ACI

907 58 17
                                    


"Anne bir dur Allah aşkına,ne anlatıyorsun anlamıyorum yavaş konuş."

Yataktan kalkar kalkmaz evi yoklamak için mutfağa inmiştim sesleri duyup, annem yine çok güzel güne başlamıştı.

"Koskoca kızım var anca uyusun ben kalkayım ona hizmet edeyim hanfendiye bak."

Gözlerimi devirdim.Bu hareketimi gören annem mutfak masasında oturan bana tam anlamıyla dönüp ayağındaki terliğe uzandı.Gözlerimi devirmemden oldu olası nefret ederdi.Gelen terlik darbesine yakın mesafede olmasından dolayı zar zor kurtuldum."Anne bir sakin lütfen ya."

"Sus bakiyim sus,evde de kaldın zaten,daha geçen Ayten'in düğününe gittim ona bile evde kaldı diyorlardı kadınlar ağzımı açmaya utandım.Bizim hanfendi de yatsın saat kaçlara kadar."

Ciğerlerime derin bir nefes çekip sabır dilercesine gözlerimi kapattım.Gözlerimi devirecektim ama bir terlik darbesinden daha bertaraf edemezdim.Birde saat dokuzda uyanmıştım ne geci annecim.

"Anne okudum ben Allah aşkına,onlar kocalarının cüzdanlarına bakarken ben kocalarından bile fazla kazanıyorum."

"Kızım kazan kazanda yaşında kemale erdi evde kaldın işte,gelecekte parayı değil yanında nefes arayacaksın yavrum."

Ben öyle düşünmüyordum,daha önümde üç yıllık doktoram sonra iki yıllık mba eğitimim vardı,ülke dışında fırsat bulmuşken birde kocayla uğraşamazdım zaten o ara.İş tecrübem vardı ama tam teşekküllü bir tecrübem yoktu.Üç yıllık çalışma tecrübem olsa sonra Türkiye'ye dönüp kendi şirketimi falan kursam ben otuz beşimden önce zaten evlenemezdim.Tabi bunu anneme söyleyebilirmiydim.Mazallah ölmeye daha hazır değildim.Aklıma gelen fikirle hin hin sırıttım.

"Biri varda böyle düzgün ben mi evlenmedim anne?"

Annemin gözleri verdiğim cevapla ışıldadı.Az önceki oluşturduğu kasvetli havanın tersine yüzüne bir sırıtış yerleştirdi.Yanıma gelip bana sarılınca aşırı doz sevgi gösterisinden öbür tarafa boylayabilirdim.

"Kızım ben bulacağım böyle sana helal süt emmiş delikanlı bir oğlanı merak etme sen o hiç takmaz evde kalmışlığını."

Anne yirmi iki yaşındayım ne kalması ne evi diye bağırmak istesemde kendimi tuttum.Şöyle bir omzumu sıvazlayan annemi süzdüm.Birini çoktan bulmuş olduğunu yansıtıyordu hareketleri.Annemin bu haline çoktan alışmıştım yirmi yaşına bastığım günden sonra bana taliplerimi,ad soyad eğitim durumu vesikalık şeklinde atmaya başlamıştı zaten.Ne meraklı yahu bu kadın beni elden çıkartmaya!

Bir anda omzumdaki eli çıplak omzuma şaplak attı."Kalk kız bugün Hasibemlerde gün var git yardım et geç kaldın zaten.Özge'm hamile zaten elinde Orhun diğer yandan Ezgi iş bilmez geziyor ortada anca bir şeyin ucundan tutamıyor düzgün git yardım et Ahiretliğime."

Omzuma attığı şaplağın yerini ovdum bu kadın deliydi cidden deliydi ama.Ağzımı ne kadar bugün benim işim var, teslim etmem gereken bir iş var demek istesem de hemen geri yuttum cümlelerimi.Bu gece bedelli askerliğimle bilgisayar bir uzvum olacaktı belli olmuştu.Uykular bana haram a dostlar haram!

Odama çıkıp üstümü değiştirdim.Düzgün bir elbise bilerek giymedim temizlikle sürünceğimi bildiğimden,eve gelip değiştirirdim üstüme.

Bizim evden dünden kalan poğaçaları ağzıma tıkarken annemin kovmasıyla zar zor çıktım.Ağzım dolu dolu geniş gökyüzüne baktım.Yuttuğum lokmamın üzerine yüzüme güzel bir tebessüm yerleştirdim.Sağımda bana günaydınlarını ileten Sarıkız'a gülümsedim.Ordan tüm inadıyla kümesin üzerinden üstüme atlamak için sıçramaya çalışan Sarıtavuğada gülümsedim.Sinirle Sarıtavuk ön veranda da otlayan Sarıkız'a döndü.Bence şunu dedi,öğlen oldu ne günaydını salak,birde yüz verme şu kıza tepemize çıkıyor sonra!sondaki gıdaklaması uzadığından mütevellit oradaydı o ünlem işareti.

Sera EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin