GÜN

905 66 17
                                    

Yüzüme sert bir şekilde soğuk suyu vurdum.Eve gireli bir iki dakika falan oluyor olmalıydı.Yüzümü havluya silip odama geçtim.Aynada makyajsız suretimi süzdüm.Çocuksuluğu gösterecektim ben ona.

Çocuksuymuşum,aklım havadaymış,Allah bilir ya küçüklüğümden beri bana çirkin derken ciddiydi sanırım.

Derin aldığım nefesi bırakarak ofladım.Bu günün en güzel kızı ben olmalıydım.Aynadaki aksim ne kadar şuan hafif çilleriyle çocuksu dursada halledecektim.Kızıl saçlarımı geriye attım,buz mavisine çalan arada su yeşili gibi gözüken gözlerimle kesiştim.Şekilli dudaklarımla aslında güzeldim.

Dolabımdaki rengarenkliğe bir bakış attım.Dolabımın köşesinde duran siyah triko elbiseye takıldı gözüm,boyu dizlerimde olmalıydı,hafif bir yırtmacı vardı.Önümdeki V yaka dekolteye alıcı gözle baktım sırıtmayacağını umarak giyindim.

Aynanın karşısına geçtiğimde kendimi süzdüm güzel olmuştum.Hafif bir eyeliner çektim,rimelim ve kırmızı lip glosumla ne göze batıyordum ne de silik kalırdım.Aynanın karşısına geçip kendimi yeniden süzdüm.Ayağıma düz sandaletlerimi düşündüm.Kızıl saçlarım hafif dalgalanmış omuzlarımda süzülüyordu.Hazır olduğuma kanaat getirince odamdan çıkıp giriş antreye indim.Annem ayakkabılarımızı giyinirken kolaylık olsun diye bıraktığımız pufun üzerinde oturuyor, ayağıyla ayakkabı arasında bir savaş veriyordu.Gözleri ilk ayaklarımı buldu,sonra salına salına beni süzdü.Gözleri gözlerime gelince sokak serserisi gibi bir ıslık çaldı annem.Küçük bir şekilde güldüm."Atıyim mi seni yavrum götüreceğin yere?"annemin esprileri beni benden alıyordu.Oyununu devam ettirdim.Ellerimle omzuma dökülmüş saçlarımı geriye attım.

"Arabanın markasına göre değişir,ha bu arada."duraksayıp bu seferde ben annemi süzdüm."Biraz yaşlısınız sanırım bana göre almayayım kalsın."Ayağından yeni çıkardığı terliklere sarıldığında koşar adım evden çıktım.Hafif yerine gelen neşeme tebessüm ettim.O ara ayakkabılarımı giymeyi unuttuğumu fark ettim bir de buna kıkırdadım.Annemin bana yürümesiyle kaçan neşem azda olsa düzelmişti.Sandaletlerimi ayağıma geçirirken annem yanıma geldi.Omuzlarını kabarttı,ne de olsa yıllar sonra teyze ortamına benimle katılacaktı.Evet evet,evlenme yaşı gelmiş süslenip püslenmiş kızıyla.

Kapıyı çaldığımda üstüne koyu mor benim gibi bir elbise giymiş Ezgi ile karşılaştık.İçeri girerken bir ıslıkta o öttürdü bana.Bende onu beğendiğimden bir nazar boncuğu taktım popişine attığım minik tokatla, güldük ikimizde.İçeride kanser takımlarda dahil olmak üzere grup tamamdı.

Yılan Gaye,sinsi annesi,dayanamayıp zaten çoktan istendiği kocasına kaçan ablası.Hepsiyle ne kadar yüzleri düşsede uzaktan selamlaştım.Sevdiklerimin ise bir nevi üstüne atlayıp sarıldım.O kadar kalabalıktık ki nefes alacak yer yoktu.

Klasik muhabbetler dönerken ortada,arada birbirlerine alttan laf sokmayı ihmal etmiyorlardı.Bu gurubu ortak payda da toplayan şey paraydı.Daha fazla kişi bir anda eline geçecek daha fazla para demekti.Daha fazla dedikodu daha fazla çekişme demekti.

Gözlerim karşımda oturan Gaye'ye kaydı.Yüzü  boydan boya,boya bedenini tüm hatlarıyla belli eden bir elbise giymişti.Derdi belliydi de mi ne de olsa Ayhan'ının evine geliyordu hanımefendi.Gözleri hep etrafta daha çok duvarda asılı olan aile fotoğrafındaydı.Kendince gelin olacağı aileyi birde tüm heybetini fotoğrafa bile yansıtmış Ayhan'a bakıyordu.İçimi dolduran öfkeye anlam veremesem de gözlerimi zar zor üzerinden çektim.Çay ikramı zamanı gelince evin kızlarından olduğumdan ayaklandım.Yaptığımız tatlıları sevis tabaklarına bölüştürmeye başladık Ezgi'yle.

"Ne yaptınız Timuçin abiyle yaşandı mı bir şeyler?"kapıya baka baka kısık sesle sorduğum cümleye ümitsizce omuz silkti."Abimle hep beraberler Halide fırsat bulamadım ki bir denk geliyoruz konuşalım diyoruz abimin buluşacağı tutuyor Timuçin ile."omzunu sıvazladım.

Sera EtkisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin