Eğer birbirimize güvenirsek cehennemi arkamızda bırakıp cenneti görebiliriz.
Ω
Nora Alpshon boğazını sıkan büyük ele rağmen kahkaha atmaya başladı. Sesi kesik kesik çıkıyordu ama güldüğü her şekilde belli oluyordu. Gado'nun tek kaşı kalkmış, boğazından yakaladığı kadının güçlükle aldığı nefesler arasında attığı kahkahanın nedenini anlamaya çalışıyordu. Onlardan uzakta kalan Aias'ın gözleri ise bir yere odaklanamıyordu. Her şeyi parça parça incelemeye başlamıştı.
Eris gerilmişti fakat Nora gülümsüyordu.
Hwan'ın rakun bedeni hâlâ tam anlamıyla kendine gelmişe benzemiyordu o yüzden Eris'in aklından neler geçtiğini çözebilecek bir yardımcısı da yoktu.
Nippet'in cesedi, boğazı parçalanmış bir şekilde dağılmış toprak zemini siyaha benzer bir sıvıyla besliyordu.
Diğer yaratıkların gözleri Gado'yla Eris arasında gidip geliyordu. Her biri gergin görünüyordu ve sanki Nippet'in cesedine kaçamak bakışlar atıyorlardı.
Payot denilen melez bile kendini Yedili'nin arkasına gizlemişti. Elindeki kartlarla oynuyor ve parmakları telaşla bir şeyleri çevirmeye çalışıyordu.
Peki Nora Alpshon neden kahkaha atıyordu? Aias yutkundu.
Devasa ağaçların arasından esen sert rüzgâr uzun bir ıslık çalmaya başlamıştı. O kadar güçlü bir hava akımı vardı ki pek de güçlü olmayan ağaç dalları kırılıyor ve açık meydanın bir ucundan diğer ucuna keskin bıçaklar gibi uçuşuyordu. Yaprakların birbirine çarparken çıkardığı alkışlamayı andıran sesler bu gergin anı destekler gibi gittikçe yükseliyordu. Dalların bir yandan diğerine savrulmasıyla oluşan kamçılama sesleri ise cabasıydı. Karmaşanın ortasında kalan Gado ve Nora'yı kesen dalları umursamayan Eris, kendini kontrol etmek için elinden geleni yapıyormuş gibi görünüyordu.
Nora, Eris'e baktı. Kadının suratı mor bir renk almaya başlamıştı. Başını çeviremese de gözlerinin kenarıyla yapabildiği kadar ona bakmıştı. Gözlük camlarından birinde büyük bir çatlak vardı. Sertleşen rüzgâr güçlenirken Nora zorlanarak elini gözlüğüne götürdü. Gözlüğünü çıkardığında Gado, kadının her hareketini izliyordu. Gado'nun onu pek ciddiye aldığı söylenemezdi o yüzden bir miktar hareket etmesine izin vermişti.
Nora gözlüğünün çerçevelerini sıkarak kırdı ve cam kırıkları yumruk yaptığı elini kesmeye başladı. Parmaklarını açtığında eli, yeni açan, ateşten bir gül gibiydi. Aias, kadının ne yaptığını anlayamıyordu. Fakat sert rüzgârın aniden kesildiğini hissetti. Nora'nın kanı, yeni doğan yılanlar gibi kollarından aşağı iniyor ve Gado'nun kolunda geziniyordu. Gado iri bir adamdı o yüzden kolunda dağılan kanın inceliği oldukça zıt bir görüntü yaratıyordu. Aias bakışlarını Eris'e çevirdi. O da bir uykudan uyanıyor gibi kafasını iki yana doğru sallıyordu.
Gado, kolunda yayılan kana meraklı bir şekilde bakarken Nora'yı istemeden de olsa suratına yaklaştırmıştı. O anda Aias bir şeylerin fazlasıyla yanlış gittiğini sezdi. Genç kadın elinde tuttuğu küçük cam parçasını Gado'nun kafasına sapladı. O sırada Nora bir şeyler söyler gibiydi fakat Aias ne söylediğini duyamıyordu. Yılanlar sesler konusunda pek iyi değildi.
Yedilinin lideri boğuk bir çığlık atıp kadını ağaçların arasına doğru sert bir şekilde fırlattı. Her şey bir anda olup bitmişti. Aias ona yetişebilecek durumda değildi, Eris de sarhoş biri gibi görünüyordu.
Nora Alpshon'ın bedeni sert bir ağaç gövdesine çarptığında kulakları dolduran tok bir çatlama sesi meydana yayıldı. Kadının çığlık atmaya bile vakti olmamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vahşi Şeyler ✔
Mystère / ThrillerAerobon Savaşları'ndan sonra belirli bir grup insanda çevresine üstünlük sağlayacak "etki" adı verilen bir yetenek görülmeye başlamıştı. Bu "etki"ye sahip kişiler diğerlerine üstünlük kurdukları için onlara Baskın adı verildi. Baskınların etkisi he...