EVLENİYORUM LAN!!

288 13 0
                                    

Mutimedyada Derya,Doruk - Nilay,Savaş ve Özge,Yağız var.Bu arada Savaş karakterinin mankenini dedğiştirdim.
Güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum.Yazarken çok eğlendim.Keyifli okumalr:)
Deryadan...
Sabah uyandığımda görüş alanıma direk bugün giyeceğim - Bursa'dan İzmir'e gelinlik zor olacağı için bu elbiseyle çıkacağım- beyaz uzun elbise çarptı.Yataktan hemen kalkmadım.Çocukluğumun geçtiği bu odaya doya doya baktım.Bugün İzmir'e döneceğiz.Akşam için öyle heyecenlıyım ki..Doruk da buradaki işlerlerle ilgileniyor.Herşey eksiksiz ve hatasız olsun istiyorum.
Aşağıya indiğimde güzel ailem ve diğer ailem gibi gördüğüm insanlar  mutluluk ve hüzün karışımı bir surat ifadesiyle bana bakıyorlar.Hemen gidip babamın boynuna sarılıp yanaklarının öptüm.Ve ardından "oooo "sesleri yükseldi masada. Annemi ve Buğra'yı da bir güzel öpüp Nilay'la Özge'nin arasına oturdum.
"Ee heyecenlı mısın gelin hanım?"
"Hemde nasıl Nazlı Teyze ,elim ayağıma dolanıyor."
"Ayyy Demet,Betül hatırlıyor musunuz?biz de gençliğimizde böyleydik."
"Aşk olsun Nazlı biz hala öyleyiz,tabi anlayana." Vayy annem laf arasında babama dikeni değdirdi.Hala formunda kadın.
"Sen bana laf mı attın acaba?" evet baba laf attı sana.
"Aa ne münasebet canım,neyse hadi edin kahvaltınızı düğün var bugün düğün."
Neşe içinde yaptığımız kahvaltıdan sonra odama çıkıp hazırlanmaya başladım.Kuaföre ihtiyaç duymadım,eminim ki kızlar beni birşeye benzetirler.Ee tabi hammadde güzel olunca.
"Ne gülüyorsun Derya?"
"Kızlar ben iyice Doruğa benzemeye başladım.Az önce kendimi kendime övdüm."
"Valla siz karı koca ego havuzuna düşmüş gibisiniz."
"Aman sen çok biliyorsun."
"Of,tamam be.Sana da bir espri yapılmıyor."
"Ayy Derya sen acaba gelin sendromuna mı yakalandın?"
"O ne be."
"Şu an ben uydurdum ama bence var öyle birşey.Yani sonuçta hayatın değişiyor falan ya bunalıma girmiş olmayasın" Tam Özgeden çıkacak bir düşünce gerçekten.
"Yok be zannetmiyorum,bunalımda olsam haberim olurdu herhalde."
"Aman aman neyse zaten şimdi bunalıma girsen bu gece mutlaka çıkarsın."
"Pis pis konuşma be.Hem sizi de göreceğiz.Valla duyduğuma göre Yağız zor zapt ediliyormuş."
"O ne demek."
"Sonuçta adam İzmir'in çapkınlarından,birden uzun ilişkisi oldu.Doruğa her gece seninle evlenmek istediğini söylüyormuş."
"Farkındayım.Bana da sürekli imalarda bulunuyor.Hele üstüne sizin düğün de gelince iyice istemeye başladı."
"Özge sonuçta Yağız çok iyi biri ve seni seviyor."
"Biliyorum Nilay,ona güveniyorum ama,annem bana hala sinirli,Allah bilir babam ne der duyunca."
"Canım Murat Amca günün birinde senin de evlenip gideceğini  biliyor.Üstelik o da bir babanın prensesini almış sonuçta."
"Haklısın canım da gel de bunu babama anlat.Neyse hadi Derya'yı hazırlayalım."
Kızlar saçımı yapmaya başladılar.Sadece maşa istedim.Sonuçta düğün için tekrar kuaföre gideceğim.
Aslında Özge haklı.Sonuçta Yağız yılların çapkını,onu bir anda Murat Amcaya sorunsuz kabul ettiremeyiz.Bunu ona söylemiyorum ama bu süreç onlar için baya yıpratıcı olacağa benziyor.
Hazırlıklarım tamamlandı.Doruklar da geldi.Evden babamın kolunda çıkıyorum.Babamla merdivenlerden inerken annemlerin ağladığını gördüm.Sonunda Doruğun yanına geldiğimizde babamın sözleriyle içimde birşeylerin yıkıldığını,yeni tohumlar yeşerdiğini hissettim.

"Bu zamana kadar ona gözüm gibi baktım.Aşık olduğum diğer kadın o benim için.Şimdi onu sana emanet ediyorum.Onun gözünden akan her damlanın hesabını sana sorarım.Ona hep iyi bak.Siz artık birsiniz,birbirinize karşı hep saygılı sevgili olun.Aşkınız herşeyin üstünde olsun."
"Hiç merak etmeyin.Derya artık benim kalbimin içinde değil.Kalbim, canım insan canına zarar verir mi?"
Şu an Doruk dahil herkesin gözü dolmuş durumda.Evden çıkıp gelin arabamıza bindik.Biz Dorukla yalnızız.Arkamızdaki arabada Yağız,Özge,Savaş ve Nilay var.
Konvoy halinde İzmir'e gidiyoruz.Yağız zeki bir manevrayla önümüze geçti ve kornaya basmaya başladı.İnsanların bize bu kadar değer vermesi,mutluluğumuzu paylaşması bizi gerçekten mest etti...
*******
İzmir'e geldiğimizde hemen Melek Hanımın kuaförüne - kaynanam olur kendisi - gittik.Bugün bizim için kapattırmış orayı sadece biz varız.
Önce beni masaja aldılar,tüm yorgunluğumu attım.Annemler ve kızlar da bakımdalar.Pedikürüm yapılırken Doruk aradı.
"Aşkım ne yapıyorsun?"
"Doruk ben seninle evleneceğimi düşünmüyorum." Dememle tüm gözler dehşetle bana bakmaya başladı.
"NEE?"
"Buradaki masör kadından ders al vallahi vazgeçerim." Bu sefer de herkes gözlerinden yaş gelesiye kadar gülmeye başladı.Adamı böyle ters köşe yaparlar işte.
"Hiç vazgeçmeyeceksin değil mi ? Kalbime iniyordu."
"Ay korkma aşkım,sen benden kurtulamazsın."
"Kurtulmak isteyen kim? Hadi görüşürüz.Çok yorulma akşam bana lazımsın."
"Romantiklikten nasıl öküzlüğe bağladın anlatsana biraz."
"Bende seni seviyorum."
Deli bu adam ya.
Saçım ve makyajıma başlamak için gidip gelinliğimi giydim.Kuaföre istediğim saç şeklini anlattım.Aferin tam da istediğim gibi yapıyor.Herşey hazır olunca kuafördeki herkes beni 'tütütü'lere boğdu.O kadar güzel mi oldum ya.Saat 7'te gelirken Doruk ve Yağız gelin arabamızın önünde bizi bekliyorlar.Dışarı çıktığımda önce kimseden ses çıkmadı.Yağız bana harika göründüğümü söyledikten sonra Özge'nin yanina gitti ama emin adımlarla çünkü arkada onları dikizleyen bir Demet Karaaslan var.
Doruk bana bakıyor ve birşey demiyor.İnme mi indi adama valla evlenmeden dul kaldım iyi mi?
"Doruk,Doruk ,Doruk arkanda elyınlar var aşkım,hadi kaçalım.Valla bunlar geldiğine göre voldemort da şimdi damlar.DORUKKK!"
"Hı,hı evet,şeyy haa ne oldu?"
"Voldemort bizim düğüne gelecekmiş.Dorukla bir Ankara'nın Bağları oynamazsam valla burnumu keserim dedi."
"Ne."
"İyi misin,aşkım şaka yapıyorum.Bi kal geldi sana hayırdır?"
"Çok güzel olmuşsun be.Peri kızı gibi."
"Teşekkür ederim.Çünkü senin lanet olasıca bir yakışıklılığın var,hadi gidelim Osman."
"Osman kim?"
"Eski sevgilim."
"NEE!"
"Şaka ya,sosyal medyayı hiç mi takip etmiyorsun?"
"İnşallah birgün senin şu esprilerini anlarım."
"Anlarsın aşkım,daha çok zamanımız var."
Konvoy halinde kornalar çalarak düğünün yapılacağı otele geldik.Her yer buram buram kalite kokuyor. Gelin odasında kızlarla oturduk.İçeri baya dolu gözüküyor.Zaten bütün Bursa burada.İçeride otururken Özge birden önüme eğilip ayakkabımı çıkardı.
"Özge ne yapıyorsun acaba?"
"Ayakkabını çok beğendim,ben giyeceğim."
"Ne?"
"Kızım ayakkabının altına isim yazacağız."
"Kimler var?"
"Sende mi Nilay?"
"Ne be,eğlenceli bişey."
"Öncelikle ben,Nilay ve Mualla Teyze."
"Oha o da mı?"
"Evet neden olmasın?"
"Erkekleri ne yapacağız?"
"Yağız da onları Doruğun ayakkabısının altına yazdı."
"Kimler var?"
"Yağız,Savaş,Levent Dayı,Buğra,Sedat ve bizim okulun rektörü Cem Hoca."
"Oha kızım ne ara yaptınız bunca şeyi?"
"Canım senin karşında kim var bak bakalım."
"Duvar."
"Ay ne olur yapma bunu lütfen buz kestim ya."
"Tamam be."
"Derya bizim sana iki düğün hediyemiz var."
Kızlara dolu gözlerle bakarken küçükken paylaşamadığımız bir bebeği bana verdiler.
"Kızlar çok teşekkür ederim,bu çok özel."
"Kavgalarımızda onun için en çok sen ağlardın."
"Çok teşekkür ederim."
"Ve bu da ikincisi."
Bu sefer de safir taşlarla süslü bir bilekliği bana takıyorlar.Onlar odadan çıkınca annem,babam, Buğra, Nazlı Teyze,Fatih Amca, Murat Amca, Demet Teyze, kayınvalidem, kayınpederim takılarını taktılar.
Son olarak kapı çaldığında tüm yakışıklılığıyla gözlerimi kamaştıran Doruk içeri girdi.
"Hazır mısın prensesim?"
"Hazırım prensim,hadi çıkalım."
Doruğun kolunda havuz kenarındaki düğün yerimize geldik.İçeri girdiğimizde konfitiler, havai fişekler ve flaşlar patlamaya başladı.
Kendimi düşecek gibi hissediyorum.Doruğun kolunu daha sıkı tutmaya başladım.Bana destek olurcasına gülümsedi.Daha sonra dans müziğimiz çaldı ve ne olduğunu anlamadan kendimi pistin ortasında Doruğun kolları arasında buldum.Onun kolundayken bütün heyecanım gitti ve onun mis kokusuyla gözlerimi kapattım.Şuanki huzuru herhalde başka hiçbir yerde bulamam.
Müzik bitince masamıza geçtik ve nikahımız kıyılmaya başladı.
"Sevgili konuklar ; bugün bu genç çiftimizin mutluluğuna ortak olmak, bir ömür birbirlerine verdikleri sözlere şahit olmak için burada bulunuyoruz.Damat Bey kendi adınız,anne-baba adınız?"
"Doruk Dermancıoğlu, babam Ahmet Dermancıoğlu, annem Melek Dermancıoğlu."
"Teşekkür ederim.Gelin Hanım?"
"Derya Apak, babam Zafer Apak, annem Betül Apak."
" Siz Doruk Dermancıoğlu, iyi günde, kötü günde, hastalıkta, sağlıkta, alışverişe gittiğinde, hamilelik döneminde , oflamadan puflamadan Derya Apağı eşin olarak kabul ediyor musun?"
Baya komik bir adammış,hamilelik dönemi nedir ya.Etrafımdaki herkes komik anasını satayım.
"Sonsuza dek EVET !" Doruğun cevabıyla salonda alkış tufanı koptu.
"Siz Derya Apak ,hastalıkta ,sağlıkta , iyi günde, kötü günde, derbi, dünya kupası döneminde onun yanında olarak Doruk Dermancıoğlunu kocalığa kabul ediyor musun?"
Tam cevap verecekken aşkla Doruğa baktım.
"Evet,sonsuza dek EVET!"
Cevabımla hemen Doruğun ayağına bastım ve kızlara 'mission complated' bakışı attım.
Doruk "Bunun intikamını alacağım." dediğinde kendi kuyumu kendimin kazdığımı anladım.
Şahitlerimiz Nilay ve Yağız da 'evet' deyince nikah memuru evlilik cüzdanımızı bana verdi ve 'zafer' dercesine yukarı kaldırdım.
Doruk önce duvağımı açıp alnımı öptü sonra da dudaklarıma kapandı.Biraz dozajı aştığımızda babamların burada olduğunu hatırlayarak kendimi hafifçe çektim ve 'oooo' sesleriyle domateslikten kırmızı biberliğe terfi ettim.
Nikahımız kıyıldıktan sonra ortam iyice hareketlendi ve piste çıktık.Her ne kadar sosyete bir aileye gelin gitsem de içimdeki 'lingo lingo şişeler' isteğini bastıramıyorum.
Biz herkese hoşgeldiniz deyip misafirlerin arasında dolanırken Özge ve Yağız'ın orkestranın yanına gidip birşeyler söylediğini gördüm.Daha sonra solist kahkahalara boğuldu.Ne oldu be.
