UZUN ZAMAN SONRA

48 5 2
                                    

Selam arkadaşlar. Çook uzun bir zamandan sonra yeni bölüm geldi. İnşallah begenirsiniz. İnanın sizin düşünceleriniz bizm icin çok önemli. Yorumlarınızı bizden esirgemeyin. İyi okumalar:)

Flashback devam
Nilaydan...

Sude Hanım beni arabasına çağırdığında ellerim ne kadar titrese de sağlam durmaya çalıştım. Savaş'ın ailesiyle ilgili bu kadar sorunumuz varken yeni bir pürüze hazır mıyım emin değilim.
Arabaya geldiğimde derin bir nefes alıp kapıyı açtım. Selam vererek oturduğumda Sude Hanım birden beni kendine çekip sarıldı. Bu beklediklerim arasında kesinlikle yoktu. Savaş'ın ailesinde Savaş'tan sonra bana böyle sarılan biri olmamıştı. Gözlerim mi dolmuştu? Sevdiğim adamın ailesinden kabul görmemek o kadar ağırdı ki.. Şu an bu sıcak sarılmaya ihtiyacım olduğunu farkettim.

"Savaş'ın anlattığından daha fazlasısın. Dupduru bir güzelliğin var maşallah."

"Teşekkür ederim. Aslında şu an şoku hala üstümden atamadım. Savaş'ın annesi ve babası benden bu kadar nefret ederken sizin bu yakınlığınız şaşırttı beni açıkçası."

"Anlıyorum seni canım. Ben Savaş'ın en büyük halasıyım. Onda annesinden daha çok emeğim var. Bana gelip 'hala ben aşık oldum' dediğinde ikimiz de oturup mutluluktan ağlamıştık. Bak canım benim çocuğum olmadı. Eşimle çok istedik ama Rabbim nasip etmedi. Fakat bana Savaş gibi bir yeğen, bir evlat verdi. Onun bendeki değeri kelimelerle anlatılamayacak kadar derin ve fazla."

"Anlıyorum sizi."

"Bak Nilay benim seni buraya çağırmamın sebebi siz Savaş'la olamazsınız. Ailesinden yardım almadan tabiki yaşayabilir ama bu sefer hedefleri sen olursun. Yaşadığınız sorunlar bir zaman sonra aranızdaki aşkı da yıpratır. Sonu hüsran olmasın diye seni baştan uyarmak istiyorum. Vazgeçin birbirinizden."

Flashback son

******

Böylece herkes önümüzde pürüz koymaya devam etti. Başvurduğum stajlarda Savaş'ın babası şirketlerle konuşup beni kaldırmayınca Savaş ayrılmaya karar verdi.
Sude Hanım'ı haklı çıkardın ya!
Geçmiş anıları kafamdan silip kaldığım otelin mini ofisine doğru ilerledim. Mimarlıkta ilk toplantım. Ofiste girdiğimde odayı rahatça görebilen bir sandalyeye oturdum ve çalışma arkadaşlarıma selam verdim. Ben haricinde bir tane daha Türk mimar var. Kadın maşallah üstündeki dekolteyle iç mimarlığın her yerden gösteriyor. Bense kot pantolonum ve salaş gömleğimle staj elemanına benziyorum. Kadına ufak bir selam verdiğimde bana bakıp küçümseyici bakış atması aramızdaki rekabeti başlatmıştı.
Bir süre sonra genel müdür içeri girdi.

"Arkadaşlar sizi bu projede size öncülük edecek genel koordinatör ile tanıştırmak isterim. Nilay ve Göksu Hanım şirketimiz size bir güzellik yaptı ve koordinatörü Türk gönderdi."

"Savaş bey buyurun içeri."
Bu isim pek iyi olmamıştı. Neden her yerde bu isim çıkıyor karşıma. Düzenli olarak masaya vurduğum kalem, Savaş'ı görmemle masanın altına düştü. İsmi değil bizzat kendisi karşıma çıkmıştı. Ben onu bir nebze olsun unutmaya çalışırken sürekli birbirimizi buluyorduk.
Kafamın içinde 'Bana kaderimin bir oyunumu bu?' şarkısı çalarken ben çok olmuş bir şekilde ona bakıyordum O ise yüzünde yarım bir gülümsemeyle bana.
**********
Özgeden...
Balayından bugün dönüyoruz. Evlenme teklif almadan evlenen, üstüne balayı yapan, bunun tribini kocasına atmayan tek gelin olarak zirvedeki yerimi hala koruyorum.
Tam bir haftalık balayında Allah'ın Bora Bora adasında sadece iki kere denize girdim. Yağız'ın bitmeyen enerjisi resmen bizi odamıza çiviledi. Bundan yakınmıyorum. Her saniye sevdiğim adamın kollarında olmak bana hazırlarım en büyüğünü yaşatıyor.
Şu an uçaktayız. Yağız'ın omzunda bulutları izliyorum. Bu adam Neden bana hala evlenme teklif etmedi? İçiimde ukte kaldı resmen.

"Yağız?"

"Efendim canım."

" Balayımız çok güzeldi keşke Türkiye'ye hiç dönmesek."

"Dönmeyelim güzelim."

"Annemler parçalasın sonra bizi değil mi?"

"O riski göze alamam işte."

"Sen bana evlenme teklifi etmedin." Pat diye sorduğum soruyla yüzünü görmesem bile gerildiğini hissettim.

"Bunu seni kırdığının farkında değildim."

"Artık farket. Evlendik, balayına gittik ama benim bir evlenme teklifi, çocuklarıma anlatacağım büyülü bir an yok."

" Güzelim benim ne desem boş. Bunun bahanesi olmaz biliyorum ama en kısa zamanda telafi edeceğim. Asma o güzel yüzünü melek karım benim."

Bu güzel sözler beni mayıştırınca iyice Yağz'ın boynuna sokuldum ve onun cennet kokusuyla gözlerimi kapattım. Son duyduğum sözlerse içimdeki sıcaklığı tarifsiz kıldı.

"İyi uykular çocuklarımın annesi."
*********
Deryadan...
Allah'ım bu ne sıcak! Buharlaşıp uçacağım az kaldı. Hamileliğin dördüncü ayı ve karnım normalden daha büyük ultrasonda iki kese fark edildi ama ikiz olma olasılığı daha az. O yüzden bende bu durumdan Doruğa bahsetmedim. Üzerimdeki bol elbise sanki vücuduma yapışmış gibi hissediyorum. Temmuz ayı ve İzmir cayır cayır yanıyor. Arabada klima açık, üst pencere ve yanlar açık ama terlemeye devam ediyorum. Doruksa halime gülmemek için öpmeye doyamadığım dudaklarını birbirine bastırdı.

" Gülme bana, can taşıyorum ben tamam mı. Tabi senin için hava hoş. Yaparken oh keyfin yerinde gerisini Derya çeksin. İnsan karısı sıcaklıyor diye arabaya soğuk su alır. Tabia aceleden elbisemi bile zor giydim. Ne var bu kadar acele edecek? Hemen olsun bitsin istiyorsun değil mi? İşin mi var senin ne bu acele? Şirketteki arkadaşlar bekler değil mi? O Asu hala orada çalışıyor mu?"

" Aşkım sakin ol. Sana gülüyorum çünkü çok tatlı görünüyorsun. Acele ettim çünkü kontrolden sonra seni götürmek istediğim bir yer var. Ayrıca termosa soğuk su hazırladım, koltuğun kenarında. Şirkette işim yok. Asu da geçen ay işten çıktı. Okey?"

"Çok bunalttım değil mi seni?"

"Hayır öyle bir şey yok. Ben halimden gayet memnunum. Karımla bebeğimizin cinsiyetini öğrenmeye gidiyorum. Kimde var bu şans?"

"Seni seviyoruz."

"Bende sizi seviyorum."

Kliniğe geldiğimizde Doruk hemen elimi tuttu. Doktorum Fatma Hanım'ın odasına ilerledik. Koridorda birçok hemşirenin Doruğa olan hayran bakışlarını yakaladım. Koluna iyice sarılıp, kızlara 'bu benim' bakışımı attım. 'Bitch nurse'
Odaya geldiğimizde Fatma Hanım güler yüzüyle karşıladı bizi.

"Hoşgeldiniz, buyurun geçin. Nasılsın Deryacım."

"İyiyim ama havanın sıcak olması beni yoruyor ve sinirlendiriyor."

"Bunlar çok normal. Size ormanlık temiz bir havada tatil öneriyorum. Yürüyüş yapabileceğin ve stresten uzak kalacağın bir yer sana çok iyi gelir. Ultrasona geçelim mi?"
Heyecanım en üst seviyeye çıktı ve ultrason masasına yattım. Doruksa hemen yanıma ilişip ellerimi tuttu. Fatma Hanım hazırlıkları yaptıktan sonra o mucizevi ses odayı doldurdu ama düzensiz.

"Kalp atışları düzensiz bir sorun mu var?"
Doruk'un sorusuyla ellerimi sıkıca karnımın üstüne sardım.

" Hayır hiçbir sorun yok diğer kalp sesi kardeşine ait. Gözünüz aydın bebekleriniz ikiz. Çift yumurta ikizi."

"İkiz mi?"

Biliyordum, onları hissediyordum biz ikizlerimizle kocaman bir aile olacaktık biliyordum.
********

Okuduğunuz için teşekkür ederim:)

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 10, 2016 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

İZMİR'İN KIZLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin