavga etmiş çocuklara benziyordu.Babamda Ayhan'a halini hatrını sorup havadisleri öğrenince durum değerlendirmesi yapmak için ahiretliğiyle beraber yürümeye başladılar.İkimizinde gözleri omuzları çökmüş yan yana yavaş adımlarla yürüyen babalarımızın artlarındaydı.Gözlerimi Ayhan'a çevirip konuşmaya başladım.Aklımda hala bana yıllar sonra sarılmasının hissini def etmeye çalışıyordum bir yandan.

"Ben eve geçiyorum kendine iyi bak Ayhan abi."

Edemediğim vedayı ettim belkide az önce,çünkü üniversiteye gideceğim gün vedalaşmaya bile gelmemişti benimle.

Kafasını hafifçe salladı.

"Sende Halide sende."

Gözlerimi gözlerimden kaçırdım sinirle.Geçiştirir gibi cevap veriyordu birde.Hışımla valizimi alıp evime yöneldim.Valizime içli bir bakış attım.İki gündür İstanbul'dan buraya durmadan çekiliş halindeydi.Kapıya geldiğimde bir an bile arkama bakmadım ve kapıyı çaldım.Annem içerden ne unuttun Osmanım yine diye bağırışına bir kıkırtı koydum.Annem kapıyı açtığında derin bir oh çekip sarıldı.

Sera EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin