Köyünden ayrılalı yıllar geçmişti.Şimdi elinde valizi gönlünde kaçmak isteyen tarafıyla yurduna dönecekti.
Bindiği otobüsün onu memleketine götürdüğünü sanan genç kız,aslında yıllardır kalbinde sakladığından bir haber olduğu adama gidiyordu.
Adam is...
Ellerim gözlerimdeyken saniyeleri sayıyordum. Zaman tıkanmış bir bir nehir gibiydi akmıyordu. Durmuş gibiydi. Burnumu çektim.Sessiz odada yalnızlığım suratıma tokat gibi çarparken ben iç çekişlerime devam ettim.Titreyen ellerim usulca akan gözyaşlarımı bulurken yanağımdan sertçe sildim. Aynadaki yansımam ile bakıştım. Gözlerimi kıstım olabildiğince sanki suçlu aynadaki yansımammış gibi.
Kendimi tanıyamıyordum artık,duygu geçişlerim neye kırıldığını anlamadığım kalp kırıklıklarım canımı acıtmaya başlıyordu. Ve ben bunu uzun zamandır bastırdığımın yeni yeni farkına varıyordum.
Canım çok acıyordu. Kabullenemiyordum,ne yaşadığımı kabullenemiyordum. Ben böyle bir şey yapmış olamazdım.
Gözlerim odamın kapısına çevirildi. Bu odadan çıktığı an o da benim gibi dumara uğramıştı. Gözlerinden okuyamamıştım düşüncelerini,hissetmeye çalışmıştım kalbini ama anlamsız bir şekilde beni bile bozguna uğratmış kendi kalbimi anlayamadan onu anlamamam imkansızdı.
Yerdeki kırılmış vazonun parçalarına baktım. Aptaldım aptaldım tam anlamıyla ama tuhaf bir şekilde de pişman değildim. Aptaldım,aptaldım ben tam bir aptaldım.
Yeniden gözyaşımı sildim. Ben aramızda yıkılmış bağları bile koparacak bir şey yapmış olabilirdim. Ya bakmazsa bir daha yüzüme,ya bir hata olsam düşüncelerinde.
Ben çocukluğumu katlettim bu odada saatler önce,can acımı ise gömemiyordum hiçbir yere. Çok acıyordum,onaramayacak şekilde acıyordu canım. Bağırmak istiyordum haykıra haykıra,canım acıyor duyun diye. Ya yüzüme bakmazsa bir daha, o kadar senedir yokluğunu bastırmıştım, çok kırgındım ona, düşüncelerimde inatla film perdesinde hatıralarımız dönerken çok kırgındım ben ona.
Yanımdaki komodine uzandım. Siyah kaplı defterimi elime aldığımda yeniden burnumu çektim. Titreyen ellerimi olabildiğince kontrol edip defterin kapağına geçirdiğim tükenmez kalemi elime aldım.Telefonumun titremesiyle kendime doğru yatağın üzerinde çektiğim bacaklarıma yasladım defteri.
Bildirimi es geçip bir şarkı açtım kendime. İçimi dökmeliydim,belki bir şiire belki Ayhan'a. Ayhan'a ne dökebilirdim bilmiyordum ama şiirlerle bir alacak vereceğimin olduğunun farkındaydım.
Açılan şarkıyla gözlerim daha çok doldu. Bir hıçkırık dudaklarımdan firar ederken,şarkı daha çok dokundu yüreğime.
Nihat İlhan, Sana ev diye bakmak.
Güzel kızım, yaralı yakup Yokluğun şiir, çok istedim Sana kalsın, bildiklerim sağır
Bu benim aptallığımdan,
Bu benim aptallığımdan Sana güvenip kaldığımdan Yüzümü dönüp kaçmayınca Maharetin değilHer şey kendi dengiyledir Her şey sonunda kendi aslına bürünür Sana ev diye bakmak yıkık bir harabeyi onarmak kadar tuhaftı Çok şaşırmıştım ama hiç şaşırtmamıştın.
Kalemi elim titrerken tutundum. Satırlara ben döktüm bu sefer şiirleri,şarkının aksine.
Bu benim aptallığımdı,başka bir şey değildi.
Kalem kağıda,ruhum ilk notaya sonra şiire tutundu.
Sayfalar dolusu günler geçti,
Sensizlik ömrümü kefen seçti,
Kaldıramadım o ağır tabutu,
Defnedemedim kendimi yokluğa,
Hesaplayamadım belki de olacakları,
Bulamadım bir olanak,
Bulanıklaştı kuyudaki su,
Emin olamıyor artık duygularına,
Ya tutunuyor iyice karanlığa,
Ya da vazgeçiyor yalnızlığa.
Bir hataydı inan düşüncelerim,
Hani doğruydun ya...
Gözyaşım deftere damladı,mürekkep dağıldı acı dağılmadı.
_________________
Dayanamıyorum aloo diyormuşum. Bu şarkıyı dinledikçe yazma umuduyla doldum.Dayanamadım dayanamıyorum nasıl olacak bu böyle.
Uzun süre sonra şiir defterimdeki eski şiirleri karıştırdım. Cesaret edemedim bir daha yazmaya anlamadığım bir şekilde. İçim o kadar tuhaf ki şuan,yaşadığım hissettiğim bazen hayal dünyamda kendimi başka başka insanlar olarak hayal ettiğim şiirleri uzun süre sonra okumak içimi öyle bir kamaştırdı ki anlatamam.
Ha şimdik bana bir de başka bir şeyden daha esti.
Tatatatatatam,
Halide bebekle tanışın,kafa dağıtmak için gittiğim keçe kursunda yaptım bu minnoşu,her önüme gelene Halide bebeğim nasıl olmuş diye diye vallaha otobüste bile yanıma oturtturacaktım yeminle.Hatta çantama koymadım elimde getirdim eve ezilmesin diye,oturdu çantamın üzerine bakışa bakışa geldik eve. İlk keçeden bebeğim bu arada profesyonellik beklemiyelim lütfen aaa.
Neyse çok uzattım görüşmek üzereeee.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.