43.

13 3 0
                                    

Eve girdiğimiz dakikadan beri yüzümde olabilecek en sahibi gülümsememin eşliğinde soğuk ecel terleri döküyordum. Annem babamın aksine oldukça ciddi ve soğuk davranmaya devam ediyordu. Aslında kızgın olup bizi dövmeye çalışmaması da bir artıydı elbet. Düşünceli bir hali vardı. Bizi affedebilmek için kendini ikna etmenin yollarını arıyordu. Onu ikna etmeye yetecek en büyük şey ise karnımda yeni büyümeye başlamış bebeğimdi.

" Nasıl bir ev yaptırıyorsunuz? " babam yan tarafta başlayan evimizin inşaatı hakkında heyecanlı görününce Baekhyun da onun kadar heyecanlandı. Cebinden telefonunu öyle aceleyle çıkardı ki bir ara elinden kayıp düşüreceğini sandım.

" Planını böyle çizdirdik baba, bahçeye de epeyi bir alan kalıyor." babama seslenirken heyecanına yenik düşüp de baba demesiyle birlikte annem bile başını kaldırıp Baekhyun'a baktı. 

" Aradaki çiti de kaldırtsak mı?" Baekhyun'un yüzündeki heyecanlı gülümseme daha da büyüdü. Babamın hoşuna gitmiş olacaktı ki heyecanı coşkulanmış, çoğalmıştı. İkisi de uzun zamandan beri yaşamadıkları baba-oğul anlarını hatırlıyor gibiydi.  

" Evet! Harika olur.. " 

" Hem bahçeye kale alırım ben torunuma futbol öğretirim." birbirilerine gülüp kafalarında kurdukları bahçe planıyla ve bebeğimle oynayacakları oyunun hayalleriyle eğleniyorlardı. Annem artık kimsenin bir şey yemediğini görünce masayı toplamaya başlamıştı. Ona yardım etmek için yerimden kalktığımda Baekhyun babama daha çok yakın oturmak ve evin tasarlanan planlarını göstermek için benim kalktığım sandalyeye geçti.

" Anne kahveleri yapayım mı ben?" peşinden tabaklarla ve onların üstüne tıkıştırdığım bardaklarla mutfağa girdim. 

" Otur, ben yaparım." 

" Sana yardım edeyim." üst dolaptan kahveyi almak için uzandım.

" Ev ne zaman bitecek? Bebek doğduğunda burada ol, büyütmene yardım ederim." yüzüme bakmıyor ve hevesli konuşmuyor olsa da mutlu olmuştum. Kahveyi makinenin içine koydum.

" Baekhyun hızlandırmaya uğraşıyor, doğumdan önce bitmeyebilir ama deniyoruz. Biz de burada olmak istiyoruz." kafasını salladı yalnızca. Bulaşıkları toparlamak için yanına geçtim. 

" Anne, gelinlik almaya gidelim beraber."

" Gideriz." güldüm. Bana itiraz edemiyordu artık. Bu hali beni buruk hissettiriyordu ama aynı zamanda mutluydum da. Kahveleri hazırlayıp yaptığı keklerle birlikte içeri götürdük. Baekhyun şimdi de babamla dizi sektöründeki ödemenin tiyatrodan ne kadar daha yüksek olduğunu konuşuyordu. 

" Nikah ne zaman?" Baekhyun kahvesini alırken göz ucuyla bana baktı. Cevap vermem için kaşlarını kaldırdı. Topu bana atıyordu.

" Dönünce alacağız tarihi anne." 

" Geciktirmeyin bir an önce alın, karnın büyümeden halledin." annemde hep elalem ne der korkusu vardı. Gençken daha açık görüşlü bir kadındı aslında. Sonrasında onu ne değiştirdi bilmiyorum ama bizi korumaya çalışırken daha çok kapandı dünyaya karşı.

" Tamam." kahveleri içerken herkes gözlerim hepsinin üzerinde gezindi birkaç kez. Bir arada olmayı ve umutlu, mutlu olmayı çok özlemiştim. Yepyeni bir başlangıç yapıyor gibiydik şimdi. Bu defa Baekhyun evin oğlu ve damadı olarak katılmıştı aramıza ve bunu herkes böyle kabul etmişti. Babamın damadına karşı bu kadar sıcak davranması bu damadın Baekhyun'dan başkası olmamasından kaynaklanıyordu elbette. 

" Bu gece kalacak mısınız?"

" Yok baba gidelim çekimleri var sabah Baekhyun'un. Benim de çok işim birikti çalışacağım yarın." bir yandan kalkıp bardakları toplamaya başladım. Annem yerinden kalkıp elimden bardakları aldı.

" Bırak bana siz hazırlanın da çıkın saat geç oldu yola çıkın geçe kalmayın." bizi evden ayrılırken göndermek için kapıya kadar geldiler. Hatta annem hazırladığı meze kaplarını Baekhyun'u çağırıp ağır olduğunu söyleyerek bana vermek yerine ona verdi. Arabaya binip bahçeden çıkana kadar da kapıda bizi beklediler. Uzun zamandan sonra içimde büyük bir rahatlama vardı ve evden ayrılırken nihayet gülümseyebiliyordum.

" Annemle ne konuştunuz mutfakta?" Baekhyun aniden yemekten beri annemle babama anne ve baba diye sesleniyordu. Daha önce hep itiraz eder, öz anne ve babası olmadıkları için seslenmemekte inat ederdi. Seninle evlenene kadar söylemem diyordu hep.

" Gelinlik seçmeme yardım et dedim. "

" Ve? Gelecek mi?"

" Evet canım." bir nefes verip güldü. Onun da içi rahatlamış gibiydi, huzurlu görünüyordu. Çözemediğimiz bir düğümü nihayet açmış gibi rahattık.


Bölüm Sonu.




Küçük GençHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin