İZMİR'İN KIZLARI

KAPIDAKİ FACİA

Nilaydan...

Derya'nın yanında içeri giren Levent dayıyla(Özge'nin dayısı) ağzımız açık kaldı.Bu misafiri beklemiyorduk.Levent dayı Özgeye sarılarak;

"Nasılsın canım yeğenim"Özge şaşırmış bir şekilde;

"İyiyim dayıcığım sen nasılsın.Hangi rüzgar attı seni buraya."

"Valla aileleriniz bırakmadı,git bir bak öldüler mi , kaldılar mı şunları bir koloçan et dediler.Sonuç :burdayım"

"Ne güzel ne güzel iyi etmişsiniz"dedim memnuniyetsizlikle.

Dayı"Ee siz ne yapıyorsunuz?"deyince

"Valla dayı ne yapalım okulla uğraşıyoruz vizeler falan."dedi Özge.

"Neyse daha bir hafta buradayım,bol bol muhabbet ederiz."

Bunu duyan Özge ve Derya aynı anda

"Hadii Bee"dediler böğürerek.Dayı;

"Ne kadar mutlu oldunuz değil mi?"dedi.

Özge'nin dayısı siyah saçlı, iri gövdeli,uzun boylu,mavi gözlü bir adam.37 yaşında olmasına rağmen çapkınlık peşinde koşmaktan evlenmemiş.Kendisi çok deli dolu bir adam.

Umarım bu sınav haftasında bir de dayının stresini yaşamayız.

*******

Kızlarla okula geldiğimizde Derya kütüphaneye gitti, biz de Özgeyle kantinde oturmuş dönem ödevi hakkında konuşuyorduk.Sonra Derya bir hışımla içeri girdi.

"Allah benim belamı versin."deyince

"Amin cümlemize"dedim.

"Nilay çok sinirliyim bir de sana patlamayayım." Özge merakla

"Hayırdır ne oldu?"

"Ya şu geçen barda tanıştığımız çocuk varya"

"Doruk Dermancıoğlu mu?"dedim bende lafa atlayarak.

"Ta kendisi"

"Ee noldu?"dedim merakla.

"Kütüphanede karşılaştık." sonra ben kendimi tutamayarak;

"Ne yaptın çocuğa itin götüne soktun değil mi?"

"O beni soktu canım"

"Nasıl?"

***

Flashback

Okulun kütüphanesinde yıpranmış kitapları onarırken,gelen gülüşme sesleri dikkatimi çekti.Bu ne ya burası kütüphane biraz susun diyecekken gülüşlerin sahiplerinden birisinin Doruk olduğunu gördüm.Bir dakika yanında bir kız var?Kıza öldürecekmiş gibi bakarken Doruk beni fark etti.Kıza bekle gibi bir hareket yaptı ve yanıma geldi.

"Aa Derya nasılsın,beni hatırladın mı?" biraz oyun oynamaktan bir şey olmaz değil mi

"Ya çıkaramadım bi yerde mi karşılaşmıştık?"

"Barda tanışmıştık pazar akşamı."

"Aa hatırladım hatırladım Doruktu değil mi?"

"Evet nasılsın?"

"İyiyim çalışıyorum."

"Öyle mi ne güzel"diyecekken yanına az önceki kız geldi.

"Canım beni bu güzel kızla tanıştırmayacak mısın?" canımmış,canına sıçayımm ben senin.Doruk;

"Aa evet bu Derya,bu da Selin." Selin;

"Memnun oldum Derya"

"Bende "dedim sıkılgan bir şekilde.Sonra Selin;

"Canım ben gidiyorum"dedi.Sonra dişlerimin arasından

"Sevgilisiymiş"dedim.Doruk dediğini duymuş olacak ki sinsice gülümsedi.Sonra;

"Tamam canım görüşürüz."dedi.

"Tamam"dedi uzaklaşarak Selin denen o kız.Sonra Doruk bağırarak

"Teyzemlere selam söyle Selin "dedi.Hassiktir kuzeniymiş.

Doruk şaşırdığımı farketmiş olacak ki;

"Selin benim teyzenin kızı bu okulda okuyor.Onu ziyarete gelmiştim tesadüf ki seninle karşılaştım."

"Yaa ne tesadüf değil mi ."

"Derya ben sana bir şey söylemek istiyorum."

"Evet"dedim heyecenlanarak.

"Benimle bir akşam yemeğine çıkar mısın?"

"Yani biraz hızlı oldu tabi,baya hızlı,vuhuu çok hızlı oldu."

"O zaman ben sana telefon numaramı vereyim."

"Tamam o zaman"

Flasback son

****

Derya"İşte böyle kızlar,abi vuhuu nedir ya?"deyince gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum.Ama artık dayanamayarak;

"Sen sıçmışsın,vuhuyla sıvamışsın,yemekte de tüyü dikersin."

"Ya Nilay ya"deyince

"Ne ya ? Vuhuu nedir kardeşim."

Okuduğunuz için çok teşekkür ederim :)