" Baekhyun." arabaya binecekti ki sesimi duyunca tekrar durup bana baktı.
" Gitme."
" Gitmeyeyim mi?" yüzünde anlayamadığım bir gülümseme vardı. Aydınlık, ışık saçan bir mutluluk.
" Gitme. Sana bir şey olursa benim sorumluluğum olur." Baekhyun yalnızca güldü ve arkadaşlarına bir şeyler söyleyip çantasını geri aldı. Birlikte yukarı çıkmanıza yardım ettiler. Eğer onlar olmasaydı muhtemelen tek başıma Baekhyun'u taşıyamazdım. Baekhyun'u henüz toplamadığım yatağına tekrar yerleştirdikten sonra arkadaşları gitti. Oturmuş, beni beklediğini belli eden bir ifadeyle bakıyordu. Fakat ben neden onu göndermediğimi açıklamaktan kaçınabilmek için mutfağa gittim. Geri döndüğümde ise yerinde büzülmüş halde uyuduğunu gördüm. Sol elini kafasının altına almış, dizlerini yukarı çekmiş uyuyordu. Dayanamadım, yanına iliştim. Kirpikleri kıpırdıyordu ve dudaklarını şişirmiş gibiydi. İşaret parmağımı çattığı kaşlarına doğru uzatmıştım ki birden gözlerini araladı.
" Gerçekten buradasın. " şaşkınlık ve yakalanmış olmanın verdiği gerginlik yüzünden kilitlendim. Parmağım dahi kıpırdamaz olmuştu.
" Rüyamda da beraberdik. Gülüyordun. Birlikte kelebek yakalamaya çalışıyorduk."
" Kelebek mi?" şaşkınlığımı atıp kendimi geriye çektim. yüzünde muzip bir gülümseme vardı fakat gözlerini tam olarak açıp bana bakmıyordu. Baygın bakan bakışları karşısında nefesimi tuttum.
" Kelebekleri çok severim. Özellikle çocukken, seninle olmak için kelebek kovalarken daha çok severdim. " Baekhyun'un hala uykusundan uyanamadığı aşikardı. Sessizce onu dinlemek istedim. Uykulu ve ne dediğini bilmeyen hallerini seviyordum. Sık sık şahit olurdum eskiden bu hallerine. Sonrasında uyuduğum huzurlu uykuları hiçbir zaman unutamadım.
" Hala uyuyorsun sanırım."
" O zaman uyurken de yanımdasın, gerçekte de. Çok mutluyum. " gözlerini tekrar kapattı. Bir süre sonra yeniden uykuya daldığını nefes seslerinden anladım. Derin bir nefes alıp odama, yatmaya gittim ben de.
Gün doğumuyla birlikte uykuya düştüm. Kısacık süren güzel bir rüya gördüm Baekhyun. Senin sözlerinden etkilenmiş olmalıyım, bizi gördüm. Aslında gördüğüm bir rüya değildi. Gerçekti, eskiden yaşanmış olsa da gerçekti Baekhyun. Eminim sana anlatsaydım sen de hatırlardın o günü.
" Noona.. Gitmesen olmaz mı?" o tatlı sesini hala anımsıyorum kulaklarımda. Çok mutlu olduğumuz o günün ardından evden ayrılacağımı söylediğimde benim hissettiğim acıyı hiç tahmin etmiş miydin? Sen nasıldın? Ben seni hep özleyecektim ama elimden başka bir şey gelmiyordu. Tek istediğim bizim için işleri daha da zorlaştırmamaktı. Evet,ben bencildim. Seni sevdiğim için yanında kalmayı ben de çok istedim. Ama önemli olan bir şeyi sen hiç bilmiyordun. Ben seni bir aile gibi değil, başka bir aşkla seviyordum.
" Gitmeliyim." Bir süre acı içinde olacaktım ve baktığım her yerde seni arayacaktım. Ama endişelenme, sadece çok kısa sürecek. Sonrasında birbirimizi unutacağız ve iyi olacağız değil mi? Hep bunu düşünürdüm. Ama neden? Neden başaramadım Baekhyun? Neden seni unutamadım hiç? Ya sen ? Günlerini çabuk bitirebildin mi? Nasıl bu kadar iyi olabildin? Nasıl beni bu kadar kolay unutabildin? Seni sevdiğim için beni unutmayacağını, sık sık arayacağını düşünmüştüm. Sana hiç sevgimi göstermesem bile hissettiğine inanmıştım. Kelimeler ile ifade etmeyince sevgi, sevgiden sayılmıyor olsa gerek. Hiç anlamadın. Ama ben, sen iyileşip evimden ayrıldığında bile bir süredir üzerinde uyuduğun, yemek yediğin, televizyon izlediğin; geride bırakacağın o koltuğu, senin için daha çok seveceğim. Her, her gün. Söz veriyorum.
Bölüm Sonu
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Genç
RomantikMadem ki seni seviyorum, o halde canına okumam hak. Madem ki beni seviyorsun, kutsal kitaplardaki türlü belalar sana müstahak.