Yerimize geçerken birden 'lingo lingo şişeler' çalınca hatırı sayılır bir kahkaha atıp Doruğu kolundan çekip piste çıkarttım.Kızlar da yanımıza gelince bir güzel göbek atmaya başladık.
Oynamaya devam ederken kayınvalidem de bize katılıp karşıma geçti.
Ortam iyice hareketlenirken oturan kimse kalmadı neredeyse.
Sonradan çalan roman havasıyla az önce oynamaya zorla kaldırdığım Dermancıoğullarının varisi Doruk Bey şuan ceketini çıkarmış roman havası oynuyor.
Saatler ilerleyince babam ve annem ayağa kalkıp
"Biraz da bizim havalrımız çalsın." dediler ve tüm çiftler Özdemir Erdoğan'ın huzur veren sesine bıraktık kendimizi.
Misafirler yavaş yavaş dağılırken annemlerle hüzün dolu bir veda yaşadık.Onlar da gittikten sonra sadece Nilay, Özge, Savaş, Yağız,Doruk ve ben kaldık.
Doruk "haydi bizde evimize gidelim."
"Dur abicim nereye ya ,hem bizim size bir hediyemiz daha var."
"Kusura bakmayın ama başlayacağım şimdi sizin hediyenize.Bırakın bizi gidelim biz."
"Olmaz Doruk ya hadi."
"Sende mi Derya?"
"Aşkım o kadar zahmet etmişler."
"Sadece 1 saat."
"Tamam."
Gelin arabamızla önümüzde Yağızlar onları takip ederek Yağız'ın sürprizine gidiyoruz.Ve üstelik hala gelinliğimiz ve damatlıklarımızlayız. Doruğun oflamaları ile bir marinaya geldik.Yağız bir yat kiralamış orada eğleneceğiz.
Zaman ilerleyip sonlara gelince Doruk ben ve Özge hariç herkes çakırkeyf olmuş durumda.Tam çıkacakken Yağız'ın birden Doruğu denize atmasıyla ağzım açık kaldı.Sonra Nilay ve Savaş da atladı.Yağız Doruğun korkusundan yatın içine kaçarken Doruk bir hışım yata çıkıp Yağız'ın olduğu odaya gitti.Biz bağırış sesleri beklerken Yağız'ın takım elbisesini giymiş bir Doruk çıktı odadan.Yağız'ı merak ederken Doruk elimden tutup
"Biz eve gidiyoruz,balayından dönene kadar aramayın bizi hadi görüşürüz." dedi evimize gitmek için arabaya bindik.
*******
Özgeden...
Doruklar gittikten sonra Yağız'a ne olduğuna bakmaya gittiğim sırada yarıçıplak Yunan heykelleri gibi bir Yağızla karşılaştım.Hemen ellerimle gözlerimi kapattım .Tam gidecekken Yağız
"Hahahah ne oldu?"
"Şeyy ,giyiniyormuşsun."
"Ee ne olmuş?"
"Çıplaksın."
"Hayır yarı giyiniğim,ayrıca sen gözünü açsana."
"Yok ben içeri gideyim,hadi sende giyin gel gidelim." Şu an domates gibi kızardığıma eminim.
"Özge benden utanıyor musun?"
"Evet, hem de çok ciddi derecede."
"Gerçekten mi?"
"Evet o yüzden ben çıkayım."
"Çıkma,ayrıca üstümü giyindim."
"İnanayım mı?"
"Evet."
Gözlerimi açtığımda Yağız'ın nereden bulduğunu bilmediğim tişört ve kotu giymiş olduğunu gördüm.Ayaklarımın ucunda hafif yükselip dudaklarına bir öpücük bırakıp sarıldım ona.
"Seni Seviyorum."
"Bende seni seviyorum domatesim benim."
"Yağız!"
Yağızla Savaş bizi eve bıraktığında Savaş Nilay'ı kucağına alıp odasına kadar götürdü.Buna izin verdiğimi duysa beni  keser buzdolabında da saklar valla.
Bende balkona çıktım.Birimiz de evlenip gitti işte.. Kahve bardağımı balkonuna devirlerine vurup
"Yeni başlangıçlara." diye fısıldadım esen rüzgara ve kendi odama gitmek yerine Nilay'ın yanına sokuldum.
Artık bu evde iki kişiyiz...
Okuduğunuz için çok teşekkür ederim.İnşallah okurken keyif almışsınızdır :) Sizleri çok seviyorum :) <3

İZMİR'İN KIZLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin