Ellerimdeki unu etrafa dağıtmamaya çalışarak mutfak lavabosuna yöneldim.Arkadaki çalan müziğe bir yandan eşlik ediyor diğer yandan ellerimde hamurlaşan unları temizliyordum.Yufka açmıştık annemle.Şarkının nakaratına daha sesli eşlik ettim.
Nayinoma nayino, nayinoma kurbani
Çatma kaşlaruni da al vereyim bu cani.Karadeniz türkülerinin bende yeri ayrıdır.Aslında türkülerin bende yeri ayrıdır.O kadar güzellerdir ki,bazen içi kan ağlayan bir ana,bazen çok sevmiş kavuşamamış biri oluverirsin.Söyledikçe,dinledikçe için kamaşır.İçimin dertlerini bazen harlasada,dinlemekten vazgeçmezdim.
Yarde iman kalmadi hoy nayino
Bilmeyi hallarumi, bilmeyi hallarumi
Nayinoma kurbanis oyKazım Koyuncu'nun sesine karıştı sesim,bulaşıkları yıkarken.
Yarde iman kalmadi hoy nayino
Bilmeyi hallarumi, bilmeyi hallarumi
Nayinoma kurbanis oyOyu öyle içli söylediğimi hissettim ki,bir an vücudumdan bir elektrik dalgası geçti.
"Babamgil çay demleyebilir mi diyorlar?"
Ayhan'ın sesiyle irkilip türküyü söylemeyi kestim.Kapı pervazına yaslanmış kollarını kavuşturmuştu.Ne zamandır oradaydı bilmiyordum.Babamın Remzi amcayla tarlaların durumunu konuşmaya çıktığını duymuştum en son.Mutfağı bana bırakıp kaçan canım annem ise Hasibe teyzeye kavuşmuş,merkeze inmişlerdi eve bir şeyler almaya.
"Demlerim tabii."dudaklarımdan çıkan sözcüklerin hissiz çıkmasına özen gösterdim.
O gecenin üstünden beş gün geçmişti.Yüzünü bir kez bile görmemiştim.Beş gündür yürüyen bir ölü timsaliyken bugün kendimi toparlamış,hafifte olsa kendime gelmiştim.Hayat ise yaşadıklarımı unutmama fırsat vermemiş karşıma Ayhan'ı dikmişti sanırım.
Cevabımın ardından yaslandığı yerle temasını kesip çıkışa yöneldi.Bende elimdeki köpüğü temizleyip çaydanlığa su koyup altını açtım.
Nayino ardımda çalmaya devam ediyor olsa da ,yakalandıktan sonra bir daha söylemeye cesaret edememiştim.Çay demlendiğinde dün annemlere yaptığım pasta ve kurabiyeleri tabaklara koydum.Bardaklara çayları bölüştürüp tatlılarla tepsiye yerleştirdim.
Babamgil dışarıya oturmuş,gelecek hasatın konuşmalarını yapıyorlardı.Ayhan ise can kulağıyla onları dinliyor,fikirlerini belirtiyordu.
Masaya tepsiyi bırakıp tatlıları ve çayları önlerine yerleştirdim.Ayhan'ın çayını koyarken saçlarım yine deli danalığını belli etmiş,rüzgarın etkisiyle yüzüne savrulmuştu.Anlık gözlerini kapattığını farkettim.Yüzüne bir tebessüm yerleştiğini gördüm.Saçlarımı hızlıca geri çektim yüzünden.Tabaktan sonra çayı da önüne bırakınca telefonuna bildirim geldi.Masanın üzerinde,tam önümde duran telefonun anlık sesi ve ışığıyla gözlerim istemsizce telefonuna kaymıştı.
Gaye;
"Ayhan,merkeze ineceğim de sen meyve haline inecektin ya beni de bırakır mısın?"
Ellerim buz kesti.İsmiyle hitap eden Gaye'ye.Mesaja baktığımı gören Ayhan hızlıca telefonu önümden çekip ekranını kilitlemişti.
Hışımla tepsiyi masadan alıp bana teşekkür eden babamla Remzi amcaya afiyet olsun dileklerimi sundum.Babamgilin bu nezaketine karşılık Ayhan hiç ses çıkarmamış tüm öküzlüğüyle sevgili Gayesine mesaj çekiyordu.Çeksin tabii canım,burada çocukluk dostu dursun hatta yıllar sonra kavuşmuş olsunlar,sen git Gaye'yi seç.Kavuşmuş dedim de mi az önce biz onuda başaramadık ki.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sera Etkisi
General FictionKöyünden ayrılalı yıllar geçmişti.Şimdi elinde valizi gönlünde kaçmak isteyen tarafıyla yurduna dönecekti. Bindiği otobüsün onu memleketine götürdüğünü sanan genç kız,aslında yıllardır kalbinde sakladığından bir haber olduğu adama gidiyordu. Adam is...